9
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
987
Okunma

Varlığına şükürler olsun canım annem.
Tükenmezliği tüketen bir ahalinin
En savsak rutiniydik:
Gölgelerden mütevellit akşamın pervasızlığında,
Gömülü sarnıçların hanım ağası sonsuzluğunda:
Bir katre de olsa tahayyül ettiğimiz
Gönülsüz serzenişleri külfet bilmek kadar sıradan,
Sıra sıra devrilen hayalleri,
Domino taşlarında döndüren
Yüzsüz intibaının kaçıncı kuvvetiydik kim bilir?
Asılsız olmasını diler miydim gerçeklerin?
Yoksa o mahrem tecellisinde kaderin,
Dokunaklı bir türkünün nakaratına yerleşmek
Ve pay etmek acıları…
Ne fark eder ki,
Demek olsa da fazlasıyla beyhude
Yanılmak istiyorum
Ömrümde belki de ilk kere.
Fena mı olurdu,
Tutunsaydım kanadına kırlangıç şarkıların
Depreşen gökte saklı geceyi
Silmek kadar zoraki bir terennüme
Meyletmekten de öte
Ötelenen bir hutbe kadar
En gönülsüz taarruzum
Kanadığım ve kandığım yalanların…
Hem tek bilirdim insan ırkını
Hele ki sevgi denen lehçeyi kondurmuşken
Göğsüne meleklerin,
Saf tutmalarını dilerdim
Gün bitiminde o kırık rahlede,
Dokunmaya kıyamadığım yaprakların
En asil imgede sergüzeşt bir teselliye
Açmışken yelken,
Tümden gelen hezeyanları ört bas eden.
Kırık heceleri yapıştırmak kadar kutsal
Birikenleri sığdıramazken yere göğe;
Sözsüz cümleler kurmak mı yoksa ikrarı yüreğin,
Tek bir bakışla sayfalar anlattığım…
Suretlerde yanılgı;
Söylemlerde yerli yersiz yengi
Yine de vazgeçilmezim,
Yürekten yüreğe kurduğum köprü.
Sözler de rahvan sükûtu delen;
Kibirleri ile boyarken yeri göğü
Görmekten kaçındığım belirsizliğin mabedi.
Suslardan ördüğüm düşüşlerin şeceresini
Tutmaktan bile acizken suretim,
Kaynakçalarını çoktan kaybettim
Aldığım yaşların.
Erdim ereli kemale,
Aklımın izbelerinde buz tutmuş yarınlara
Bile dokunamıyorum
Titrek ellerimden akıp giden yıllara
Nazire eden bir sessizliğe kapılıp gitmişken,
Tufanlara sığınıyorum:
Son bir kez kaybolmak adına
Ve asla da dönmemek geriye.
Sırça köşküm yandı yanalı,
Meziyet bildiğim sezilerimden ayrı düştüm düşeli,
Güvercinlerimi de saldım akça pakça gökyüzüne.
Surelerde andığım adını,
Metruk gölgelere yetim vermekle cezalandırıldığım
Çocuk düşlerimi,
Sandım ki ereceğim hidayete.
Ben istemedim büyümeyi oysa anne
Hem sen demez misin;
Üzme kendini durduk yere,
Her şey olacağına varır
Yeter ki sökme inancını yerinden
Ve sıkı sıkı sarıl hayallerine.
Yitip gitti işte dünün güncesi,
Ellerimle kazdığım oyun bahçeme gömdüm bile
Rahvan ve yalıtılmış düşlerimi,
Hem hangi birini pay edecektim de
Dünden bu güne ermekle
Geçecek sandım her bir acı;
Solmaktan öte sonlanıp gitmişken şu yazgı.
5.0
100% (23)