20
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
1767
Okunma

Murâdım kaderin önüne geçti
Şükür bilemedim, ar bilemedim...
Nefsimi şımartan kırık süzgeçti
Zarar bilemedim, kâr bilemedim.
Ömrümü hesapsız hevâya kurdum
Servetin hasını yele savurdum.
Dağın zirvesinde aradım durdum;
Saça da yağarmış, kar, bilemedim.
Sandım ki gün doğar, hep güneş açar
Ne cansız kalırım, ne birgün naçar
Aynada gördüğüm gölgemden kaçar
Âkıbet karanlık, dar! Bilemedim.
İrade ağacı tutmazsa aşı
Budamak, sulamak boşa uğraşı
Hebâ ettim, göze, emânet yaşı
Tövbeye münhasır zâr bilemedim.
Pembe, beyaz, mavi olsa da tonu
Karaya çıkıyor her rengin sonu
"Düşman" dendiğinde belliyken konu
Zerki zehir nefsi "mar" bilemedim.
Sevgiyi öğrendim, aşk ile doldum
Leylâ’ya vahaydım, Şirin’e yoldum
Tam beni bulurken bende kayboldum
Vuslat bilemedim, yâr bilemedim.
Uyarmak kastıyla uğrasa da kış
Hayaller süslüydü, düş nakış nakış.
Toprağın bağrından ukbâya çıkış;
Sinden öte sırat, var, bilemedim.
Sinden öte diyar, var...Bilemedim...
Mecit AKTÜRK
Berlin, 03.03.2016