9
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
882
Okunma

“-hatırı sayılır zenginnerden bi(r) Aziz Usda
varımış da
hırsızın biri bunun evini
yarmaya ğakmış
olcag ya adam evine giren hırsızı kovalarkana
hırsız düşmüş,
Aziz Usda’nın balkunundan aşşa
hırsızın ayağı kırılınça
tabi kaçamamış
zapdiyeye yakalanmış
zahar o ğünün behrinde
derdest edilip gadı efendinin huzuruna çıkarılmış
gadı efendi buna bi zılgıt çekiyo
bir azametle, hırsızın üsdüne yörüyo
“-bire melun, utanma(z mıs)ın
bu yaşta hırsızlık yapmaya
haram, günah nedir bilme(z) mi(si)n
boyundan bosundan utan
atın bu deyyusu zındana
“hanyayı-gonyayı” eyi bellesin
bi ta(ha) da alın teri dökmeden
garın doymaycağını ö(ğ)rensin”
hırsız gadı efendiye etiraz etmiş
“-efendim ben bir şey çalmadım ki
bu memlekette hak-adalet yok mu?
sen beni ne haknan zındana atıyo(r)sun
benim suçum güna(hı)m ne” demiş
gadı efendi öte bakmış, beri bakmış
evelemiş, gevelemiş
işin içinden çıkamamış
n(ih)ayet “haklısın” demiş
gadı haklısın deyinçe barabar
hırsıza bi(r) dirayet geliyoru
..
gadı efendiye yüklendikçe-yüklenmiş
“-gadı efend, gadı efendi
asıl davacı benin(m), ben
Aziz Usdanın korkuluklarının
çürüğ olması yüzünden
balkundan aşşa düşdüm,
bakın bacağımı kırdım
ya ölse-galsaydım? hı!?
çoluk-çocu(ğu)m n’olcağdı
hinci işimden gücümden de galdım
yetmez gibi bi(r) de sen beni kodese dıkarsın
ben bu adamın evinden ne çalmışıyın”
!!
“yavız hırsız ev sahabını basdırı(r)” misali
gadı efendi hırsıza ne desin hinci
canı sıkılmış,
başını gaşımış
öykesini Aziz Usdadan almaya galkışmış
bu defa da hışımla
şika(ye)tçı Aziz Usdanın üsdüne yörümüş
“-Aziz Usdaaa, bre Aziz Usda ,
balkununu neyye muhkem yapmazsın
neyye düzgün çakmazsın gorkulukları?,
üsdelik bi(r) de usda olaca(ksı)n
yaptığın evlerde; böyleyse eğer
vay ümmet-i müslümanın haline
bakalım sayanda daha ne canlar yanacak,
vatandaşın evlad-ü ıyalinin hali n’olacak
bak! beyefendi senin yüzünden
balkundan düştü,
ayağı gırıldı,
ya ölseydi ne-üzu billah?
senin gibi usdalardan illallah
olmaz olsun senin gibi usda!
dıkayın seni içeri
de! aklın başına gelsin bi!
bekçiler.. atın bu usda bozuntusunu zındana”
herkeş bakmış kalmış kadı efendiye
öyle ya!
bu sefte de Aziz Usda diklenmiş
“-neyye”
gadı efendi daha sertçe kanırtmış
“-balkun gorkuluklarını
muhkem yapsaydın ya!” demiş
boynu-bükük ev sahibi Aziz Usda
saygıyla garışık itiraz etmiş gadıya
“-efendim, evet ben usdayın
hem de baya etibarlı bi usdayın
üsdüne-üstlük ev de benim amma..?
balkun gorkuluğunu
ben kendim yapmadım ki
beni suçlayasınız”
“-kim yaptı bre adam”
“-Dülger Musdafendi”
“-tiz çağırın hu
Dülger Musdafendi denen melunu”
dülger hemen huzura alınmış
suçu anladılmış,
“-bak Musdafendi,
bu beyfendi
Aziz Ağanın balkunundan düştü
ayağı gırıldı, işinden gücünden oldu
Aziz Usdanın balkun gorkuluğunu
sen yapmışsın
amma velakin muhkem yapmamışsın
gerekirse iki mıh fazla çakar
insan yaptığı işi biraz muhkem yapar,
vatandaş Aziz Usda’dan
Aziz Usda da senden davacı
vicdan-ı amme nezdinde suçlusun zinhar”
!!
Musdafendi bakmış pabıç bahalı
gadı haklı,
ne etmeli, ne yapmalı da! kefeni yırtmalı
adam gözüyün yaşına bakmaz
içeri dıkar
Allah yaratdı çoluk-çocu(ğu) vardır
demez de; asar mı asar
en eyisi suyuna getmeli
“-evet efendim
benim çoluk-çocuğum da düşebili(r)di”
“-değil mi ya,
zindan senin aklını başına devşiri(r)”
Musdafendi
zındana atılacakmış ama,
madem herkes etiraz ediyo, o da etmiş
“-evet o gorkuluğu ben yaptım,
ben çaktım gadı efendi
her tarafı da bi tamam muhkemdir.”
“-yaa??
eee”
“-ben çakdım ……………. amma velakin;
gel gelelim
tam o son mıh çakacakken,
…..!!
yeşil feraceli bi hatun,
karşıdan geçiyo(r)du
ister-istemez gözüm ona takıldı
o arada mıhı kaydırmış olmalıyın
muhkem olsun deye çok mıh gullandığımdan
başka da mıh galmamıştı
..
o yeşil feraceli hatun;
o! yeşil feraceyi keymeseydi
o gün, o sahat, oradan geçmeseydi
mıh yannış çakılmayacaktı
balkun gorkuluklarında da
haşa huzurdan bir gusur olmayacaktı
beyefendi düşüp ayağını gırmayacaktı
o yüzden bir suçlu varsa
o da; o yeşil feraceli hatundur!”
“-tiz bulun o yeşil feraceli hatunu
ne menem bir şeydir”
koşmuş zaptiyeler alıp gelmişler
yeşil feraceli hatunu
kadı efendi ona da esmiş yağmış
suçunu usulen anlatmış
?
“-… bak yavrum, nur-a aynım
şayet
sen bu göz gamaşdırıcı yeşil feraceye bürünüp
Aziz Ağanın konağının
oradan geçmeseydin
Musdafendiye görünüp
nazar-ı dikgatini cebretmeseydin
o çivi muhkem çakılacaktı
beyefendi düşüp sakatlanmayacaktı
şimdi ben kendi elcağızımla
seni demir barnaklıkların arkasına
nasıl göndereyin
benki; yünsek vizdannı bi gadı
bu bana yapılır mı,
benim ne günahım mar ki?
ne edeyin ben hinci”
…
“-atın bunu(zın..)” demeye kalmamış
yeşil feraceli hatun da
etirazını sıralamış
“-maruzatım var kadı efendi,
Hakg-ı aliniz var; suçluyum amma
benim bu gördüğünüzden başga feracem yok
bunu da siyaha boyatmak için
Boyacı İbram efendiye verdim
amma Boyacı İbram siyaha değil de
yeşile boyamış
benim bunda ne suçum, vebalim mar
zındana atılacak biri varsa
o da Boyacı İbramdır” deyince
gadı efendi öfkelenmiş, gürlemiş
“-bu iş çok uzadı
benim görülecek başka davam yok mu ey ahali” demiş
“bu dava ile akşam oldu
mahkemeye hacet kalmadı
zaptiyelerden birine
hemen bir darağacı kurun
ötekine de
tiz boyacı İbramı bulun
asın deyyusu
ben de kurtulayın
siz de kurtulun” diye emreylemiş..
kadı efendi davanın
uzamasından yorulmuş
hemen idam sehpası kurulmuş
Boyacı İbram derdest alınmış
derken
kadı efendinin kapısı tıklatılmış
“-ne var bre çavuş”
“-efendimiz af buyurun
bir maruzatım var da”
“-senin derdin ne yahu
……… de hele”
“-efendim boyacı İbramı asamıyoruz”
kadı efendi kükremiş
“-neden bire zındık”
“-efendim
adamın boyu bizim darağacından uzun”
kadı efendi,
kendince işi halletmiş
bulduğu çözümden memnun
fetfasını vermiş
“-bulun gısa boylu bi İbram
deyyusu asın gitsin
bu dava da bitsin” demiş
DİPNOT
ganırtmak / kanırtmak : tersine bükmek, ditmek, daha fazla diklemek, ters etki, beklenenin aksine gelişme
5.0
100% (7)