3
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
959
Okunma
ne oldu
yine değişti çehresi
biraz daha ala boyandı ülkemin yüzü
güneşin önünde perde perde bulutlar
çetrefilli oyunlar oynar
gecenin rengi mateme döndü mor dağlarda
birazcık gülümsese tebessüm etse bile!
sevinci yarım kalıyor alt dudağında..
tüllendi afakında yüzyıllık soykırım hikayesi
dibi görünmez bir tünel
gölgelendi perdeler bulutlar arasında kaldı mavilikler
beklemeye tahammül kalmadı artık
sınırı aştı
dini basamak yapmış keseri kendine yontan
adelet avcıları hüküm sürüyor
ayaklar altında alınmış alınteri çiğnenmiş diyarımda..
her gün bir başka tufan boğdu ülkemin yüzünü
ezdi halkımın gafil yüreğini
yokluk mu yoksulluk mu?
ağzını bağlayan belini büken
yoksa sahte sofular mı dilini bağladı
canı yansa bile sesi çıkmıyor
bir tas çorbayı kaynatmaktan aciz
yoksa işlemez mi oldu kafatası
marketlerde ki glütenli glügozlu hazır yemeklerden
eli kolu bağlı külfi can hak mı üşenmektek mi?
şu kurbağalar bile
yüzmüyor vak vaklamıyor
yeşil sularda..
içerden vurulduk kahpece
bi çare yüreğim artık susma!
susma de be artık sende!
duymaz görmez olduk
dökülen akan kanları hissetmez olduk
yüzgöz olduk bitmeyen acılarla
her söz bir şarapnel parçası gibi indi yüzümüze
arasan bulamazsın dünyanın hiç bir yerinde
dörtbaşı mamur çulsuz bir çoban
desem ki; çobana hakaret
keşke! olsaydı.. başımızdakilerde
o dağlar başında çobandaki yürek!
oydular memleketin yüzyıllık mirasını
Atanın kemikleri sızlar tepeden tırnağa
ah olsalardı bir küçük parmağının tırnağı
ama olamadılar anlamadılar dinden imandan
böylesi bir lider bin yılda bir gelirdi bir devlet başına
lakin; yavaş yavaş resimlerini indirmekteler... söktürmekteler
makamları makam sayanlar koltukları arkasında ki duvarlardan...
Ah! bir daha çıkmaz onun gibisi onun eline su döken!
mavi gözleri bir ummana bedel!
gökyüzü gibi omuzlarının güvenli çatısı!
ulu çınar çam bölmesi babacan anaç bir yürek!
o müthiş zekası tüm dünya hayran!
onunla er meydanıydı her meydan!
o bir devlet yarattı Allahın izniyle
koskoman! enkaz yıkılmış bir imparatorluktan sonra;
Ah! yalnız ağlamak ağlamak ülkemin kaderi midir?
yüreğinde izi kalır en derin yaranın insanoğlunun
oturup elini kolunu bağlayıp ağlamak çare olsa;
hepimiz oturup birlikte halimize ağlayalım!
yabancı sesleri sardı diyarı mı
kımıldamaz kollar toplamaya enkazını
... nerelisiniz? soruyorum...
oğlum; kendi ellerinizle kazıyorsunuz kendi mezarınızı
gümüş tepside sunulmadı bu vatan!
asil kan sende mevcut kalk ayağa şahlan!
dört tarafı kızıla boyandı ecdat kanıyla
bakıyorum.. sizin derman kalmamış dizlerinizde... üşenmekten!
refah içinde oturduğundan beri sizler...
unuttunuz... milletin ne çektiğini..
uçurum gibi açılmış yarası halkın!
sallanıyor ülkemin üstünde doğan güneş!
o gölgesi unutulmuş kırılmış içinde şevkin!
sönmüş yüreğinde vatan ateşin!
yarısını küstürdünüz milletin!
bacası tüter mü ocağın sanıyorsunuz? Adaletsiz...
Bak yine ismi lazım olmayan bir ülke soykırım ilan etmiş!
eteğinde yeşillerini kirletmiş
aynı masada oturup el sıkıp aynı sofrada kaşık salladığın maşuk!
yine dost dost kazığını atmış!
tarihi tekerrür hani o hatırlar mısınız?
osmanlının yanında görünüpte sağ gösterip sol vuranlar..
artık daha ben ne diyeyim!
din iman diye çıktınız yola!
düşman oldunuz kendi yağıyla kavrulan vatandaşa!
silahlar yığdırdınız mayınlar döşettiniz kırsallara gık çıkmadan
yumdunuz gözünüzü böldünüz halkı koltuk sevdasına!
on para etmez yaptığınız işler bir ülke huzur içinde değilse;
ondört yılda yap- boz tahtasına döndürdünüz
yaptığınız yolları sel aldı alt yapısız şehirler
tuş takımları puşt takımları doldu
kadın kız çocuk ölümleri tecavüzleri arttı
giren çıkan belirsiz ülkemizin sınırlarını
hani derler ya duman tütmez ateş olmayan yerden!
diş karıştırmaya yarayan kavak ağacından yapılmış bir kürdan!
belki de daha faydalıdır sökülüp atılmayan
ağızdaki çürük dişten!!!
bu şiir bitmez...
Nurten Ak Aygen
04.06.2016
5.0
100% (19)