3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1319
Okunma
Bazen yazdıkların silinir, anlam veremezsin.
Beynin inkar eder dejavuyu
Bir yüklemin merhametine sığınır koca bir şiir
Yağmur bulutun şah damarını keserek kaçar,
Yeryüzü suçla yıkanır,
İllegal beslenir toprak,
Ölü sansan kendini, belki bir İsa çıkar diye.
Dişleri sararmıştır gökyüzünün
Umutsuzca güler,
Elleri tütün kokar çaresizliğin
Elleri sevdiceğim.
Siktiri boktan bir umudun vesikasını dikersin masanın başucuna,
En resmi halidir yalnızlığın
Boş bir Hamlet oynar kafanda,
baksa dramdır, konuşsa ölüm
ne Yılmaz’dan uvercinka
ne Arif’ten pranga
Bin yıllık bir hasrete çag atlatır gözlerin
buda garip bir varaka
Dedimya güneşin ülkesi varmı bilmem
Ellerimi bir yıldız evlat edindi kendine
Divane bir kuş gibiyim Şükrü’nün şiirinde.
Uçsam bir türkünün dalına
Kanatlarım mısralarında ezilir.
döksem içimi;
Bardaktan boşalırcasına
Hangi erkek harf anlatır beni
Ağzına kadar dolu bir öpüşten sonra içtim ayrılığı
Düşün ki bugün halep sin
Tam göğsünden vuruluyorsun
Bir taşın enkazında çocuğun Ölüyor
Lal-sin ama bağırıyorsun
Ölürsem şayet, manzarası cam kenarı bir divanda
Afrikalı bir anne yıkasın saçlarımı.
Düşün ki;
Gayb’et çağındayız
Ben buldum, ben atlatım
Popüler kültürde oje şart
Kısa etek
Biraz lüks ölüm
Gayri ihtiyari ağlamak yasak
Ve çilingır yardımıyla açılıyor bütün yasaklar
Coğrafyanı sikeyim kadın
Tarihimizi seviyorum ben
Hadi vücut bul boynu devrilesice devrik bir cümlenin altında.
Bak göğüs kafesinden içeri sensizlik siziyor
ve
Diyarbakır şekeri gibi eriyor ağzımda yokluğun
Bütün avluyu gezen bir türkü dolanıyor dilime
"Hayrim yok kimseye"
ama
o çocuk öldü
ama
dünya binkaç bilmem milyon yıl yaşında
ama
hala ben seni seviyorum üstelik aç karna, günde üç öğün, tütünsüz
pynst
5.0
100% (4)