0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
181
Okunma
SAYIKLAMA
Dünyanın sonu doğduğum evdir
Saatlerin sesi annemin evhamı
Parmağımızda birer yadigâr izdüşümlü mezura
Yine iliştiremedik marifeti yakamıza
Yolu düşen rüzgârla, bir gök gürültüsüyle,
Bir gün doğumuyla, bir ışık huzmesiyle
Bir ay tutulmasıyla, bir yıldız kaymasıyla
Bir ev pekâlâ sökülebilir, yırtılabilir, yamanabilir
İğneyle ipliğin aşkıdır mücadelesi söküğün
Lakin takvim yapraklarının dökülmesiymiş meğer
kumaşın dikiş tutmaması
Anladım ki;
yıkılsa da duvarlar yıldız görünmez çivisiz boşluklarda
Gök kubbe sonsuz bir yanılsamadır perdelerin ardında
Yanıla yanıla yumdum gözlerimi geceye eriştiğim anda
Gördüğüm yorumsuz rüyada kaldı aklım
Avuttum kendimi, ‘kâbuslar tersine çıkar’ diye
Lavantalar yaktım, ‘bahçem kurumasın’ diye
Lakin hiçbir sabahın üzerinden çekemedim
tüten bacanın isini
Meğer çoktan kırılmış mermer eşik
Bazı ayakkabıların kaderi
uğurlamakmış atılmamış adımları, yürünmemiş yolları
Dokunduğum kâğıtlarda solup kalıyor vedalar
Vedalar ayaz taşır da soğutmazmış sızıyı
Kapının ardında yalnızlar göçü
Sandalyeler boşlukları ağırlıyor şimdi
Âlemin öte tarafına hayat diyorlar
Hayat; hiç bitmeyen bir şarkı dünyanın dönüş hızında
Eşik; köprüsüz bir bataklık şimdi
iki yakayı bir araya getiremiyor hiçbir terzi
biriktirdiğim takvim yapraklarını iğne iplikten geçiriyorum bu günlerde
eski günleri bir araya getirmekle geçiyor günlerim
zaman koca bir takvim oluyor elimde
yüreğimde takvim yapraklarını tutturan iğne sızısı
tıpkı bir sızı gibi kayıbım kendi kuytumda
kimsenin haberi yok
dört adımlık odadır yürüdüğüm yol
bir karış tül yeter yüzümü silmeye dünyanın renginden
kaybolduğum anlaşılmaz bile
duyulmaz bile
ne zaman kaybolsam
unutmayı en çok istediğim adı
sayıklarken buluyorum kendimi;
sonra bir meleğin fısıltısı yakıyor kandili
mukayyet ol aklına
mukayyet ol aklına
mukayyet ol aklına…
HÜSEYİN GÖKMEN
02.04.2025