6
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
1337
Okunma
işte yine parmaklarımın ucunda akşam oldu
eyy ulu ağaç görülmedi
milletini dört koldan esir eden bölen bir devlet
tarih yazıp çizecektir elbet
şafağı sökmeyen akşamından
tutup kulağından çekecektir bu millet
küskün çiçekler yeşeriyor boy boy
yurdumun üzerinden geldi geçti nice kavimler
hevesi kursağında bırakılan yarım sevinçlerin
hesabı sorulacaktır gün gelip bir gün…
güneş altın kemerini taktı yürüdü
ham meyvesi kalmadı yazın dalında
dünya yüzünde gül karanfil açtı
cevher mürdüm eriği vişne bahçesi
neden vurdun göğsüs kafesime rüziğar
kırıldı tenimde iki dağ misali
çadır kurdu uyur gezer kaderler
çözülmedi ayakbağım yaz yüzüm
sesinde sessizlik hüzün evleri
dokumakta ipek böcekleri ibrişimden
idare gömleğini ilmek ilmek dokunurken
kesilirken ülkemin göbekbağında gelinliği
bir bir inip çıkıyor
göğüs kafesinin merdivenleri
mezalarında ters dönüyor evliyalar…
düzeni değiştirmeye yetmedi bunca sâlalar…
ölü aşklar…
kışladı dillerde suslar…
…… sabahladı hüsran düş kırıklığı hüzün evimde
ah yarım ay sorma gir içeri pencereden camdan
umut kesilmez ki çıkmadık candan!! ……
peki nereye kadar?
Nurten Ak Aygen
07.07.2016
5.0
100% (20)