2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
689
Okunma
hiçbir nedeni yoktur bilirsin, bilirsin ve seversin
çoğu zaman sen sevdiğin için acı çekersin
kimse kimsenin yükünün ağırlığını bilmez
en güzel sevgiye sahip olduğundan eminsindir
yüreğin bir şelalenin coşkusuyla akar durur
yüreğin akarken bile çok acı çekersin
canın öyle bir yanar, öyle bir kanar ki
sanki etinle tırnağını birbirinden ayırıyorlarmış gibi
kırık bir camın yüreğine saplanmasından farkı yoktur bunun
çoğu zaman aynalara küs yaşarsın
oysa senden güzeli yoktur bu hayatta bilirsin
bilirsin ve bilmemezlikten gelirsin
çünkü yüreğinde yaşayan bir ırmak vardır
yatağına küs, kendisine yüzü dönük
öyle coşkulu, öyle sevda dolusundur
ve bir o kadar da yaralanmışsındır
kendi kendine söz verirsin
ben gidiyorum ve bir daha dönmem diyorsun
bir adım atmadan yakalanıyorsun azgın sularına yağmurun
sırılsıklam ıslanıyorsun, aşk ıslanmaktır diyorsun
yanmaktır, kül olmaktır diyorsun
ama hep yanan, hep ıslanan
ve hep küle dönen sen oluyorsun
çıkmaz sokaklarda, karşına çıkacak bir umut arıyorsun
kendini kaybettiğinden habersizce
aradığın aslında kendini bulmaktı
kim kimi kaybetmiş ki bu hayatta
herkes birilerini arıyor
kendini bulmayı hiç denemiyor
yağmalanmış bir şehir gibi
talan edilen bir aşkı arıyorsun
onarmak iyileştirmektir diyorsun
seni çaresizce bırakan bir insanı arıyorsun
seni zor günlerinde terk eden
seni yüreğinden çıkartan bir insanı
seni ağlayarak boğulacak kadar çok sevdiğin bir insanı arıyorsun
suçlamak bir insanı kaybetmektir biliyorsun
sen suçu kendinde ararken, kendini kaybediyorsun
keşke gitmeseydi diyorsun
ve ilk keşke de ölüyorsun
mezarın soğuk taş duvarlarında
koca dünya sana mezar oluyor
sen yurtsuz bir aşkın peşinde koşarken
ülkelerce toprak altında kalıyordun
yatağın soğuk ve sessiz
hiç kazanmadan kaybettin bu aşkı
ibrahim dalkılıç
11/03/2016
13:55 izmir
5.0
100% (2)