- 1316 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
186 - CİNCİ HOCA
Onur BİLGE
Son zamanlarda, tam uyuyacağımda, bize veda etmek için geldiğinde, odamda oturmuş olduğu sandalyede oluşan, açık gözle gördüğümden bahsettiğim, beni korkutan, silahaltında ölen Hakan’a tıpatıp benzeyen vizyonun ne olabileceği konusu, babam tarafından ilmi olarak araştırıldıktan sonra kendilerine o konuda sorular yönelttiği kişilerce yönlendirilerek Yeniköy’de bu işle uğraşan bir adamın varlığından haberdar olmuş ve onu bulup, ev adresimizi vermiş. Bana, başka düşüncelere kapılmamam için:
“Kayıp bulucu bir adam gelecek. Bu işi nasıl yaptığını merak ettim. Bakalım, doğru mu söyleyecek? Cin topluyormuş. Makasa baktıracağım. Gerçekten onlarla irtibata geçip geçmediğini öğrenmiş olacağız.” dedi.
Ne kadar kaliteli olursa olsun, bir makas için ta Yeniköy’den
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 7
TIRNAK - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15
YORUMLAR
Bostancılı köyünde bir cinci hoca olduğunu söylerlerdi küçüklüğümüzde. Ve zaman geçip büyüdük. Her şeyi anladık ama anlamayanlara anlatmakta zorlandık. Yani inanalar vardı ve bunların mutlaka bir darbe yemesi gerekiyordu ki inanmaktan vazgeçsinler.
Bir gün mahallemizde henüz yeni gelin olmuş genç bir kadın devamlı bayılıp duruyor. Kayınvalidesi öyle çok inanıyor ki cinlere. "Bu kızı cin çarptı onun için bayılıp duruyor. Bostancılıdaki cinci hocaya götürelim "diyor.
Gelin Kendisinin sara hastası olduğunu söylemesine rağmen inanmıyor kayınvalide. Alıp götürüyorlar. Gelin o kadar güzel bir kız ki ( şimdi iki çocuğu var ve 50 yaşında, hala çok güzel) hoca kızı görünce yanında gelen kayınvalidesi ve eşine. " Siz dışarı çıkın. Cinler siz varken gelmezler. Ben kızımla yalnız kalacağım. Onlar ancak bana gelirler" diyor. Gelinin kocası olmaz dese de. Annesinin zoru ile çıkıyorlar odadan. Aradan bir süre geçiyor ama ne ses ne seda var içeriden. Gelinin eşi endişeye kapılıyor ve annesini dinlemeden kapının koluna asılıyor. Ama kapı kilitli. Çocukcağız iyice endişeleniyor ve kapıya bir omuz vurup giriyor içeri. Birde bakıyor ki eşi çırılçıplak iç çamaşırı ile tabi ki hoca da iç çamaşırı ile delinin yanında.
Delikanlı bu manzarayı görünce öfkeye kapılıyor ama eşi kımıldamıyor bile. Hocaya bir yumruk indirip kenara atıyor. Eşine sesleniyor ama eşi cevap vermiyor. O zaman anlıyor adamın tam bir sahtekâr olduğunu. Eşini alıp üstüne bir battaniye örtüp çıkıyor oradan ve direkt hastaneye götürüyor. Gelin bir kaç saat sonra ayılıyor. Ne olduğunu bile bilmiyor. Hocanın geline ne verdiğini de bulamıyorlar. Bu olay anında duyuluyor ve bir kaç ay sonra cinci hoca evinde ölü bulunuyor.
Bunlar şarlatanlar ve kendi nefisleri için yapmayacakları kötülük yok. Haydi, onlar şarlatan da, ya onlara inanalar. Esas bunlar kendilerini sorgulamalı sanırım.
Teşekkür ederim. Sevgiler
Benim bildiğim kadar üç harfliler var. Ama bu tür şeylerle Allah' a şükür karşılaşmadım ve karşılaşmak ta istemem. Yalnız küçüklüğümüzde derlerde saçak altlarında yürümeyin ya da akşam ahşap evlerin camondan su yada başka bir şey dökmeyin diye. Çok korkarım zaten. Bu tür şeyleri meslek edinen ve bundan nemalananlar da cabası. Muska olayı da hem inanıyorum, hem inanmıyorum. Neyse bunlar derin konular. Tebrikler sevgili yazarım. Yine güzel bir yazıydıu. Yüreğinize sağlık, kaleminize kuvvet versin Allah.
Fikret TEZAL bey in yorumuna katılmamakla beraber, yer yer doğru buluyorum...İslam akıl dinidir evet..Ama islam gayba iman değilmidir * ? Fen bilgisi mensupları artık yazıda geçen 3 harfli varlıkların varlıgını kabul etmiş durumda..Ama suistimale açık bir konu...Zira isnnalarda bilinmeyene ve ötelere bir merak vardır..Sağlam din bilgisi olanlar kolay kolay yanılmaz ama dikkat edilmesi gereken olgular...Anlatım kalitesi açısından mükemmel bir yazı...Her zamanki gibi.....
Bir yakınım bu cinci hocalara çok inanırdı. ısrarları karşısında dayanamayıp bende onunla gittim. Kadın durmadan anlatıyordu. Ben hiç kötülüğe yapmam, benim işim iyilikle alakalı. Diye durmadan fetva veriyordu. bize yeşil kalemle bir çeşit yazılar yazdı. yanımdaki bayanın elindeki çamaşırda da aynı renk ve şekilde yazılmış yazı vardı. Ben hemen atıldım. Peki sen iyilik için yapıyorsun. öteki kişi iyilik için yapıyor, söylermisin lütfen bu çamaşırda ki kötülüğü kim yazdı. hem de aynen senin yazına benziyor. Kadın bir kızdı bir söylendi. Beni Allah'ın çarpacağını söyledi. Töybe etmem gerektiğini söyledi. Ben de töybe etmesi gereken biri varsa, oda sizsiniz dedim.
Kutluyorum...
Selam ve sevgimle...
sevgili ONUR BİLGE,
Semiray küçük ama yaşadıkları çok büyük sizi çok küçükken bukadar çok olgunlaştıran ailenizmiydi.yoksa içinize kapanıklığınızmı,yoksa çok fazla kitap okumanızmıydı.sizi bu kadar olgun kılan herne ise yüreğinizi tebrik edyorum.ben şahsen bu olayı bukadar sakin ve serinkanlılıkla anlatamazdım.olaylara çok güzel yaklaşmışsınız.yazınızın bugünkü devamını sabırsızlıkla bekliyorum.sevgilerimi yolluyorum.saygılarım.
Rahmetli dedem, muska yapardı, Allah affetsin...Birgün onun evde olmadığı bir sırada kadının biri geldi, yayığı için muska yaptıracak. Babam da kurnazın teki. " Hazır yazılmış var yenge, vereyim" dedi. Karşılığında parasını da aldı. Sonraları babama sordum. " Ne yazdın o muskanın içine" diye...Ne dese beğenirsiniz " Bitliste beş minare, beri gel Canan beri gel türküsünü"...Kadın çarşıda dedemi bulmuş, "hacı abi, yazdığın muska yayığıma bir iyi geldiki sorma. Allah senden razı olsun"...
Bu işin komik tarafı.Ama çoook çook iyi biliyorum ki, asla hafife alınmaması gereken, tehlikeli olaylar bunlar....Gördüm çünkü...Başa neler gelebileceğini....
Tebrik ediyorum...Kalemin zaten usta. Konuyla ilgili anımı paylaşayım dedim....
sevgi ve selam ile...
Çocukluğumda sihirbaz mandereke gelir,çadır kurarlardı.Şehrin bütün halkı yığılırdı oraya...Bütün akrobasi hareketlerinden sonra halkın falına bakardı.Fala baktırmak için çadıra girip çıkanlar,hayretler içinde "düşündüklerimizin aynısı söylüyor" derlerdi.
Şimdi hala bu sihirbazlık nasıl yapılıyor meraktayım?..
İşin diğer yönünü uzmanlara bırakmakta fayda var..
Semiray'ın dünyasıyla hoş bir gözlemdi...
saygılar üstad...
ayhansarıkaya tarafından 10/11/2009 3:51:08 AM zamanında düzenlenmiştir.
Öğrenciliğim döneminde bir yaz tatilinde, sepet kolumda yumurta topluyorum köyümüzde. "Geldiğin iyi oldu oğlum" dedi yaşlı bir teyze, sandığının gözünden dürülü bir kağıt çıkartıp bana uzattı" sen eskiyi de biliyorsun, oku bakalım ne yazıyor burada?" dedi. Baktım, babamı yazısı, gülerek okumaya başladım. "Çocuk açsa karnını doyur, altı pisse temizle, hasta ise doktora götür, Allahtan şifa dilerim." Saygılarımla.
Semiray ( Onur Bilge ) kardeşim ; türlü hile ve oyunlarla inanmak durumunda kaldığınız bir sahtekâr yüzünden görmek istediklerinizi gördüğünüz için, adeta böyle şeylerin dinimizde kabul görmesi gerektiği şeklinde, çok zararlı bir intibayı aşılamaya çalışmak gibi yanlış bir iş yapıyorsun bence. İslâm dininde bu tür sahtekârlar lânetlenir ve onlara inananlar da dinden çıkmış olarak kabul edilir. Böyle işler yapmak da, onlara inanmak da yasaklanmıştır. İslâm dini , hayallerden değil, tamamen mantığın kabul edeceği gerçeklerden ibarettir. Yoksa bu dini eleştirenlerin haklı çıkacağı bir durum ortaya çıkar ve bu da zarar verir.
Fikret TEZAL tarafından 10/11/2009 12:53:43 AM zamanında düzenlenmiştir.