0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
514
Okunma

Beklemediğiniz anda
bir ayna belirdi karşınızda
tesadüfen işte
ete kemiğe bürünmüş
ruhu tanrının nefesinden
sır’rı sizden öteye geçememiş
dile gelişine şaşırmadınız;
“Sizi daha iyi duyabilmek içindi
suskunluğum
oynadığınız rolü anlama çabasıydı
sükunetim
loş bir aydınlığı
hayatın kocaman sahnesi sanarak oynadınız
yanıldınız”diyordu.
gözyaşlarınız makyajınızı sıyırıverdi aniden
çamurlu yollar belirdi suretinizde
karanlık
ıssız bir geceydi yüzünüz
içinizdeki acınası telaşlarınızı
suretinize kustunuz
inanmak güçtü
bu yansıyan
bu siz miydiniz?
sarhoşun kaldırıma kusuşu
sendeleyip düşüşüydü haliniz
ne kadar ucuz olduğunu fark ettiniz
ve ne kadar aciz göründüğünü
yansıyan hakikatinizin
yüzleşmek şubat soğuğuydu
filizlenmemiş tohum sıkıntısı
meyvesini taşıyamayan dut ağacı
kabuk altındaki yaranın tazeliği
tesadüfen yüzleşmek hele
rahme düşmeyen çocuk hiçliğiydi
bir izbede kürtaja aralamak bacaklarını
kaldırımlarda ucuz topuk tıkırtılarıyla
alıcı beklerken
bir çocuk bakışıyla karşılaşmaktı
ömrün fitne fücur anlarıydı
tesadüfleriniz
vicdan belasıyla kanlı bıçaklı olmaya
bulanık suların ardındaki
herşeye sebep oydu
o yüzdendi
yüklenişiniz
ölmeye yatmak düşünceniz
dönün sırtınızı
sizden yansıyan ne varsa
herşeye
koyu bir makyajın ardında bırakın
aklın almayacağı sırlarınızı
gücünüz yetecekse savaşmaya
alt edin vicdan belasını
yetmeyecekse
olduğunuz gibi yaşayın!
Hüseyin Gökmen