13
Yorum
27
Beğeni
0,0
Puan
804
Okunma

sessizliğin sesinin
nasıl y’ağdığını görüyorum üstümüze
sana sıra sokağa çıkmak için
birini aradığımda geliyor ey yar
bana yetiyor yalnızlığım
görüyorum insana atılan okları
en ilkel kabile reislerinden bile
daha çıplaklar gözümde
kürklerine bürünenler
nasıl kayar yıldızlar
kapatınca gündüz gözünü gün
nasıl açık bırakılır ölüm kapısı
kaç cenaze düşer sokağımıza
acıdan payını almayan yok gibi
bir kıyıda uyutulur yaşamak
ışıklar kör
düşlerime bile yasak var
geçemem ’ben’ sınırımdan ileri
biz olamaz mıyız yar
iki birbirine sarışan
mısır koçanı örneğin
köklerimiz değemez mi uç uca
birlikte yeşerip kuruyamaz mı
püsküllerimiz
sanki sessizlik gizli emir almış
gökten, gürültüsünden
yeri silip süpürüyor da
hiç bir şey olmamış gibi
başka çalıyor saz
nerde yaza kafa tutacak yağmur
sus pusta bahar rüzgarı
sokağımıza nerden düştü
bu ateş
ne yıldız tanıyor
ne ay
ne de güneş!..
hangi gün yaşayacağız ey yar
bizden kaçırılan baharı
birlikte bekleyeceğiz
güllerin açmasını
ne gün dallarımız
merhaba deyip
kolunu saracak
birbirine..
03. 05. 2016 / Nazik Gülünay