46
Yorum
85
Beğeni
5,0
Puan
2780
Okunma


Takılıyorum bir caddenin peşine
eleniyor sesim sokak ayrımında
Dakikalar çakılıyor sessizliğimin ortasına...
Yalnızlık kırığı notalar gıcırdıyor
ağlak kemanın tellerinde.
Secde ediyor hicranlar rast makamında,rast gele...
yatırıyorlar ezgiyi kuluçkaya
Kaderin dizginleri kaçıyor sevinçlerin elinden.
geç kalıyorum yaşamaya
Siyah taşlı bir yüzük oluyor acılarım
yaslı parmaklarımdan dökülüyor sayfalara...
Yeniliyorum bir çiçeğin boyun büküşüne...
Bir çift söz,bir damla su oluyor yanan bağrıma
Yürek tamım ,can evim derken eriyorum kollarında
Dağa tırmanan köy otobüsü edası ile
öpüşün uzanıyor dudaklarıma...
Gözlerin karışıyor gözlerime iki komşu göl gibi
geceye su gibi dökülüyor sesin
Selamını alıp duyumsuyorum nefesini...
Yüksek duvarlar gibi sevgin, elim ermiyor üstüne
sarmalıyorum eşğalini faili meçhul düşlerime
geri vermemek üzere....
Ortalık terk edilmiş gün kokarken
Yorgun bir güneş gölgeleniyor karanlıkta
çıkamıyorum asla başka mürekkebin kıyılarına...
Gidenlerin ardından, kalanların küllerine savrulurken saatler
Gerçek sevda düşü renk vermiyor günlüğümün aynasında...!
Sesim de sessizliğim de gecenin serinliğine düşen resimdi
kadınsı seccade gibi akarken iklim
Mevsimlere rolünü unutturan güz ışığı değil miydi?
yüreğime su taşıyan sesi sessizlik alsa da
Döner miydi yüreğimde aşkın O sıcak mevsimi....
geciken sözcükleri tırnak içine alıp yazabilir miydim şimdi.
Uzun bir kışı başlatmadan sevdanın sesi...
Ferdaca.
Edebiyat Defteri Seçki Kuruluna çok teşekkür ediyorum.Değer veren yürekleriniz var olsun efendim.
5.0
100% (62)