7
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
1198
Okunma

Ruhumun ten yanıklarından başladım
Yüzümün arka hallerinde uyumaya.
Aklım sığ düşerken önüme
Sen hangi günahların nöbetini tutardın?
Duvarların çatlamış yanlarına gözlerimi sürüp
Kaç kez hıçkırıklar içinde sabahladım.
Bilmez kimse
İç çektiğimde ayrılan dudaklarımızdan
Prangalandığımızı…
Gri bir intihar sayıklar avuçlarımda
Küfrederim her şeye sonra…
İçimin penceresinde üşür kuşlar
Ve saçların ne zaman dağılsa
Aklıma düşersin.
Bilmezsin
Yüzünü ezberlediğimi
Unuttuğum güne kadar seni düşleyeceğimi.
Sahi, sen gülünce
Kaç mevsim dolardı şu gökyüzüne?
Ve bilmezsin, en çok
Ezberlediğimi
Burnuna düşen o ince çizgiyi.
Kulak diplerimde soluklanan insanlardan
Ve ayakuçlarıma batan yanıklardan bahsetmiyorum
Sevmezsin sen hastalık kokan hallerimi.
Yüreğimin ağrısına dokunsan
Her şey geçer belki.
En çok nefes alamadığımdan
Ve her şeyi unuttuğumdan
Söyleniyorum
Affetme beni.
Öfke nöbetlerimde kendimi
Kaç rüyanın içinde bulduğumu,
Kızaran göz kenarlarımın sancılarında
Karnımı çektiğimi
Ve sonra uyanamadığımı bilmezsin sen.
Görsen acırdın ya hani
Üzülmene dayanamadığımdandır
Ruhumu sana göndermeyişlerim.
Sizler
Onlar
Ve sen
Kaldırmayın içimden gizlediklerimi.
Kaç gün-ah arası kertilir dudaklarım
Aklımdan kaçırdıklarıma.
Oysa bilmezler,
Her gün aynı saatte gömülür unuttuklarım
Mavi şehirlerin ölü topraklarına…
Zen. //
Onyedimayıs2016