9
Yorum
43
Beğeni
5,0
Puan
1654
Okunma

....
şimdi hatırladım seni Adam
hep aklımdaydın dünüm, yarınım gibi
özlediğin marazlarım üzerine yemin ederim
valla-billa şiirlerim kırk derece ateş içinde yansın ki
tepe taklak olsun ki imgelerim
hiç unutmadım seni
hiiiççç
hem ben senin bana gönderdiğin penguenlerin
suda seken ay suretiyim -hatırla
atomu nasıl olsa Einstein parçaladı deyip
sevgi teorimizi keşfetmiştin sen de
saat-mekan farkı olmayan zamansız ellerinle
öyle güzel asılı kalmıştın ki yarıküremde
öyle güzel duruyordun yüreğimin yarı ürkek kıtasında
gıpta ediyordu içimin içindeki şımarttığın çocuk bile
avuçiçlerindeki denizde kağıttan gemiler yüzdüyordu habire
habire mutluluğa kanat çırpıyordu öksüzlüğümün gözyaşları
işte tam da o sırada rolünü değiştiriyordu zihnimdeki palyaço
birdenbire sıradışı bir mazeret yaratıyordu hayat oyununda
taşımasına taşıyordu bütün hafıza kaydımı, iletileri, geçmişin
aklaşan anılarını
başımda yerçekimli dağ rüzgarı
bu beni nasıl da sığınmasız bir yağmura teslim ediyordu
belki de seni matematik ve fizikten bile çok sevmemden
kimbilir
ama bazen yolunda gitmiyordu şartelleri atıyordu kırgın saç tellerimin
tanımlanamayan volttan beyin lobları ile ilşkimi bile kestiğim oluyordu -inan
sanıyordum ki beyin köküm sökülüyor
aklım çıkıyor yerinden
kırılıyor liflerim antik bir mağarada
ve ben -bir kadavraydım artık kahkaha tufanına tutulan bedenimle-
ölüler konuşmaz derler oysaki
ben şiir bile yazabiliyorum sınırdışı kimliğimle, sıradışı kelimelerimle
kalmış ki;
konuşmak ne kelime -sus’ma
şimdi hatırladım seni ruh bilimcim
ve hiç unut(a)madım
hiiççç
gözlerinin kahveden hüzne kaçan melodisini içtikçe
altın telvelerden bir ömürlük fal yazdım gözbebeklerinin loşluğuna
"seni sevmek çok güzel şeymiş ömrüm" diye diye
en masum gülüşümü hibe ettim kirpik uçlarının adamlığına
güle güle kullan sonsuzluğum
güle güle kullan...
yirmidörthaziranikibinonaltı/N.E
5.0
100% (34)