Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli.

Tırtar / İlkaşk - Leylek Havada

Yorum

Tırtar / İlkaşk - Leylek Havada

( 7 kişi )

3

Yorum

10

Beğeni

5,0

Puan

2570

Okunma

Tırtar / İlkaşk - Leylek Havada

Tırtar / İlkaşk - Leylek Havada



























Emmimin Abdıraman agam
şahit oldu bu duruma
“-ülen it!
len o(ğ)lum ne şanslısın len
sen bunnarın hepisini götürüsündür
ooouuf ooouuff”
ben
“-yok yau” dedim “hiş olurmu öyle şey”
üsderledi
“-benden laf çıkmaz o(ğ)lum, aşgolsun valla”
“-hepisi de benim dünya ahiret bacım ossun
şartlar şart olsun hiş birine
elimi bile sürmedim” deyinçe barabar
?
“-hey dinini yandımın gaderi
senin elindeki fırsantın
yüz de biri benim elime geşceğdi de
gösderceğdim sana dünna kaş böcek..”
diye ne hayıflandı
“-len olum bu ğızların hepiciği sana havas len”
“-biliyon” dedim
“-ee”

böyük adam edalarında bilgiş bilgiş
“-boş ver” dedim,
“?”
“-iki ğün sonura unudurlar”
“-anam avradım osun o(ğ)lum sen çok pişman olusun
“toh! dersin emme,
iş işden geçer”
eğerinem “heyvah ben ne bok yedim” deyelek
dizlerini döğmezsen
ben de hiş bişiy bilmeyon
aha da sana cızık ”
……
“-emme faydası yok
sen böyle gedersin..
!
sen adam olmazsın…
gapba felek
bize asıymış okarı
üsdelik elimiz de arkadan bağlı
“etişecez de yeycez” deye galgıyıp, debeleyip duruyoz,
hunun da gelip ağzına sürtüyollar
bu da
“-ı-ıh ben yemecen” deyoru da başga bişi demeyo
gel de gahrolma
dinine yandımın gaderi!..
ooof offf”
işin aslı
kimsenin de ahını almadım
emme!
nedir bu benim başıma ğelenner
“olmayan işin bi hayrı vardır”
………..
züğürt tesellisi mi acaba
emme yalan yoook!
içimden gelmeyo vallahi
..
Şeytana uymaya ga(l)ksam garşıma dikiliyo
Özlemin hayali, utanıyon kendimden
dilim ıkrar etmeyo
elim dutmayo
aya(ğı)m getmeyo gatliken
şeytan bana galebe çalamayo
ahh ah Özlem..
!!

benim işim ders çalışmak
başarılı olmak
emek verip karşılığını almak
emelim kendi ayaklarımın üzerinde
dimdik durmak
anama, gız gardaşlarıma ğol-ganat germek

yalınız hemen her aşamada ev sahibim
bizim köyün esgi Gundallı Öretmeni Bayram Hoca
beni evine yemeğe götürür
Allah ne verdiyse sofrada
“-senin yemen ilazım”
………
“aç ayı oynamaz
aç insan, amelelik edebili,
daş daşıyabili amma
aç insanın gafası çalışmaz
sana zeyin açıklığı ilazım” derdi
“acaba atmışaltıyı o yüzden mi sökemedim”
deye geliyo aklıma”
………

“-bak evladım,
yengen seni Aptullahdan,
Cennetden, Güllüden ayırıyo mu
nası olsa burada yemek bişip-duru
hazırlaycan deye u(ğ)reşca(ğı)na
bi fazla ders çalışsana
biz seninle öğünüyoruz
göreyim seni”


“-Gıdılı ’nın evindehi goca çocuk” deyollar ya
bu ona yetiyo(r) haralda
göğsü gubarıyo insanın
ben de yıllar sonura yaşadım bunu
o zamana ğadak farketmemişiyin

Bızi Amat da ondan görelek gari
“-gayınçı Em(i)ne Abl(a)n çarıyo”
valla bi beslenividim o sene zındık gibi
çakır gibi herkeş el üsdünde dutuyo

anam “-bizim o(ğ)lan sanısın Köy Hocası
“el elinden” yemeye alışdı
ağzı eğilmeyo hergün evdeki bulgur aşına
esgiden yerdi “guru-yavan acı sovan” ne bulu(r)sa
o(ğ)lanı okudalım derkene
etişemez olduk yeyip-işce(ği)ne
moderen fantezi bişi(y) oldu çıkdı valla
“pelit gabığından çıkmış daa
gabığını beğenmemiş hani” anı mitli
onun gibi

Allah dutduklarını altın etsin
“ekmeğ elden su gölden” hesabı o sene
köy danası ğibi besideydim
Gıdılı’ya, Bızi’ye maçıp olmamağ uçu ben de
en yünsek notu alacan deye
bi gayretdeyin ki sorma

Allah var ya birez de Hocalar
“-gocaman o(ğ)lan prestiç meselemesi
yapmasın” deye haralda
üdelik bi de mümessil olunça..
bana her zaman başgalarından fazla veriyollar
gibime geliyo aslında

hatta bi ğün bu durumu sorunca ben
Musdafa Hoca
“-çan eğrisi uygulayon mejburen”
bu çan eğrisi de ne ki len
demek ki; herkeşe değilise bile sevdiklerine
boylu olannara gafadan iki-üç fuan ekleyollar haralda
deyelek geçirdim içimden..





efe! sene sonu biz ilk garneleri aldık,
benim garne takdirlik
ne olduğunu bildiğim mi var
öne çıkarıp alkışladılar
tatil gelse deye bekledik durduk aslında
emme arkadaşlardan ayrılmak var ya
içime oturdu valla
gızların türküleri,
arkadaşların fıkraları
gözlerim dolu..

araba beklemek yerine yes etdim Göğcelli yokuşuna
bobamdan adalan yeğenim Kemal’i sevmek
olada bi simit alaydık
yemez ona götürürdüm
köyde iş-güç
“Beldecikden su gelceğmiş”
angarya
arkasından yolma
sap, harman-savurma

harmanda düğende dönerin beyhuda
malihülle başa bela
aklımca;
“-hocalar bi tayın file olularısa
hele Resul’ün bobası
arkadaş beni cığaraya alışdırtsa da
bi de öğretmen o(ğ)lu olacak, emme hayta
bobası bi(r) tayın olursa
yandı çocuk
hüngür hüngür a(ğ)ladı beni köye yollarkana
taa yol ayırdımına gadak uğurladı..
üş gün geşdi va!
senin Resul yayan yapıldak bizim köye gelmemiş mi
öyle severdi ki beni..
“bu sene babamın tayimi çıkar” dedi
bizinen barabar tarla tapan
bi elinde cığara
ötekinde sapan
şeytana papbasını ters keydiri valla
çoluk çocuk herkesin arkadaşı oluverdi
bütün köylüye kendini sevdirdi

onnar gederse?
diğer hocalar da giderse
“-okulun da
Gundallının da dadı madı galmaz”
dersler eyi olsa da
ö(ğ)retmenneri içim almaz



işde o zaman yandım ki
“sorma” deyon gafamca
tayin ola, ola
bi Adanalı Musdafa Hoca
o da Doğu’ya
taa Erzurum’a

okullar açıldı açılacak; bi hafta gala
gışlık odunumu file de etdiydim çelme odunuyna
işin olacağı gari ya
senin Adanalı Mustafa Hoca
bi ğün yes etmiş Göğcelli den
dırmanmış, çıkmış gelmiş köye
“-ben Memedi okudacan” deye

tabi insan gurullanıyo
hiç aklımda yoğukan
valla köyde höyle bi hava esividi
herkeş bunu gonuşuyo
beni ğören durduruyo
soruyo
“-aman asdanım” deye
nasihat veriyo
benim aklım onnar gadak ermeyo sanki
köy elbiselerimi file keyebildim mi ga(y)ri

adam nası(l) yalvarıyo Anama
“-size hiş masraf etdirmen
onbeş tatilde getirin
okuyabildiği
gücümün yetdiği yere ğadar okudurun
eveallah bi(r) memur ederin
elini sovuk suya değdirmen

o benim gardaşım
evladımız olu(r) evleni(r)sem
hemi bana yoldaş olur
hemi de daha eyi yerde okumuş olur”

anam hiş oralı deği(l)
etirafdan, gonu gonşu
köyün ileri gelenneri
ıras gelen
yüksürüyollar bi yandan
nayeti dayanamadı izbarlara anam
“i(n)şallah eyi olur” dedi de
şennig oldu koca köyde
sanısın hocaya “gız vermiş gibi”




hoca
“-Allah pişman etmesin”
ertesi ğün köylü toplaşdı
herkeş
“-Allah zeyin açıklığı versin”
Gozir Imız
“-epap hadi, hocayın yüzünü gara çıkarma
bu bi niyemet gara yeğenim” dedi

Hasan Ali’nin Üseyin
“-ulen Gara Memet göreyin seni”

Goca Durmuş
“-bu nimet bir dövlet” dedi, ne demeğise

Zebitoğlu
“-vardığın yerde;
goyup getdiğin yeri unutma” dedi
“-varı varmaz nekdip yazarın Durmuş Dayı” dedim

Hasan Üseyin dayım;
“-böğünü, hu dova edenneri,
seni savışdırmaya gelenneri
goyup getdiğin ahvali
unutma deyoru dayın” dedi

Çatgılı
“-vardığın köydekinnere bi çok selem et”

Göplek Hala
“-hepimizden selem et”

Çicili
“-sakın ha!
yaddan yabandan nişannanayın file deme”

Gart Musdafa
“-gazancını yol parası edersin” dedi.

Sarı Mamıt
“-hiş bi yerin i(n)sanı bize benzemez
arkadaşını eyi seç, kendine dıkgat et eyi çalış..”

Topal Melit;
“-bi ğün böyük bi mamir
mevki makam sabı olacan işallah” dedi..

Gara Dayım
“-parana eyi sa(hi)bol ha”

ben önşe Kemali öptüm.. sonra herkeşin elini öptüm
her kes hocamınan sarılışdı, tokalaştı..

Hocam
“arkana bakma”
dönüp bakmadım ama
sanki gözümünen görmüşüyün gibi
“anam ağlar yadımda”

bir de
“goyup getdiğin yeri unutma”
unutmacan asla…

aldığı yolluğu bana harcadı
i(l)k defa dakım elbiseyi o sene ğeydim
i(l)k defa okullar açılmadan gar yağdığını
geceleri bile gakıp zoba yakıldığını
gardaşdan ileri arkadaşlığı orda ğördüm

zaten evde çay devamlı gaynar duru(r)du
Cennet Çeşme suyu
Mustafa Hoca yata(ğı)n içinde kitap okurdu
çok geçmez ö(ğ)retmen arkadaşları
güya şöyle bir uğramış olurlardı
derken bir muhabbet tuttururlardı
sabahlara ğadar kendi aralarında
geyik muhabbeti yaparlardı

arada bi “-memet” deye ça(ğı)rırlardı
Allah var ya ben de
“-hinci çay, su” filen isde(ye)cekler
ya da “zobayı çokar” deycekler deye
uyuyomuş gibi “-hııı” derdim
çakdırmadan onnarı dinlerdim
uyuduğuma ganaat getirirlerdi

derken belden aşşa bişiyler anladırlardı
gülmekten yerlere yatarlardı
gözleri yaşarırdı
bir keresinde Mustafa Hoca
gülerken gecenin geç yarısında
uykusundan uyanmıştı
o gece çok şey anlatdılarıdı ama

benim aklımda galan en komik hikaye
Hayrici(ği)min başına ğelen,
....






























DİPNOT
cızık / çizik : çizilmiş, bir şeyle satıha açılmış çizgi, burada parmakla yapılmış kabul edilen havadaki bir çizgi yapılmaktadır, hatta işaret parmağı ağızda ıslatılarak da yapıldığı olur
gıdı/gidi: köpek, evi ücrada olduğu için evinin girişine köpek bağladığı için bu lakap verilmiş olmalı
bızi (bızzy –ing-)karınca gibi çalışkan demekmiş (kendi öyle söylerdi)
çakır : kuşçu av köpeği, sahibi ile arasında çok yoğun bir ilgi vardır.
yavan: yağsız, tatsız-tuzsuz, o bildik tadı yok



Resimde
"Uğurola"ya gelenler

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (7)

5.0

100% (7)

Tırtar / ilkaşk - leylek havada Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Tırtar / ilkaşk - leylek havada şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tırtar / İlkaşk - Leylek Havada şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
11.3.2016 23:40:43
5 puan verdi
Her zaman ki gibi kısacık öykünün şiirleştirilmesi usta işiydi keyif alıyorum okurken her okuyan kendini bulur bu şiirde eyvallah usta
Kalemin daim olsun
___________Saygılar selamlar
kürşad çerçen
kürşad çerçen, @kursadcercen
11.3.2016 20:44:36
Buda harika hocam kutlarım..
Etkili Yorum
VAZO
VAZO, @vazo
11.3.2016 19:29:46
5 puan verdi
benim işim ders çalışmak
başarılı olmak
emek verip karşılığını almak
emelim kendi ayaklarımın üzerinde
dimdik durmak
anama, gız gardaşlarıma ğol-ganat germek

Kara Mehmet öğretmenlerinin de gayretleri ile çok çalışarak
yıl sonu karnesinde takdirname almış tabi ki,öğretmenleri de
başarısıyla gurur duymuşlar.Öğrenmelerinde zekâ, yetenek,
kişilik özellikleri ve davranışlarında farklılaşmalar göz önünde.
Beklentilerini ve hedeflerini,ileri ki yıllarda öğretmenlerinin
tayinleri etkileyecek mi.? Böyle bir durumdan kaygı ve korku
duymak daha çok öğrenmeyi kolaylaştırıp teşvik mi edecek,
yoksa,tembelliğe ve isteksizliğe neden olarak öğrenmeyi
olumsuz mu? etkileyecek diğer bölümlerde okuyacağız.
Oysa ki;onun da kendini duygusal ve sosyal açıdan güvenli
hissedebileceği, korkularını ve güvensizliğini yenebileceği,
öğretmenlerinin ve arkadaşlarının onu seveceği bir ortama
ihtiyacı var.Onu motive edecek,derse ilgisini artıracak
önemsendiğini hissedecek ve derste ilgili olacak başarılarını
takdir edip,cesaretlendirecek ve en önemlisi sevecek
Bayram ve Mustafa öğretmenleri yeni dönemde yanında yine
olacaklar mı.? Öyküsel şiir akıcı yöresel şive ile kaleme alınmış
sürükleyici ve merakla okunan bir seri.Tebriklerimle.Saygıyla.
Saygıyla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL