3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1225
Okunma
"Yalnızlığıydı haykıran
Onlarca adsız güneşin
Ve inceden bir el uzatması
Parıldamaya gereksi bir siyahlık
Ve güpegündüz hep aynı
Yolumuzu kesen o şaki
değil miydi -zamanın tetikçisi-
Gök boyamaya soyunan ihtiyar mavi…"
Sessizce mırıldanıyordu
Fütursuz yaşlı
Ne dese kulak delen bir küpe
Ama takan kim
Ben bilirdim ben
Dev aynama sordum
Dedi ki:
"Demirsiz dokundum ben toprağa
yontulmuş dağları gezmedim
Uzağının uzak gibi uzak olduğu
Asfalt kınaları olmayan diyarlarda doğdum ben
Ve asla dakikalara ömür biçmedim
Yıllara muhatap
şafakların türkülerini dinledim"
Bir yandan dert deşiyordu
Fütursuz yaşlı
Ne dese yürekden çalan bir pare
Ama gören kim
En çok ben çekerdim ben
Hüzüm aynama sordum
Dedi ki:
"Ben duymadım ki yar sesini
İki güneş kızgını tepeden geçerken
Biliyordum zaten ahmaktım
Karşıdan gelen
Ses bendim ben
Sanıldığı gibi değil dağların titreyişi
Ama haykırmazsan da adam yerine koyulmuyordun
Biliyordum her defasında
Soyuyordu gene beni o mavi
Kanıyordum işte bile bile"
Tabi ki yanlızlığıydı haykıran
Onlarca adsız güneşin
Kör sultan gördü
Dımdızlak ortadaydılar
Çünkü onlar hiç tanrı olmadı
Ve sevilmedi yakarken...
Gece diyorlardı adına
Oysa koca dünyanın gölgesiydi
Üstümüzdeki
Topluca bir kıyımdı sonradan anlaşıldı
Yıldızlar kayınca birer birer
Son yolcukta bile
Gıptayla seyre dalıyordular
Biliyordular bir gecelik
Ve bir bakışlık aşktı bizimkisi
Çünkü biliyordular
Koca oğlan tepeyi aşaçak
Yeni bir gün olacak
Yaşadığımız aşkları ellerimizden alacak
Ve bize mavi bir gökyüzü getirecekti
-Eşantiyon umutlarla-
Biz de onu hep sevecektik...
"Yalnızlığıydı haykıran
Onlarca adsız güneşin
Ve inceden bir el uzatması
Parıldamaya gereksi bir siyahlık
Ve güpegündüz hep aynı
Yolumuzu kesen o şaki
değil miydi -zamanın tetikçisi-
Gök boyamaya soyunan ihtiyar mavi…"