- 187 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
İÇİNDEKİ ASLANI UYANDIR: HAYALLER,UMUT VE CESARETLE YOL ALMAK
Hayatın zorlukları karşısında umut, dua, şans ve dilekler, insanların yolunu aydınlatan, onlara güç veren kavramlardır. Özellikle sıkıntılı dönemlerde bu kavramlar, birer rehber niteliğinde olup, insanları ileriye taşıyabilir. Ancak bu kavramlar, pasif bir bekleyişle değil, aktif bir şekilde çaba, kararlılık ve inançla anlam kazanır. Çünkü hayallerin gerçekleşmesi, sadece düşüncelerde kalmakla değil, adım atmakla mümkündür.
İnsanların çoğu, içlerinde sahip oldukları gücün farkına varmadan yaşarlar. Bu güç, bir "aslan" metaforuyla ifade edilebilir: Cesaret, liderlik ve kudretin sembolü olan bu aslan, birçok insanın derinlerinde uykudadır. Hayatın sunduğu fırsatlar, bu içsel aslanın uyandırılmasıyla yakalanır. Ancak, bu gücü uyandırmak cesaret ve kararlılık gerektirir. Bir hayal sadece düşünceyle değil, o hayalin peşinden gitme cesaretiyle gerçeğe dönüşebilir.
"İnanamıyorum, nasıl oldu" ifadesi, hayallerin gerçekleştiği anda yaşanan şaşkınlık ve coşkunun bir yansımasıdır. Bu ifade, insanın hayal ettiği şeylerin hayat bulduğu anlarda yaşadığı şaşırtıcı bir farkındalığı temsil eder. Çünkü hayallerin gerçeğe dönüşmesi çoğu zaman beklenmedik bir zamanda gelir ve bu süreç, insanı tahmin ettiğinden daha derinden etkiler. Hayallerin gerçekleşme süreci, genellikle kişinin ruhsal bir dönüşüm yaşadığı bir yolculuktur. Bu süreç, sadece maddi başarılarla değil, aynı zamanda manevi bir tatminle sonuçlanır.
Hayatın getirdiği zorluklar – hastalıklar, üzüntüler, çözülmesi imkânsız gibi görünen sorunlar – zamanla ağır bir yük haline gelebilir. Ancak bu zorluklara umut, pozitif düşünce ve dua ile yaklaşmak, çözüm yollarını açabilir. İnsanın kendi içindeki gücünü fark etmesi, bu problemleri aşmada büyük rol oynar. İçsel gücünü keşfeden bir insan, en karmaşık görünen sorunları bile aşmak için gerekli olan cesareti bulur.
Hayal kurmak, insanın geleceğe dair umutlarını ve isteklerini temsil eder. Ancak, bu hayalleri gerçeğe dönüştürmek, cesaret ve kararlılık gerektirir. İnsanlar, hayallerini gerçekleştirebilmek için korkularını yenmeli ve adım atma cesaretini göstermelidir. Bu süreç, sadece dışsal başarılar değil, aynı zamanda içsel bir dönüşümü de beraberinde getirir. Hayallerin peşinden gitmek, bireyin kendini tanıma ve potansiyelini gerçekleştirme yolculuğudur. Bu yolculuk, aynı zamanda içsel yaraların iyileşmesini sağlar; sevgi ve şefkat ise bu yaraların şifasında kilit rol oynar.
Maddi sıkıntılar, birçok insanın hayatını zorlaştıran bir etkendir. Ancak, bolluk ve bereket dilemek, bu zorlukların aşılmasında bir umut ışığı olabilir. Kimsenin açlık ve yoksullukla sınanmaması, evrensel bir iyilik arzusunu temsil eder. Toplumdaki dayanışma ve yardımlaşma, bireylerin hayatlarını kolaylaştırır ve toplumsal refahı artırır. İnsanlar arasında güçlenen yardımlaşma, daha adil ve eşitlikçi bir dünyanın kapısını aralar.
Hayatın zorlukları, doğru bir bakış açısıyla ve içsel huzurla daha kolay aşılabilir. İnsanlar, su gibi akıcı bir şekilde hayatın akışına uyum sağladıklarında, karşılarına çıkan engelleri daha kolay aşabilirler. Su, önüne çıkan her engeli aşar ve en sonunda denize ulaşır. Aynı şekilde insanlar da sabır ve esneklikle, hayatın zorluklarının üstesinden gelebilirler.
Bir zamanlar küçük bir kasabada yaşayan Furkan adında bir genç vardı. Furkan, büyük hayalleri olan biriydi, ancak bu hayalleri gerçekleştirecek cesareti kendinde bulamıyordu. Hayatı monoton bir şekilde devam ederken, bir gün kasabadaki yaşlı bir bilge ona şunu söyledi: "Furkan, her insanın içinde bir aslan yatar. Bu aslan senin tüm hayallerini gerçekleştirebilecek güce sahiptir. Şimdi onu uyandırma vakti geldi."
Bu sözler Furkan’ı derinden etkiledi. Bir sabah güneşin doğuşunu izlerken, içinde yatan aslanı uyandırmanın zamanının geldiğini fark etti. O gün, uzun zamandır hayalini kurduğu dükkânı açmak için ilk adımı attı. Başlangıçta birçok zorlukla karşılaştı; ama pes etmedi. Zamanla işi büyüdü ve hayallerine kavuştu. Bir gün dükkânını açarken içinden şu sözler döküldü: "İnanamıyorum nasıl oldu." Bu, hayallerini gerçekleştirmiş olmanın verdiği şaşkınlık ve mutluluğu simgeliyordu.
Furkan’ın hikâyesi, insanların içlerindeki cesareti keşfederek, hayatlarında büyük değişiklikler yapabileceklerini gösteriyor. Furkan sadece kendi hayalini gerçekleştirmekle kalmadı, aynı zamanda kasabadaki diğer insanlara da ilham oldu. Onun başarısı, diğer insanların da kendi içlerindeki aslanı uyandırmalarına ve hayallerine adım atmalarına vesile oldu.
Sonuç olarak, insanlar içlerindeki cesareti bulup hayallerine doğru adım attıklarında, hayatlarında büyük dönüşümler yaşayabilirler. Umut, dua, inanç ve cesaret bu sürecin temel taşlarıdır. Hayatın zorlukları, sabır ve esneklikle aşılabilir. Engeller ne kadar büyük olursa olsun, suyun yolunu bulması gibi, insanlar da kendi yollarını bulup, hayallerine ulaşabilirler.
Selda İyiekmekci (,Erdoğan)
YORUMLAR
İYİEKMEKÇİ
hayat bir derviş misali süzülüp akar önüne serilen taşları tozları çakıl tanelerini bir bir aşar insan da bu yolda rüzgârın getirdiği umutlarla gönlündeki sevdalarla yürümeye devam eder zorluklar bazen dağ olur yükseklikten bazen de incecik bir ip olur ki dolanır ayağına lakin insanın içinde bir sır vardır ki sabrı bilenler için yollar hep açıktır dua yıldızlardan dile gelen bir niyaz olur kimi zaman baht ise bir sabah ezanıyla beraber doğan güneşin nurunda gizlidir ancak asıl güç insanın içinde saklı olan o kudretle attığı adımda saklıdır
bu devran döner dolaşır her adımda bir nasihat bırakır her nefeste bir ders vardır ki ancak yüreğiyle dinleyenler onu işitir