12
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
1424
Okunma

hayatımı döktüğüm defterin sayfalarında
altı çizili olayların bir önemi kalmadı
geçmiş geçmişti işte.
düşünüyorum da
hangi sevdadan tornistan etmedim ki
pişmanlığın ağır yükü
neden benim sırtımda diye düşünmüyorum bile
insan eşek olmayı seçmişse bir kere
her sevdiğinin derdine omzunu uzatmışsa
semer vuran çok olurdu nasılsa.
serseri bir kaç gözyaşının
yüzümde yalpalayarak akması seni aldatmasın
su akar yatağını bulur elbet.
yazdığım her şiirin içinde yalnız ben ve kaybedişlerim var
sen kenar köşelerde
bir kaç boynu bükük kelimenin arkasında kalırdın
izin olurdu yağmurdan sonra kurumuş cümlelerin içinde
o kadar
fazla bir beklentin olmasın zaten.
bu ilk değil meydanlardan kaçışım
attığım he sloganın içi boş çıkmış kime ne
duvar dibinde çömelmişim yorgun
yuvasına yiyecek götüren karıncalara dalar gözlerim
yükleri kendilerinden ağır
ben derim
kendi kendime
ne kadar ben
bırakırım oraya kendimi
hayata hala nanik yapacak gücüm var
sırtımda soğuk terler
eli maşalı ne çok insan türedi
dili zehir sunan suratlar
çekilin karşımdan
bu dünyada bir parçada benim hakkım var.
tuzakların üstünden tek tek atlıyorum
bombalı eller arkamdan sırıtıyor
alışmak istemiyorum hiç bir ölüme
yetimin başını okşamaktan yoruldum
kanı kanla yıkamak tek düşüm olmamalı
mavi göğün altı ben
üstüne çıkacak merdivenin neresindeyim demiyorum
kaybolan her çocuk gibi
korku içinde siniyorum bu merdiven altına
üşüdüğüme aldanma
kibritçi kız değilim
yüreğimde volkanlar patlamakta.
vay benim kayboluşlarıma meşale yakanlar
karanlık dar boğazların içinde nefessiz kalmışsam kime ne
ölümü sorgulamaktan vazgeçtim
sadece ölüş şeklim zoruma gider.
Ayvazım DENİZ