Karlı dağların arkasındaki
Buzlu yola sor beni…
İçten içe yanıp kavrulup
Nasılda erimemek kaybolmamak için mücadele ettiğimi…

Yalnız ağaca sor hani şu üstüne kuşların bile konmaya çekindiği
Hani despot gibi görünüp aslında yalnız, kırgın, soluk yapraklı ağaca sor…
Git sor beni mutsuzluğun adını yazdığım kulübenin duvarına
Çimenleri beslemiştim gözyaşlarımla tam orada…
İçte…
En dipte…

Eğer azcık gücün varsa git beni
Dört duvara sor
Gölgelerimi ödünç verdiğim…
Hiç açmadığım kitaplara sor
Geleceğimi tümünden sildiğim…
Hiç giyilmemiş naftalin kokulu kıyafetlerime sor
Geçmişimi reddettiğim…
Eğer gücün varsa gel beni
Bana sor…

Eğer azcık cesaretin varsa gel de beni bana sor
Diyeceğim ama…
Gelme boşuna
Ben nerdeyim ki…
Yokum ki…
Gelme sakın
Bugün müsait değilim…
Niye mi?
Ben benden gitmişim…
Adını bilmediğim, tahmin de edemediğim yerlerden yerlere gitmişim…
Dertlerime derman aramadan acılarıma kanıp gitmişim…
Yan komşum hasretinde payı yok değil bu gidişte…
Hasretten gitmişim…
Kime, neye bilmem ama
Bugün sakın gelme…
Çok geçmişim ben benden
Fark etmemişim ama
Gitmişim…
MERVE GÜREK