1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
448
Okunma
Bilmesen de sen
Kaybolurdum yoğunluğunda
Saçlarına serpip rüyalarımı
Ufuksuz dağların
eteğine bırakırdım
Hicazkâr şarkılarımı
Kayalık kuşları
Avuçlarıma tünediğinde
Kanardı topraklarım
Çöl ateşi gibi olurdu
Buz tutmuş dudaklarım
Kızgın bir su etimi kemirir
Baygınca dokunurdu
Günümün eksik yanına
Âsude ömür çiçeklerim
Bergüzarlar okşandıkça
Ruhum çırılçıplak kalırdı
Yaralı bir mâşuk gibi
Gezdirirdim gamzelerinde
Vicdanımı makbere gömerdimde
Sırtımda, onca kâhır
Zulamda, bir tek mahir bırakırdım
Parlayarak ölürdü günahlarım
Kap kara bir mahzene düştüğünde
Birden bir zılgıt yükselirdi
Göğsümün orta yerinden
Ağıt niyetine
Tutarsız dualar yağardı
Katre katre
Vicdanın ulu kucağına
Haşmetli bir isyan
Kutlu bir haykiriş gibi
Nur’a dönüşürdü
Tenime serpilen yagmur
Bir sen yapışırdı yakama
Bir ben
Kalırdım
Onskekiz bin âlemde
Muamma
Müşteba Güneş
5.0
100% (1)