3
Yorum
7
Beğeni
4,9
Puan
959
Okunma

“-Gölyerinde hemen herkesin tarlası
anlarına yakın yerlerde de armut ağaçları
anda kaldığı için “Nizeli Armut”
bizim olan tek meyve ağacı
o da Bedellerle “ortak”tı
anama, rahmetli anasından “meres”
aslında iki değil de beş dönümmüş
Hasan Dedem armut ağaçlı kısmı kendine
iki zikzakla kendi hissesine katmış,
“er hakkı” deyelek yarı-yarıya bölmüş
çocuklar “güçcük” olunşa, yıllarca
ekmiş, bişmiş, galdırmış
nikah olmadığı için aslında
hiç pay almamalıymış
..
bobam “ğarı malı” diye biheves
ne arkasına düşmüş,
ne aramış-sormuş ne eyvallah etmiş..
anamın tarlası ara yerde “guşa dönüş”
bil vesile bobam kayınpederine küsmüş
“davşan dağa küsmüşde
dağın haberi olmamış” hanı?
dedem de eyvallah etmezdi işin aslı
bobam da “bobasına çekmiş ”,
“çekmez olaymış”
“çekmeden gedeymiş”
o da “küsdüğü dağın odunu yakmaz
sevmediğini köprüsünden geşmezimiş”
..
“nayeti
Hasan Dedemin sahaplandığı yanına kâr galmış
zati yirmi sene nizasız fasılasız
ekilip bişilen yer;
at binenin gılış guşanın dedikleyin
tapı ğibi höküm ifade ederimiş..”
“ne b(ile)en-ben”
Hacı Dedeme
“-nerden sirayet ediyo bu tarla sana”
demiş tapıcılar
Hacı Hasan adamların yüzlerine bakamamış,
“-ikinci ğarıdan” demiş ehlivukuflar
“-hökümet nikahın varmıydı”,
“……?”
“…!?”
“-nikahın” deye üsderlemiş Tapıcı Gasım
“-efendim o zamanlar aklım ermeyodu”
“-öyleye neye çocukların sehimini aldın”
dedem gene
“aklım ermeyodu”ya sığınmış
..
ehlivukuflar duru(r) mu
hemen o ğün herkeşe duyurmuş
“-Tapıcı Gasım ağşama ğadar
“-emme iki ğarı alcak ğadar
aklın eriyodu” deye söylenmiş durmuş
-armıtlı tarla- öyleynen bizim olmuş
ama biz (yani babamın öküz çifti)
eski an’ı hep gözetdik
yani eyvallah etmedik
tapuda anamın adına olsa da,
eski anımızı geçmedik hiç
güçcük bilader hariç..
gabalardı ermiş-ermemiş
okarda Allah var, içimiz almazdı yemezdik
başka da armut ağacımız yotu işin aslı
Nizeli Armut da sanki hiç olmadı
“-tapıyı onun üsdüne değil de
vereseler adına kaydetmişler
Durmuş Dayım
kömeli armıtları ayırıvımış bize
“-çoluk-çocuğunuz var” diye
o sene
er güzde
ilk o tarla sürüldü köyde
“-analığın gönlü olmadı gene
yengatdan sürdürmüş Hacı Hacı Memed’e”
“-Dayı bu yaşa kadar armıtsız olduk da
hinciden sonura
olsa da farketmez
olmasa da
sen canını sıkma”
bobam;
“-çoluk-çocuk varıkan bile aramadık ki
hinci olsa bile kim yeyvicek
yok-yoğsul adamlar da değilleridi
göresekleri o ğadarıdı demek
bilemeyon vizdannarı nasıl elveridi
“-gün gelecek, can bedenden gedecek”
Allah bana o hesabı sormaz” derdi”
“-agam Gölyerinde nohut-mercimek yoluyokana
“-durr!” derdi
“-herkeş mermilerini alsın yanına”
onar daş alırdık,
doğru anbaşına
sıralanırdık
yan yana
ve daş yarışına
başlardık
isabet bir tarafa
Hasan Dedenin
köme armıtlara
ulaştıramazdık hatta
kollarımız acısa da
aldırmazdık..
bizim ufaklık
on-onbeş adım ihlal ederdi
Hasan Dedenin tarlasının anını
hırsla, kinle, ağaçları taşlardı
ve aparırdı, kelekten daha büyük bir dilimi
“-alın terinin hakkı”
abim öyle derdi
benim gönüllü daşladığıma inanmadı getdi
DİPNOTLAR
çekmek: kişinin davranış, karakter ya da bir uzvunun yakın akrabalarından birine benzemesi
sirayet: geçme, intikal etme
gabalamak / kabalamak : eli erdiği yerden, gelişi güzel kabaca toplamak, biçmek, yemek
Ömer Hayyam
Çalı / 1689
Resim; Zeki Akakça
5.0
86% (6)
4.0
14% (1)