9
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
1454
Okunma

Hiçliğin istikrarı ki muhalif bir tümcenin istirahatı.
Iskaladığım gökyüzünde yitip giden
Ve indinde tevafuk yüklü mizacın gönül yarası
İken kapanmaktan aciz ve depreşen yengilerde
Sus payı söylencelerde yiten,
Tekerinde dengini yok eden
Bir aşk ki bu;
Tutkulardan arda kalan yenilgiden ibaret
Bir döngünün kıblesine döşediğim mizacı tevekkülün,
Demli bir isyanın en münafık gölgesi.
Sanrılardan ibaret olsa da özlemi,
Sancılardan arda kalan en sitemkâr hezeyan
Ki kırık bir sarnıcın indinde gölgelere yığdığım
Bir tufanken yüreği esir kılan.
Haznesi dolu mu yoksa,
Boşa koyup da dolamaz iken hicap yüklü bekleyişin
En hazin ekseni şu kaybolmuşluktan
Bir adım sonra, büyüyen bir boşlukta mı?
Sakalım olsa dinler miydi beni yoksa onca insan
Hele ki geride kalan o kekremsi dokunuştan
Bin beter kırığı can’ın
Canan bellediğim o bitimsiz sevdanın nazarında,
Kırık bir güfte miyim de, sarmalı
Gönülsüz bir hutbede git gide devinen
Ve anlık bir ikrarı soluklanıp da
Tırsak bir gölgeyi rahmet bilen şeytanın indinde.
Ne çok aciz kelam bazense yüreğin çeperinde,
Kırık bir nizamdan yol bilip de,
Varamadığım en uzak yakaya el sallamaktan da öte.
Veda busemi kondurduğum o çocuktan arda kalan
Tek bir tekerleme iken takılı zihnimde,
Zıtlıklara rast gelip elimdeki rotayı kaybetmekten beter
Kendimden geçtiğim tufanda
En büyük hezeyan şu insanlığın gömülü olduğu
Hak bilmez metruk vicdanlarda.
5.0
100% (19)