9
Yorum
38
Beğeni
0,0
Puan
897
Okunma

bugün
gideceği yolları kaybetmiş kimsesiz bir çocuk saflığıyla
babacan ellerinden tutasım var
öylesine zayıfım
ufak bir taş parçasına çarpıp yuvarlanmam içten bile değil.
korkak deme bana
karanlıklarla nasıl boğuştuğumu en iyi sen bilirsin
tamam
bazen pes ettiğimde olmuştur elbet
yorganı kafama çekerek
kocaman açılmış gözlerimi yokluğa dikip
zamanın yanımdan akıp gitmesini beklemişimdir usulca.
ama bugün
ondan da beterim
sessiz bir halkın sesi olmak istiyorum
sustukça tepemize binen ihaneti kaldırımlardan kazıyıp
gelmişine geçmişine kürek kürek atasım var
yalnız yapamam
bir el at elime
iki elin sesi çıksın.
camları kırık eski bir ev gibi
her yanımda rüzgarlar dolanır
saçlarım yüzüme kamçı gibi inerken
tek kaşımı dahi oynatacak gücüm yok
değil ki gözümden yaş düşsün istemsiz
öyle bir kin birikti ki içimde
öbek öbek seresim var yollara
kalemimde ki zehri bir sen anlarsın
zehirlenmek için anlamak lazım önce.
bugün aşka ait ne var ne yok topladım
tavan arasında bir sandığa tıktım
bu kadar umursamazlık varken ortada
ve ölmek bu kadar kolayken hala
sevda türkülerinin hepsini boynundan astım
kara kaplı defterimde tüm yapılanlar
ayrılıkçılığın anasını belledim
doğruluğun başını yerden kaldırma zamanı.
her gün kalleşliğin mermisiyle sırtımızdan vurulup
yaşam telaşına kapılmaktansa
ve korku nöbetlerini kapıda tutmaktansa gözlere hapsedip
anaların çığlıklarına kulak tıkayıp
küçük bedenleri sırtta taşımaktansa
dürüstçe yaşayıp şerefli ölmek için güzel bir gün
ne dersin?
Ayvazım DENİZ