6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1755
Okunma

Son şarkıyı bekle
Özlemin konduğu demde son şarkıyı
Bıçak sırtı sabrın sınandığı vakittir gece
Bıçak ki dilin çatallanması
Gözün kararması
Kemiğe dayanmasıdır
Vuran ağlar
Kalan ağlar
Bir vakit namazıdır artık yaşanan
Baş ağrılarından devşirilmiş gece
Tüm acıları şapkalandırılmış şarap
Boşalt
Ne varsa at sana ait olmayanları
Yılgın bakışlarında serçe
Şaşkınlarda kırmızı ellerin
Gözlerini sürme
Dilini sürme
Kuzguna yavrusu güzel gelir
Güzele kına verilir
Kınalı ele buse
Geleceğimi satın alan yar
Günahımı alma
Kahırımı alma
Döveni dişe
Bak bu harman yeri kalır mahşere
Biter gece
Dökül şimdi sesime
Uzan uykusuzluğuma
Bakışlarımdan çıkan ruh halim
Sökül çorap,çorap
Ör örülesi lepiska saçlarını bağrıma
Buseleri sorma
Baygınım sana duvarına yatmış asma dalı kalışım
Koruk kalışım
Şarabına sarhoş testiyim oysa
Bir uzun yolculuğa çıkardın beni hazır olsun gövden
Ardına dönüp,dönüp bakma dönerken evren
Bıçak sırtı yaşamakmış sensizlik bir dem ah
Yerine yerimi doldur
Diline dilimi
Sensizken sızlayan yüreğimi
Ve şapkanı unutma
Bıraktığın kapı ardındaki şahlanışımı
Son defa çiçekleri yanak,yanak sulayışımı
Aynaları kırışımı hatırla suya düşmeyen yüzün aksını kar yemiş soğuk sularda
Sil bütün hikayeleri mi
Ve yırt sana ulaşamadığım haritaları
Pusulam sana uyaklı
Çorabım sökük yumağı sana yuvarlanmış
Dağ taş toprak etten barınak
Bu olsa gerek bıçak sırtı
İç güveyi yaşamak
Halikarnas balıkçısıydı oysa uykum
Vala ceketli
Boğazlı kazak saçın örgüsü sol yanım
Dilini uzat
Hangi harama sürülmüş bulmak gerek
Bir yanım ölüme bakmak gibi
Diğeri yüksek gerilim yemiş serçe
Ah seni düşünüp öldüğüm secde
Kıblemdin hani
Bilinen coğrafyalar gibiydin
Bakir balta girmemiş sevdam ormanı gibi gür
Senin benden gidişinse yalnızca kendine
Minare’yi çalmaya hazırlanmış kılıftı
Öylece
Bir garip tokatlanır popon ses ses diye
Bir yanında ölüm
Diğerinde kalım hikayesi
Neşterin göbek bağına değmesi
Atılan düğümün çözülmemesi
O yüzdendir öldükten sonra toprakla demirin sevişmesi
Gülün dikilmesi
İki ucu boklu çomak sevilip sevilmeme ihtimali
En büyük ihtilallerimin sebebi sen
Sen ki su
Sen ki ateş kuşu
Konduğun dal bendeki yürek sızısı
Çarpıntım ince hastalık
Dudak bağımdan bir nebze koparılmış keten ipi
Tutunup yürüdüğüm hayat iksiri
Yanaklarımdan içilmiş tuz ekmek hakkı sesleniş sana şu özlem
İlk basamağımdın ben arşa çıkarken
İsyanımın baş harfi
Ve patrona Halillik
Hamam kurnasından içilen içki kokteyli
Neyzen tevffikle hamamcının esrara kağıt kesilişi
Yelkenlimin pupasından damlayan aşk ki ateş ve kan
Soyundu şarap testime
Topraklandı kan
Bu bendeki bir isyan can isyan
Yaşamak
Ya da yaşamamak değil mesele
Mesele toprağın altında ki N
Su sızar
Çil sürer
Taşlar toprağa döner
Can canana
Mayası gelmiş teknedeki aşk
Ersünlemek
Unralamak
Açıp saçlamak gerek
Sıcak,sıcak dumanı üstünde saraylı yemek gibi
Zor zanaat mesele
Kendine yürümeyi öğretmek
Sevmeyi güneşlemek
Kar kor iştir terlemek alın,alın
Kazansan da ,kaybetsen de
Ezik bir zaferdir pencerende ay güneş
Mahkümiyetinin kılıflanması
İhanetlerin hızlanması
Yarası kapanmaz yara bu dil yarası
Tuz ki bu zamanlar içindir yanak otağında
Hançer aşk ile kalbin orta yerinde dil bağı
Yar parçandır
Parçan taş
Gelip iki kaşın arasına kesilir kırmızı kurdeleli mermi çekirdeği
Dil ki;
Mahkumiyetimin özgürlüğümün nefeslenmesi
Acımın renklenmesi
Ve seni sensiz sana sunar
Yediğinde vurgunu süngerci
Taş gibi toprak gibi
Renkten ,renge girer özlemin elleri
Yanış vaktidir
Düğün akşamıma denk gelsin gözlerinle devrilişim
Mevsim bahar bilirsin seninle hayat diye tanrıya seslenişim
Tam da bu noktada çözülsün belindeki kırmızı kurdela
Tanrı şahidimdir ellerimi bırakma
Bırakamam yar bırakamam başka kurşunlanmalara
Vakit tam da bu vakittir
Oyalanmak olmaz
Aşk uzun bir sesleniş
Artık dönüşmeliyiz
Sen bana ben sana
KAMİL SÖYLEMEZ