3
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2165
Okunma

Sevdayı kanadında taşıyan kuşlara da eyvallah olsun
Yarin teninde usulca usulünce
süzülmeyen el neye yarar
Niye yanar beden dediğin
Beni kırılmış saç teline ağla
Parmak uçlarından saç köklerine
öpülmemiş ten sevilmiş sayılır mı hiç...
Sevmeyen namert
Öpmeyen cesettir bu saatten sonra
Bunları yazıyorum diye
Bana sakın gülmeyin madam
Teessüf ederim
ben sizi
sevmek için
Geçici heveslerimi değil
Nefesimi Estağfurullahlı bir gecede kızağa çektim
Yüzümü yüz katlı bir gökdelenden boşluğunuza bıraktım...
Gemiler sılaya kalkıyor
gemiler sallana sallana kalkıp gidiyor
Ben cesaret edip hiç birine binemiyorum
Gözlerinizin değmediği her karış toprak sılaya dönüyor nasılsa
Nasılsa yeniliyor insan önce zamana
Sonra haz/a/na
Zührenin avuç içi cizgileri çığlık olmuş
Sağır edercesine ağlıyor
düşündüğüm
düşünürken düşürdüğüm çocuk...
ağır yaralı insanlığımız
ağrısına alışmıştık
artık ölmesi kaldı elimizde
bakıyoruz aval aval sözde bir hüzünle...
Okuduğum tüm kitapları yaktım dün
Bağdatı yağmalamak için koşan yüz bin Moğol atlısı kadar ses çıkaramadı elbet
bu çarpıntılı göğüs ağrısı...
Nalınada mıhınada diye sövüp durdum surdan öteye surdan uzaklara
Derdimi dört duvar arası duvağı kanlı gelinlere anlattım
Hüznü bakire
cismi her haliyle sevdim ben
İnsan ne yalnızlıktan
Ne yârsızlıktan ölür
Ola ki yarı beline değil çırçıplak uzanan Afrodittir sedirde yâr
Ölür işte o zaman insan
Yüreğin nefse
nefsin yüreğe denk geldiyse eğer
Adını sevda koymasak ne yazar
avuçlarını uzat
avuçlarına denk yaşamak...
5.0
100% (10)