13
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1318
Okunma

çayın yeni kıyısında eski sürgünler
yolumu yeşile boyar
rüzgâra karşı bir başıma
ellerimi taşırım
yeni yüzüm, eski etekliğim güneşte
kızgın sac, elle dokunun
ya da gül merhemi sürün yarama
söğüt gölgesi
benimle öğün
ellerim heybe, ağır
yürüdükçe daha da ağırdır ellerim
indikçe iner içime güneş
eririm
yeşil özüne katkı
şiirler çıkmayız göklere
gök’ler sağır
gök yüce kanatlarım küçük
sevda kanatlarından
uçuyorum
güvercinler bulmaya
doğa öğretmenimden öğrendiklerimi
uyduracağım kitabıma
ilk sözü hep insan söyler
mavinin dili dilimizden kısadır
mine çiçeğini biz görürüz
küçük tırnağımızdan küçük
o bizi görmeyebilir
gördüğüm mavi kısır da olsan
beni içine al
kıpır kıpır iş canım
nerde bulsam doğururum
bir yaprak mavi
toprağa salarım köklerimi
ad konulur mu maviye
ben de el mavisi desem
ellerin atan yüreğini
yüreğime koysam
aydınlığında kitapların
bir yusam
bir daha, bir daha yusam!..
13. 04. 1986 / Nazik Gülünay
yusam- yumak: yıkamak