Saçlarını yolanda ben her akşam tel tel
yıldızların
gözyaşını silende ben
yağmurlu
bulutların
aldırmadan
yağmurun yaşın yazın kışın baharın
mevsimi geçti tepelerin yamaçlarında açan papatyaların
erik
çiçekleri soldu dökemez hislerini duygusunu
örüyor ay ışığı mehtapta kozasını temmuz kelebeği
eğri büğrü sözler kız kûleli bir düşün
bin parçaya bölündü mihribana verdiğin
gönül kimbilir hangi ruhsuz kayanın ucunda yatıyor
hep uzak diyarlarda kaldı sevdiklerim
olmaz akşamın hüznü baharın ruhunda
hangi mevsim kaldı ağarmadan ak saçlarında
bir rûya alemine daldığında
zaman da
gündüzünü
gecesini bilmez çözülmez iksiri gözlerin…
Ey pareyi harmanlayıp göze gelen
sevdalar
ömür güz oldu kaşla göz arasında sıra dağlar
şimdi erişilmez uzak bir dağ gibi vuslatlar
eskidendi
yalandan yaşadığın bağlar bahçeler
yalan ömürlerin çilesini dokuyor ipek böceği ay ışığından
sürerim sefâsını külün altında köz
dünyanın aynası
cehennem elleri
güldürürsün eteğinde binbir türlü işve birbir türlü naz
hiç değilse yüzüme
güleydin
yalandan
çiçekli dağları meyve veren ağacı taşlayıp kurşunlamazdın
ak sinenin üstüne karalar bağlatmazdın
yazında kışında hep hazan sen/in
kaşında gözünde oynattın
dünya gözümden düştünde kalmadı
sevda çorak tepelere döndürdün sen yaşarken beni öldürdün
ölüm dediğin ne ki düğün ruhuma bıraktığın renksiz çizgilerin
gün geçtikçe artıyor öğün çokça öğün!!
ben artık serden geçtim gidiyorum……
kal de dizinde yatıp uyuyayım……
yaz akşamında uslanmayan çocuk misali
birlikte ağlayıp gülelim şu dünyanın ahvalini
uslanmayan şiirlerde………………...
Nurten Ak Aygen
05.07.2016
Ekleme:06.07.2016
Ramazan
bayramın ikinci günü!!