7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1622
Okunma

Bugün 24 Kasım, yani Öğretmenler Günü...
Öncelikle hepimizde emeği olan, bu kutsal mesleği lâyıkı ve hakkıyla yapan tüm değerli öğretmenlerimize saygılar göndererek, günlerini kutluyorum.
İzninizle buraya gerekli olduğunu gördüğüm bazı durumları, tespit ve eleştirinin önemi adına yazmayı uygun buldum.
Öğretmenler devletin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi eğitilecek yeni nesilleri kurucu felsefe, devrim ve ilkeler doğrultusunda yetiştirmekle görevlidirler.
Örneğin hepimizin bildiği bir sözünde Atatürk şöyle demiştir:
"Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir."
Peki, bu yıl 87. kuruluş yıldönümünü kutladığımız devletimiz; eğitim politikaları, yetiştirilmiş öğrenci profili ve hepsinden önemlisi de öğretmen kalitesi bakımından ne durumdadır? Devletin gerek eğitim politikası, gerekse cumhuriyetimizin kurucu felsefe ve kuruluş ilkeleri ile tutarlı mıdır ?
Okul, veli, öğretmen ve ürün olan öğrenci açısından eğitim-öğretim dizgesine baktığımızda ne görüyoruz?
Öğretmenlerimizin genel/toplam kalite olarak Atatürk’ün hedeflediği noktalara ulaşmakta çok yetersiz olduklarını görüyoruz, öncelikle.
Bu tespit noktasından giderek, son zamanlarda hayretle izlediğimiz gibi bırakalım bu hedefleri savunmayı; hatta bu hedeflerle hasım ve kavgalı olmak gibi gariplikler sergilediklerini görüyoruz.
Hafızalarımızı tazelemek ve söylemek istediğimizin daha iyi anlaşılması adına, yakın zamanda toplanan Milli Eğitim Şurası’nda olup bitenleri hatırlayanlar, oradaki ilginç ve hayret verici olaylara bakarak, aslında ne söylemek istediğimizi daha iyi anlayacaklardır.
Değerli Öğretmenler ülkemizde eğitim halkçı ve devletçi olmaktan çıkarılmış, liberalize edilerek piyasalaşmış, Anayasal ve sosyal bir vatandaşlık hakkı olan eğitimde fırsat eşitliği, yine ve maalesef eğitimci kökenli siyasetçi ve bürokratlarca adeta linç edilmiştir!
Öğretmenlerimiz iyi ve kaliteli eğitimin paralı dershane ve özel kurslar şeklinde yapılacağını kabul ederek, vatandaşı-veliyi yolunacak kaz şeklinde görmeye başlamışlardır.
Devlet ve rejimin bekası ve sigortası, Türk Milli Eğitimi’nin en önemli ilkelerinden biri olan ulusallık ve laiklik ilke/felsefesiyle hazırlanmış Tevhid-i Tedrisat (Eğitim ve Öğretim Birliği) Yasası; etrafından adım adım dolaşılarak veya onun koyduğu engeller, birer ikişer kaldırılarak adeta çiğnenmiş ve yerle yeksan edilmiştir..
Ortam Atatürk, Türk ve cumhuriyet düşmanı ortak paydasında saf tutan bölücü, etnikçi ve gerici, dinci, tarikatçı kafa yapısındaki bir sentezle ortaya çıkan tuhaf eğitimcilerle dolu idari kadrolara ve bu doğrultuda devşirilmiş ve yetiştirilmiş öğretmenlere (!) bırakılmıştır.
Dil birliği, ülkü birliği, ortak tarih, bağımsız devlet olma ve yurt bilinci, yukarıda vasıflarıyla tarif ettiğimiz zihniyet ve kafa yapısındaki (güya) öğretmen ve eğitimcilerce(!) neredeyse "hal" edilmişliğe ramak kalmışlık durumuna getirilmiştir!
Bütün bu olumsuzluklar ve ülke insanını gelecek adına umutsuz kılan, rezelat sayılabilecek bu gelişmelere sonucu öğretmenlerimiz, özel eğitimcilik ve kurumculuğu denen zırva ve safsata sistem uygulamalarına verdikleri destekle, adeta birer rantiye olmuşlardır!
Toplumu cehaletten kurtaracak, idealist cumhuriyet öğretmenliğinden, sadece kendilerini ve statüsel sınıflarını madde ve imkan olarak kurtaran ve büyük sömürgen sistemin istediği türde insan yetiştirmeyi içselleştiren, liberal ve doğmatik eğitimciler haline dönüşmüşlerdir...
Maalesef hâl-i pür melâlimiz budur!
Atatürk’te siz değerli eğitimci/öğretmenlerimize gelecek nesilleri emanet etti ise, emanete hakkıyla sahip çıkılmadığı, sonuçlara bakınca ayan beyan ortadadır.
Bu noktanın tespitinden sonra da devamla; eğitim ve öğretimi güya ortada gezinen eğitimci vasıflı siyasiler ve bürokratlar ve öğretmenler bu hale getirmişlerdir.
Bu amaçla, kuru kuru öğretmencilik ve onların günlerini kutlama oyunu oynamayı ve duygusallığı yapmayı, eğitimin akılcılığı ve gerçekçiliği adına uygun bulmuyorum.
İdealizmi ise eğitimcilerin en azından büyük çoğunluğunca ve çoktandır- mevta- saydığımızdan dolayı, anmakla geçiştiriyorum.
Atatürk emaneti cumhuriyetçi ve devrimci eğitim çizgine sahip çıkan tüm eğitimcilerin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun...
Ahmet Kutlu AYYÜCE
Göktürkmen