Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Ugur_T.
Ugur_T.

ÖNSÖZ..

Yorum

ÖNSÖZ..

( 1 kişi )

0

Yorum

2

Beğeni

5,0

Puan

1081

Okunma

ÖNSÖZ..

Çocuk olmak güzeldi,
Sevmeyi bilmezdin
Sevda gibi bir derdin yoktu,
Kimseye kendini kabullendirmek
ve benzeri sorunsallarında olmazdı

Çocuktun,
Özlemlerin olurdu sadece
O da yalnızca ailene,
Ve bilirdin ki severdi onlar seni
Ve bilirdin ki vazgeçmezlerdi senden

Küçük kırgınlıkların olurdu hayata
Bak oda hayata,
hani yine de sevdiklerine değil

Bir bisikletim olsun isterdin, yok diye üzülürdün
Yün çoraplarınla övünürdün
Kot pantolonunun markasına bakmaz
Pazardan alınan pantolonun heyecanı ile mutlu olurdun

Okul zamanları kar yağması yeterdi yüzünün gülmesi için
Denize taş atmak
Misket oynamak
Ve bir tele bağladığın plastik araba
Ve bir çiklet çıkarması
Ve bir sobada kızarmış kestane

ne kadar zormuş büyümek
Sevdayı öğrenmek
Sevdalanmak
Ve mutluluk için çok farklı beklentilere kapılmak

Hiç tükenmeyen çocukluk hatırlarını anımsadığında ağladıklarına bile güler olursun. Ağzını gırdığımının garibanlığı der gülersin de garibanlığın ne olduğunu bilmediğine de bin bir kere ah edersin. Fakirlik dediğinin mal mülk olduğunu zannettiğin çocukluğundan asıl fakirliğin sevgisizlik olduğunu öğrendiğin günlere geldiğinde iş işten geçer olmuş da son kez bir tutasın gelmiştir zamanı.

Zordur tutmak zamanı ve zordur zamanın fukaralığı

Hele ki sevgiyi Türk filmlerinden öğrendiysen, mahallendeki sevdalıkları izlediysen küçükken, zamanın geçmesiyle tükenen “sevgi” nin; bünyende ne kadar ağır bir hastalık haline geldiğini gözlemlediğinde aklının almadığı pek çok soruya eşlik edersin.

Haytalıktan farklıdır sevdalanmak ya hani, haytalık la geçirdiğin zamana bile ah eder türlü hikâyeler yaratırsın yüreğinde.

Çocukluğumdan buyana biriktirdiğim hayallerimin bir animasyon hikâyede yaşanmış olmasını sorgularken, içimde kaç hikâyenin gece lambasındaki ampulün patladığını anlatmam mümkün değil.

Yıllar geçtikçe yaşanmışlıkların eksilttikleri veya yaşanmışlıklar yüzünden kurmuş olduğum değişik beklentilerimin bir gün mutlaka karşıma çıkacağına ve türlü çiçekleri aynı bahçeye ekmek için bahçıvanlığa soyunacağıma emindim aslında. Gel zaman değişen iklimlerin dış dünyamda yarattığı sendromları gözlemlediğimde, bu tutkulardan her ne kadar soyutlanmışta olsam huzura ermenin yolunun bu düşlerimden geçtiğini bilmek aslında kenarda köşede çocukluğumdan kalma duman çıkararak aynı çemberin çevresinde dönen pilli trenimi seyretmek gibiydi. Her defasında aynı hayallerle yola çıkan o trendeki hayali yolcularımın aslında dönüp dönüp tekrar önümden geçmesi gibi.

Duraksamadan sürdürdüğüm hayallerin sonunda başarısızlığın; bir balıkçı teknesinin palamut avına çıkıp istavritle dönmesi kadar can yakıcı olduğunu görmek, “tövbe bismillah, bana ne oluyor” diyerek sorgulamak kadar gerçekti.

Lakin bitmez zamanın muhabbeti insanla
Ve Tanrı uludur diyerek okunan Türkçe ezan gelir hep aklıma
Tanrı uludur evet ve Tanrı büyüktür aslında.

Dindarlığımdan değil söz konusu ettiğim dini motifler, yalnız insanın sığınacak bir inancı da olmalı,
Yoksa dünya üzerinde hayatımızı etkileyen enerji, sinerji ve benzeri olayları hangi bilim dalıyla açıklar ki insan. Astroloji mi? Hayır canım tabi ki değil. Hem ben nasıl bir başka akreple aynı hayatı yaşarım. Tanrı korusun.

Çok değil pek kısa zaman önce sevdalıkla tanıştım
Eskiden türlü sözler yazıp sevdalık hakkında türlü sözler ederdim. Bir bilge asaletiyle söyleme döktüğüm sözcüklerimi egomu da kullanarak uygulamaya sokar ve çeşitli aşk hikayelerinin baş rol oyuncusu olurdum.

Ve hatta Jön olurdum.

Bazen Bulut Aras, bazen Ediz Hun, çoğu çoğu Kadir İnanır olduğum zamanlar genellikle karşımdaki kadını da Gülşen bubikoğlu veya Çolpan İlhan zannederdim.

Ve kadınlar.
Gözümde büyüttüğüm
Ardından küçülttüğüm
Zamana yayıp senaryolarıma dâhil ettiğim
Zamana lanet ettiğim.

Dedim ya Tanrı büyük.
Çeşitli aşklar yaşamaya çalışıp, tütünsüz kalmışçasına sağda solda aranırken bir vazgeçişe teslim olursun ve o vazgeçişin sonrasında ise Tanrı dan taleplerin değişir ve beklentilerini farklılaştırırsın ya, hani işte orada takılıp kalmayı beklerken Tanrı sana son oyununu oynar.

İşte bir anda beklenmedik bir sevdaya düşmek denir bunun adına ve bu durumu özetlemek gerekirse; su birikintilerinde gezindiğin tekne ile bir anda okyanusta bulursun kendini.

Şimdileri ben aşkı bilmediğimi anlatmaya çalışacak kadar çırak çıkmış bulunduğum sevda hikâyesinin jön oyuncusu olmaya çalışırken buluyorum kendimi

Jön oyuncusu olmaya çalışırken dediğim Ayhan IŞIK,
Karşımdaki kadın ise harbiden Belgin DORUK

Ve öğrendiğim tek bir şey var
Bu senaryoyu yazan çok iyi yazmış…

uzun uzun anlatmak istediklerimin ilk sayfası olsun yazdıklarım ve utanmayayım da ekleme yapıpı sayfayı kapayayım.

Adımı kaybetmişliğimdendi korkularım
Adımı bulamamaktı gökyüzündeki mavide
Ve bir denizin kıyısında kuma karışmıştı çakıl taşı misali
Grilere alışmış ve yeşilliklere susamış yüreğime söz yoktu
Söz gizlisinde kalmıştı tırmanamadığım yamaçların
Sis kaplamıştı şehirlerimi ve ay aydınlatamıyordu sokaklarımı

Uzundu mevsimlerim, dört mevsimim yoktu
Sonbahardan ilkbahara geçişler yaşar meyve veremezdim
Ya dökülür ya açmaya başlardım ağaçlarımdan
Ya bükülürdüm rüzgârdan yâda yeniden filizlenmek olurdu derdim
Hayallerim geceye düşerdi ve gece sabaha erişemezdi
Ne soğuk olurdu gece ne de sıcak, rüzgara kapılırdı iç çekişlerim

Gelmesini beklemediğim Kış’ ım
Gelmesine ihtimal vermediğim Yaz’ ım
Bilmediğim tek gerçek olduğunu;
Buz tuttuğumda ve ateşlere düştüğünde yüreğim anladım.
Poyrazla dağılan sisin ardındaki sen güneşinle yaktın
Muhtemelen kıyamet koptu ve cennetin kapısını araladım.


Uğur TAŞPINAR

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Önsöz.. Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Önsöz.. şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÖNSÖZ.. şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL