1
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1035
Okunma
şu yanından geçtiğin evi alev duman
çarpışıp sıvası dökülüyor olmalı
sisli duvarların çok kayıp
ruh canın yaşamına aç
cesedin sarhoş ölümüne
sözünün iskelet boşluğunda kumdan kuleler
şerefeye unutulmuş titreyen ışığa bak
belki seni daha göremem
gölge sesim kayboluyor
adı aşk dedin aradım onu
ayaklarını satan gülümsemeli gözler günahlarını
tabutuna yüklüyordu selasız haberin
ey rüzgar dedin
dedin ey salıncak kurulamayan bulutlu servi
su dedim avuçlarım aldığınca
dalgalanan siyah saçını dedim
mavi yelken dudaklarını
onu dedim işte siyah rujlu tırnakların
sökemediği sancılı tutku
güneş görmeyen yanımdan peşimden gelen
düşperest inancın seslisi
bu gece belki
karanlık ışıkların meydanına sırtı onca adım
defnedecekler onu
ışıldayan kentin gri garları kutsal metin
göğsümden gidenlere küfretme
0002