13
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
1241
Okunma
Bir garib yolculuktur
Bir garibtir aşkın yalnızlığı
Bir yolsuz yolculuk
Bir boşluktur sol yanı
Düş güle konar
Bülbül güle habersiz
Sözler ki dile gelmez
Yüreğinin götürdüğü yere gider
Ah! Akşamın ucunda yanar yıldızlar
Hüzünlü şarkılar gezinir dillerde
Madem ki; dokunduk gönül teline
Bir mısra boyu kıvılcım dökülür avuç içine!
Bak yine ıhlamur zamanı
Yeşil yaprak arasında sarı çiçek açtı
Sessizce amber kokusunu bıraktı
Buğulu bir camdan aldı gözlerin bakışını!
Bir haziran akşamı düştü
Yine açık pencereler perdeler
Kuruldu gökkûbbe evlerin ülkemin çatısı üstüne
Ölümüne sürgünde yüreğimin
Yitik albesi dilimin
Her hûlyası düş/ü emeli
Kül altında kalan köz gibidir
Bizim insanlarımız
Eşeledikçe ayyuka çıkar
Ama ne aşikardır ki;
Çok şey bildiğimizi sanır yetmez anlamaya anlatmaya
Ağzımızda yarım dilimiz..
Ey güneşin teni yaz/ın oğlu
Çöl yalnızlığında lisanımızla ifadesiz duygularımız
Dile gelmez sözcükler utanır sıkılırız
Matruşka misali iç içene!
İçimizde saklı saklı gün yüzüne çıkamayan düşüncelerimiz
Biz düşünceden bastırılan bir ülkenin çoçuklarıyız..
Ah! El gün neder
Kim kime benzer
Kimin saçları sarı
Kimin elinde gül var
Kimin elinde kalemden kılınç
Aşktan korkar gibi kalemden korktunuz
Kimin baldan tatlı sözleri
Hüzünlü gözyaşları kaldı
Tavan arasında tozlu kilitli sandıkta
Ve kalemin resimleri yürekte
Ah! Kendini incitir bizim insanımız el/i incitmez...
Nurten Ak Aygen
01.06.2016
5.0
100% (25)