Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER

IHLAMUR YAPRAĞI (18)

Yorum

IHLAMUR YAPRAĞI (18)

8

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

890

Okunma

IHLAMUR YAPRAĞI (18)

IHLAMUR YAPRAĞI (18)

Neşe; “Babam değil senin yüzünü, adını bile duymak istemiyor” diye Onur’a söyleyemeyeceği için; “Hayatım benim yalnız gitmem gereken bir yer var” diyerek ufak bir yalan uydurmuştu. Birbirlerine sınav için tekrar başarılar dileyerek istemeyerek de olsa ayrıldılar.

Aynı günün gecesi, Onur kalan iki gün içerisinde neler yapabileceğinin planını yapıyor bir yandan da kazanabilmek için Allaha dualar ediyordu.

Takvime işaretlediği sınav tarihi nihayet gelmişti. Sabah erkenden sınavın yapılacağı okula varmıştı bile… Elindeki belgeye göre oturacağı yeri bulmuş ve sınav için gerekli her türlü belge, kalemi ve silgisi dahil masanın üzerine yerleştirmişti.

Beynindeki sandık dolusu bilginin kermesi vardı bugün. Yıllardır özenle istiflediği bilgilerinin arasından bahtına acaba ne gibi sorular çıkacaktı? Avucundan kuş gibi uçurdukları olacak mıydı? Yoksa ne var ne yoksa sımsıkı tutacak mıydı? Sonra kalemi eline alıp ucu sağlam mı?diye incelerken:

- Şimdi sessiz sessiz dur bakalım, sınavda benim sesim olacaksın! Anladın mı? diyordu.

Sınav görevlisi soru kitapçıkları ve cevap anahtarlarını masalara tek tek bırakırken, Onur içinde ne gibi soruların olduğunu bilmediği “saklı hazine”ye bakarak:

- Sonuca mı yoksa sonuma mı götürecek diye düşünmeden edemiyordu. Hızlı atan kalp atışları hala normal kıvamına gelmemişti.

Derken beklenen an geldi sorumlu personel:

Arkadaşlar sınav başlamıştır. Hepinize başarılar diliyorum.

Artık derin bir sessizlik hakimdi salonda… Onur önce toparlayamadı kendini fakat çözdükçe açıldı, açıldıkça çözdü derken saatine baktığında bir 30 dakika süresinin daha olduğunu gördü. Tereddüt ettiği birkaç soru ve cevaba tekrar göz gezdirerek, emin bir şekilde elindeki belgeleri imzalayarak sınav sorumlusuna teslim etti.

Kapıyı çekip çıktığında şükürler olsun Allahıma diyordu.. Yolda yürürken insanların deli olarak nitelendirmeyeceklerini bilse avazı çıktığı kadar bağırmak istiyordu. Sonra yüzünde hafif bir tebessüm belirdi ve;

- Aman ne derlerse desinler zaten psikiyatrist olacağım, yazarım kendime de bir reçete olur biter..

Uzun zamandır gülmediği yüzü mevsimsiz açmıştı. Kendini rahatlamış hissediyordu. Neşe’nin sınavı nasıl geçti acaba diye merak içindeydi. Yoldaki büfelerden Neşe’nin cebini aradı ama ulaşamadı ve;

- Bitiş çizgisini tam görmeden çıkmamış belli… Yoksa çoktan açardı.

diye düşündü ve artık bir an önce evine gitmek istiyordu. Durağa geldiğinde çok beklemeden otobüsü geldi, şansına boş koltuklar da vardı ve birine yavaşça oturdu.

Apartmana doğru yaklaştığında karnının zil çaldığını fark etti. En iyisi Bakkaldan bir şey alayım düşüncesiyle içeri girmesiyle Mustafa ile başladılar hararetli bir şekilde konuşmaya;

- Onur hadi büyük geçmiş olsun.. İnşallah kazanırsın da kutlarız zaferini.

- Ağabey tek kazanayım dükkan senin olsun diyeceğim ama olmadı bu espiri zaten dükkan senin. Neyse kurtlar gibi açım bana yarım ekmek arasında biraz salam ve kaşar dilimler misin? Yoksa saldıracağım gördüğüm her şeye.

- Aman Onur neme lazım ben senin istediklerini vereyim de dükkanı kurtarayım.

dedi ve cümlesinin sonunda kafasını iki yana sallayarak;

- Onur ben çok kafasızım be kardeşim niye biliyor musun? Çünkü benim halamın kızı da bugün sınava girecekti ve ben onu aramadım iyi mi?

diye düşüncelerini paylaşırken pişmanlığı sesinden o kadar belliydi ki… Onur’a ekmeğini ve kolasını uzattı ve;

- Müsaadenle bizim Zeynep’i bir arayayım. Ayıp oldu kızcağıza.

Onur: inşallah o da kazanır ağabey ben kaçıyorum deyip dükkandan çıktı.

Evin kapısının anahtarını çevirirken çalan telefon sesiyle hareketlerini biraz daha hızlandırdı ve içeriye adım atar atmaz telefonu aldı eline ama kapanmıştı.

- Büyük bir olasılıkla arayan Neşe’dir. Beni yoksa kim arar?

diye tahmin yürüttü. Uzun süre telefonun tekrar çalması için bekledikten sonra Neşe’nin evini arayayım bari kaçtı numarası diye kendi kendine konuşarak elini cebine soktu ve not defterini elinde tutarak telefonu çevirdi. Buyurun diyen sese;

- Merhaba efendim ben Neşe’nin dershaneden arkadaşı Onur, Neşe’yi aramıştım sınavı nasıl geçti diye merak ettim. Verebilir misiniz?

sözünden sonra gelen yanıta karşı kulağının zarı patlamasın diye ahizeyi uzaklaştırdı ama hala ses gayet net geliyordu.

- Onur musun ne karın ağrısısın bilemem. Kızımdan uzak dur! Durmazsan sana yapacağımı bilirim ben! Salak kızıma demek ki anlatamamışım bari sen kuş beynine sok bunu! Bir daha kızımı ne ara ne de sor! Ayaklarını kırarım senin..

Onur’nun bütün vücudu diken diken olmuş, yüzü kulakları dahil kıpkırmızı olmuştu. “Yazıklar olsun ona, bu nasıl bir konuşmaydı böyle” diye içinden geçirdi ama yerinde duramıyordu. Kapıya yumruklar atıyor bir türlü sakinleşemiyordu.

Birden Neşe’nin neden yalnız gitmek için kıvranıp durduğunu anlayıvermişti.

DEVAM EDECEK
Aysel AKSÜMER
03.06.2010


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ihlamur yaprağı (18) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ihlamur yaprağı (18) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
IHLAMUR YAPRAĞI (18) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı, @ulviye-yaldizlii
3.6.2010 21:34:48
Umarım sıravından istediği sonuca ulaşabilir.

Bence böyle gerginlikler normal,zaman içinde geçecieğini ümit ediyorum.
Sevgimle Ayselciğim akıcı vede güzeldi.:)
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
3.6.2010 13:06:48
(:

bazan can sıkıcı bir olay başka birine tebessiüm ettirriyor işte böyle...

saygı ve duamla....
Mustafa Sakarya
Mustafa Sakarya, @mustafasakarya
3.6.2010 09:43:21
Seri yazmak kolay değil. Bu maratonda hep aynı heyacanı ve sürükleyciliği gösterme başarısını gösteriyorsunuz.

Tebrik ederim.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
3.6.2010 09:06:21
eh en nihayet duydu duyacaklarını
güzel gidiyor saygımla
N. B. Ç.
N. B. Ç., @n-b-c-
3.6.2010 08:57:26
Sayende sınav stresini bir kez daha yaşadım. Üniversite sınavına girince heyecandan sadece yarım saat dayanabilmiş ve mide buluantısından kendimi dışarı zor atmıştım. Benim de en sinir bozucu halim, heyecanlanınca mide bulantısı ve karın ağrısı. :))

Onur'un istenmediğini bu şekilde öğrenmesi kötü olmuş.
Bakalım yarın bizleri neler bekliyor.

Sevgilerimle...
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
3.6.2010 08:47:56
Sürekliliğinizi kutluyorum. Azminiz takdire değer...Tebrik ediyorum...Selamjlar.
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
3.6.2010 00:34:54
Aysel hanımcığım, çok güzel anlatımla, sanki bizler sınava girmiş gibi canladırdınız konuyu gözümüzde.
Bu Neşe'nin babasının ne alıp veremediği var Onur'la anlamış değilim.Adam psikopat mı, yoksa ben okurken dikkat etmeme rağmen bir şeyleri mi atladım. Sevgilerimle...
Hicran Aydın Akçakaya
Hicran Aydın Akçakaya, @hicranaydinakcakaya
3.6.2010 00:29:13
hay Allahım ya... ölürmüsün öldürürmüsün bu herifi sinirimi zıplattı gene...

harika bir anlatımdı gene kutluyorum arkadaşım sevgilerimle... ....
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL