7
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
1225
Okunma

I
Yaz gecesi yağan yağmur
hayatın bütün serinliğiyle akıyor
alnımı yavaşça seyiren bu akıntı
ahmak ıslatan yağmuru desem
değil
belki sabahı fişekleyecek bir fısıltı
gece sevişmelerine bir artı belki de
yağmur kadınları seviyor
öyle değil mi dostum ?
kadınlar hep böyle gecelerde ölüyor
gökyüzü figüranlığını yapmakta
sofistik kokan bu toprağın
eski bir havayla karşılaşıyorum
billindik bir kokuyla düşüyorum hayallere
yaz gecesinde yağmur başka yağıyor
başka dokunuyor tene
bir hallere giriyorum sonra
iç sesim oldukça kabarık
yaramaz bir kediyle
gece hala soğuk kalıyor
o kutsal bekaretiyle
II
straplez duygular yaşıyorum sonra
hayatı omuzlamayı bırakıp
köylülerle kürek çekiyorum
çekik gözlü buğdayları
kudurmuş bir güneşe karşı
dikenliyorum ellerimle
john lennon çalıyor sonra uzaktan
kendimi oldukça uzaklara atıyorum
iki kız boynu bükük bakıyor
kendimi elimdekilerle buluyorum
ramazan ayında
oruç tutmayan bir kentte
günaha ortak oluyorum
küllerimde girmsi bir renk
tenimde derin bir soluk
yalancı ağaçların altında
yalnız değilim elbette
elimde minik bir kedi
onu konuşturuyorum
ölen kadınların sesi çıkıyor ağzından
yaşayanların çilesini çekemeyecek kadar tiz sesi
helal para kazanıyorum
sanıyorum ki
alnıma değen her yağmur
birilerinin alın teri
konuştukça susmayı bilen
sustukça yokluğa gömülen
yaz gecesinde yağan bu yağmur
kendini hissettirmişti dünden
şimdi seninle yaşanmamış hayalleri yaşıyoruz
belki uydurma geliyor birilerine
bir şiir olamayız
bir şiirin devamı olabiliriz ancak
fincandan lambalar
kırmızı boyalı duvarların arasında
sevdaya dahil her şeyin dışında
latin bir kadının gırtlağından çıkmış gibi
uzaklaşıyoruz.
’Gök çe’