Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Göktürkmen
Göktürkmen

REDDİYE YAZILARI -3-

Yorum

REDDİYE YAZILARI -3-

14

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1672

Okunma

REDDİYE YAZILARI -3-

REDDİYE YAZILARI -3-


MUSTAFA KEMAL’İ ve TÜRK DEVRİMİ’Nİ ANLAMAYA ÇİZGİ

Bir şeyi anlayamıyorlar...

Anlamadıklarını anlamayanları ise ben anlamıyorum !

Mustafa Kemal Atatürk, Türk tarih şeridinde ileri yönde gerçekleşmiş bir devrimci eylemin çizgisidir.

Bu çizgi, Türk budun toplumsalının bin yıldır köleleştirildiği dinasti/sülale yapılı, Arabo-fars ve şii-mevali kimliksiz bir ümmetleşmeye karşı yapılmış ilerici bir devriminin öznesidir.

Mustafa Kemal Atatürk ve öznesi olduğu 1923 Türk Aydınlanması… Bin yıllık Emevizm ve Şiizm kimliksizleştirmesine isyanın adıdır.

Demokratlar, insan hak ve özgürlükçüleri, modernistler, aydınlanmacılar, sosyalize olmuşlar, ilerici toplumsal devrim ve kapitalist toplum sonu aydınlanmacı düşünsel evrim beklentililer bir şeyi anlamıyorlar ?

Ve ben de bunları anlamıyorum !

Ulusal sorun ve Türk uluslaşması mevuzbahis olunca neden, sürekli yan çiziliyor ?

Atatürk yolu, dosdoğru bir çizgidir oysa... Türk ulus toplumsalının antiemperyalist bilinçle ve ileri doğru attığı dev bir adımının çizgisidir !

Nasıl sanabiliyorlar ki, çok merak ediyorum; 1923 Türk Aydınlanma Devrimi’ni emperyal kristalin değişik açılarından görenler ?

Görmek istediklerini gördüler diye, bu “reel doğru” mu olmaktadır yoksa ?!

Reel sosyalizm ve doğru deyince: Gerici Batı, ilerici Doğu’ya gibi, sağlam bir önermeye rağmen, bunların güya reel sosyalizmlerinin; Kapitalizm karşısında aldıkları ve bir türlü açıklayamadıkları yenilgilerini nereye koyacağız?

Nasıl açıklayabileceğiz veya açıklamayı düşünüyoruz ?

Sovyetler Birliği’nin, Yugoslavya’nın, Doğu Avrupa sosyalist uluslarının parçalanma sürecini bitti mi sayacağız ?

Bence parçalanma devam edecek, Karolenj Devir öncesi bir Avrupa gibi düşünüyorum. Nihai hedef bu !

Etnilere, mezheplere, cemaatlara değin bir parçalanma niyeti kesindir.

Küresel çetenin nihai varış noktası, bu haliyle bir dünyadır. Bu hedef önce doğu toplumlarını ayrıştıracak, daha sonra da batı toplumlarını…

Geriye ağa uluslar kalacak. Marabalaştırdıkları; etnik ulus, mezhep ulus, cemaat ulus gibi anlayabileceğiniz bir tür yapılaşmaya tabi tuttuklarından, geriye kalan anlamında -maraba (mikro) ulusları- anlatmak istiyorum.

Kapitalizmin üst yapılsalcı ve yeni feodal sömürgeler diyalektiği ve estetiğinden manzum değerleri ile devrimci teoriyi örtüştürmek çabasında olanlara sesleniyorum: Emperyal güce tabi olmak şeklinde ona tapınmaktasınız !

Köleci ve biat kültürü özgürleşmesinde bir kimliksizleşmeye dönüştürülmüşlük, özgürleşmek filan değildir.

Devrimci toplumsal bilinç ve toplumbilimsel şablonu göz önüne getirelim.

Bir terslik yok mu sizce de ?!

Bunu nasıl açıklamayı düşünüyoruz, fikri olan var mı ?

İşte bu gerekçe ve nedenlerle; Atatürk önemli bir başlangıç ve sabitlenme noktası olmalıdır.

Eğer ileri istikametinde bir ileriden, ileri doğru akan tarihsel süreç içinde yapılacak geri gidişleri, ileri sayan ikilemindeki insanlar olmuşsak, bu tür ve türev insan; "karışmış" ve "karıştırılmış"lığın mamülü - yeni feodal insan-dan başka "insan" değildir.

Yeni emperyalizm ve yeni sömürgecilik karşısında durabilecek yeni bir ulusal ve reel sol/sosyalizm rüyası görüyorsak, 1923 Türk Aydınlanma Devrimi ve Mustafa Kemal çizgisi, sabitlenme noktası ve mevzi olarak, savunulması elzemlik anlamında, çok önem kazanmaktadır.

Bundan dolayı da Türk ulusal solgörü, emperyal-kapitalist ve (neo liboş) politikaları karşısında büyük bir yenilgi almış reel sosyalizmin (S.S.C.B ve Çin) merkezlerine çok ama, çok iyi bakmalıdır !

S.S.C.B.’den, otoriter Rus (neo) Çarlığı’na gelmek nasıl bir yaman çelişkidir !?

Buradaki; temel/asal ve yaman çelişki farkını düşünmeyi size bırakıyorum !

Çin mi peki ? Maoist sosyo/komünal bir asyatik tarımcı toplumdan, ABD yönünde evrile evrile Dünya Ticaret Örgütü üyesi bir sosyo/emperyal (!) güç olma çelişkisine ne ad koyabileceğiz peki ?!

Gelecek zamanlardaki büyük (Çin) emperyalizmine giden, güya sosyo-emperyal çelişki mi ?

Reel Sosyalizm denilen batı düşünsel dinamikli sosyalist devrimler yenilmiştir.

Onun yenilgisinden ders çıkarıyoruz diye asla şu yapılmamalıdır: Doğu ve Batı kapitalizminin yalaşık bulaşık Lenin/Stalin önermesi “Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı” ve sömürgeci “Wilson İlkeleri” hiç bir şeye dünya ölçeğinde çözüm ol(a)madı.

Bu ikisinin ilm-i simya örtüşümde bir politikası olan (Novus Ordo Seclerum) "Yeni Dünya Düzeni"ne sarılmakta çözüm olmayacaktır !

Buna sarılmak, bir de ilerici bir görüntü ile sarılmak; sol Şarlo komedyanın zirve yaptığı andır !

Güce tapmakla başlanan teori ile gücün bileşenlerini ayırabilmeye giden teori farkına dikkkat etmeliyiz.

İlerici, aydınlık, laik ve ulus toplum olmaya giden devrimci çizgide kalmayı istiyorsak eğer, Atatürk’e yukardaki ayrımla bile baksak,Mustafa Kemal yine de çok önemlidir.

Emperyal kapitalizmin türedileri; etnikçiler, dinseller, mezhepçiler, milliyetçiler ve ırkçılarına karşı bu ayrıma dikkat ederek, karşı teoriler üretebilmeliyiz.

Bu anti-emperyal/kapitalist ve koloniyal karşı duruşu doğru bulanlar, en azından "yol arkadaşlığı" kavramsallığında Mustafa Kemal ve onun aydınlanmacı- devrimci çizgisini müdafa etmelidirler.

Akıl bunu emrediyor. Bilgi verileri 1923 çizgisinden her adımdaki geri gidişin ilerici/devrimci - gerici/mufazakar ayrışma da, ilk yazdığım aleyhinde sonuçlar verdiğini, dünyada ve halen ülke perspektifinde göstermektedir.

Çözüm: Yurt ve dünya ölçeğinde, emperyalizm karşısında yenilmeyen tek hareket olarak Atatürk çizgisini muhafaza etmekte yatmaktadır !

Özgün veya eklektik olup olmamasını, üzerinde geniş konuşulması şartıyla önemli buluyorum.

Atatürk, Galiyev ve Maturidi gibi bir üçlü diyalektik/önerme ile başlayabiliriz örneğin ?

Göktürkmen
Ahmet Kutlu Ayyüce

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Reddiye yazıları -3- Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Reddiye yazıları -3- yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
REDDİYE YAZILARI -3- yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
18.1.2010 15:56:35
Yazı emek ürünü ama içerdiği fikirlere tümü ile katılmam mümkün değildi.
Daha kısa,
daha akıcı,
daha anlaşılır yazılabilirdi.
Okurken yoruldum.

Son parağraf gayet anlaşılır ve mantıklıydı.

Selamlar.
Necdet EREM
Necdet EREM, @necdeterem
18.1.2010 15:18:28
Sevdalım Nikli dostumuzun yazdıklarına katılıyor ve konu ile ilgili yorumumu da aşağıya yazıyorum.

Bu değerli ve faydalı görüşlerinizden dolayı tebrik ederim.
Kardeşimiz 1923 ler de takılıp kaldığı gibi;
Kemalizm hakkında da bir tabulaşmaya gitmekte olduğunun farkında değil.

Osmanlı, Selçuklu, Abbasi, Emevi gibi İslam kültürünün geçmişten geleceğe uzanan ve ömrünü bitirip misyonunu tamamladıkça yeni versiyonunu sahneleyerek tarihteki yerini almış dünyanın gelişerek değişen sosyal devletleri ve devlet yapıları olduklarını unutup yaşadıkları çağ ve gereklerini dikkate almayarak bugünkü gelişmişlikle o günün mukayese etmenin aldanmışlığı ile onlara hakaret etme talihsizliği içinde olduğunu görmek beni üzmüştür.

Şuna benzetebiliriz;
Osmanlıya siz uzay mekiği yapıp aya gitmediğiniz için gericisiniz diye suçlamaktan farksızdır.

Bugün Kemalizm ve sonrasının baskıcı, totaliter, müdahaleci ve darbeci zihniyetinin ülke ve millete ödetmiş ve hala ödetmekte olduğu faturayı Osmanlıya kesmek ne kadar insancıl, ne kadar vicdani, ne kadar inandırıcı olabilir.

İşte cihan savaşları ve sonrası dünya ve dünya devletlerinin geldiği nokta ortadadır.

Almanya yok oldu, Japonya yediği atom bombaları ile yerle bir oldu, İtalya ne durumdaydı? Bu gün, Amerika dışındaki tüm gelişmiş ülkeleri Türkiye Cumhuriyet devletinin Osmanlı’dan devralmış olduğu miras ile mukayese edildiğinde Türk milletinin dünya devletler arenasında ne zaman geri kalmış olduğu gün gibi ortaya çıkar sanıyorum.

Osmanlı döneminde dünyada yüksek teknolojimi vardı da Osmanlı Nükleer enerji üretip gelişmiş devletlerarasındaki yerini almadı?

İdareler halklar içindir. Halkından kopan devletlerin gelecek adına kimseye vaat edeceği hiçbir şey yoktur ve olamaz.

İşte içinde yaşadığımız süreç ortadadır.
Her on senede bir muhtıra, yirmi senede bir darbe yaşayan bu millet ve bu devlet hala ayakta ise bu milletin Osmanlı geleneğinden devralmış olduğu kutsal devlet anlayışına borçludur.

Evet, şu da unutulmamalıdır ki.
Dünya tarihi boyunca despotlar, tiranlar, diktacılar, ihtilalciler hep devrim adı altında darbe yapmış ve bir darbe, diğer bir darbe ile tarihe karışmıştır.

Önemli olan ülkeler işgal etmek değil.
Gönüller fethetmektir.
Oda geçmişine saygı ve minnet ile mümkündür.

Göktürkmen
Göktürkmen, @gokturkmen
27.9.2009 11:47:01
Yok, kavramı ben bulmadım, ben ilerletme çabasıyla yazıyorum. Marksist diyalektiğe önerme: Doğu(Asyatik/Türk) özgün türevi gibi anlayabilirsiniz.

Bu arada; sodayı değil, maden suyunu sade severim. Eni sonu çok içmişsem eğer, doğal limon ekleyerek içerim.

Katkınızı şık ve eleştirel bulmadığımı belirtmeliyim. Bu üslup ve yöntemle yazarsanız, çözüme yönelik yararlı şeyler çıkabilieceğini ummuyorum.

Esenlikler.

Yorum katkısı için teşekkürler yine de Mr. "only you"


Göktürkmen tarafından 9/27/2009 1:47:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
onlyyou
onlyyou, @onlyyou
27.9.2009 02:28:01
"Enerjetik diyalektik"

bu nedir kavramı siz buldunuz belliki içine birşeyde bulabildiniz mi öyleyse bir paylaşı verseniz ne anlama gliyor diye.

"Enerjetik diyalektik" meyveli soda gibi bir icada benzettim
Göktürkmen
Göktürkmen, @gokturkmen
12.8.2009 19:59:52
:)

Peki "simray", ne desek boş:

Anlatabildiğimiz, karşımızdakinin anlayabildiği kadar desek, şimdi size çok ayıp olacak !

Biz yine de anlamayan y/çoksa, anlatan yoktur deyip, böylece bırakalım...

Siz: kasıt/ amaç/ bilinç sözcük kavramları üzerinde, eniyle ve sonuyla yani, aralarındaki derece farkı nice ve içerik farkı nite diye dahi düşünmeden yazıyorsunuz.


Size bir dizge verip bırakacağım. Düşünmeye (doğru ve doğrusal) dizge:

Algıla, kavramlandır, anlamlandır, tanımla, örnekle ama örneğin "su götürmez" türde olsun en sonunda eylem/söylem kısımına sıra öyle gelsin.

Yine de eleştirel katkınıza teşekkürler.

Esenlik, "simray"....


Göktürkmen tarafından 8/12/2009 8:57:13 PM zamanında düzenlenmiştir.
simray
simray, @simray
12.8.2009 18:27:14
,,,,,,

simray tarafından 8/14/2009 11:30:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
Göktürkmen
Göktürkmen, @gokturkmen
27.6.2009 20:47:58
Teşekkürler değerli Sabiha Küçüktüfekçi hocam...

Saygılar.
Etkili Yorum
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ, @sabihakucuktufekci
27.6.2009 14:01:10
"Ulusal sorun ve Türk uluslaşması mevuzbahis olunca neden yan çiziliyor ?

Atatürk yolu, dosdoğru bir çizgidir oysa... Türk ulus toplumsalının antiemperyalist bilinçle ve ileri doğru attığı dev bir adımın çizgisidir !

,,,,,,,,,

Çözüm, yurt ve dünya ölçeğinde, emperyalizm karşısında yenilmeyen tek hareket olarak Atatürk çizgisini muhafaza etmekte yatmaktadır ! Özgün veya eklektik olup olmamasını, üzerinde geniş konuşulması şartıyla önemli buluyorum.

Atatürk, Galiyev ve Maturidi gibi bir üçlü diyalektik/önerme ile başlayabiliriz örneğin ?"



altını çizerek konunun önemine dikkat çeken düşündüren paylaşıma yürekten teşekkürler ...
sevgim saygım tebriklerimle değerli şair yazar dost sayın göktürkmen....




Göktürkmen
Göktürkmen, @gokturkmen
23.5.2009 17:51:25
İndirgeme biçimi ve mukayese çapını çok dar tutmuşsunuz.

Özgün olarak aldığınız ölçüt de belirsiz gibi görünüyor.

İslamik mi, ulusal mı, evrensel mi bir devrim arıyoruz? Ben bunu sorgulamak istemiştim.

İslamcı genellemeci ve dinsel ulus temelli yapılar emperyalizmin işine geliyor, ayrıca bunu da dikkatinize sunmak isterim. Yoksa Türkiye Cumhuriyeti'ne "Ilımlı İslam" denen zırva dayatılmıyor olurdu !

Atatürk'e kimse tapmıyor. Bunu not edelim. Atatürk çok özgün bir model olduğu için yaşıyor, yapıları bunca işbirlikçiye rağmen ayakta durabiliyor.

Yani siz şöyle anlayabilirsiniz; Atatürk ve 1923 Türk Aydınlanma devrimi, sağdan bakınca, sol, soldakine sağ, dinciye seküler, seküler olana dinci gibi görünüyor. Özgün bu anlamda özgün olarak anlaşılmalı...

Konu için Eş'arizm ve dinin izmleşmesi, oryantik ve oksindentik devrim sapmaları ve de teorik savaşlar isimli yazılara bakmanızı önerebilirim.

Belki daha net anlaşlılabilirim veya anlayabilirsiniz diye...

Okuyup katkı yaptığınız çin teşekkür ederim.


Göktürkmen tarafından 5/23/2009 6:26:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
sevdalım
sevdalım, @sevdalim
20.5.2009 22:20:22
Emperyal güce tabi olmak şeklinde ona tapınmaktasınız ! Köleci biat kültürü ve özgürleşmesinde bir kimliksizleşmeye dönüştürülmüşlük, özgürleşmek filan değildir.

diyelim ki sizin dediğiniz şekilde emperyal güce tapınılıyor peki sizin yaptığınız ne Allah aşkına? siz de 1923e takılıp kalmışsınız. bu da tapmak değil mi?

eğer yanlış anlamışsam düzeltin lütfen. siz kemalizmle sorunların üstesinden geleceğimizi iddia ediyorsunuz. iyi de kemalizm içi boş bir ideoloji değil mi eninde sonunda. ya da bir ambalaj diyelim şuna. süslü bir ambalaj.... evrensel dayanakları olmayan sadece kamusal alanın dış görünüşylşe ilgilenen bir ideoloji.

"iilerici doğu" ilginç tespit. Marx'ın ismi geçince tir tir titreyen doğu... bu sadece Marx için de geçerli değil mesala Ali şeriati için de bu geçerli.

batının farkı her yeni farklı düşüncede yüzmesi hem de korkmadan yüzmesi. doğu bırak yüzmeyi suya el değdirtmekten bile korkuyor. bu tespitim bu ülke için de geçerli.
Göktürkmen
Göktürkmen, @gokturkmen
8.3.2009 16:01:28
Eklektik değil ama?! Öyle anlamayın... Diyalektik ama, marksist diyalektikte değil ; "Enerjetik diyalektik"

Keşke ilginç bulduğunuz yerden başlayarak katkı yapsanız. Eleştiri, polemik, hatta ağır eleştiri bile olsa çok mutlu olurum.

Sizinle konular (Edebiyat ve herşey) hakkında konuşup yazmak çok güzel oluyor.

Teşekkür ederim katkınız için. Saygılar...



Göktürkmen tarafından 3/8/2009 4:08:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
nurcan hayriye
nurcan hayriye, @nurcanhayriye
8.3.2009 15:42:53
ilginç bir tespit:Atatürk, Galiyev ve Maturidi


saygılar

nurcan hayriye tarafından 3/8/2009 3:43:51 PM zamanında düzenlenmiştir.
Serpil FIRAT
Serpil FIRAT, @serpilfirat
8.3.2009 14:26:46

emevizm,şiizm,Kapitalizmin, Sosyalizm ........
etnikçiler, dinseller, mezhepçiler, milliyetçiler......
Başka kimler?
Anlamakta zorluk çekiyorum.
Rom@ntik
Rom@ntik, @romntik6
8.3.2009 13:21:05
10 puan verdi

Allah'ın en büyük mucizelerinden biri insandır...

İnsanın mucize olmasının sebebi ise; diğer canlılardan farklı olarak kullanabileceği bir zekâ bahşedilmiş olmasıdır.

Allah insana zekâyı kullanması, öğrenip bilgilenmesi, düşünmesi ve idrak etmesi için vermiştir.

Öğrenmeyen, bilgilenmeyen, sorgulamayan, idrakten yoksun sadece ve sadece biat eden (!) toplumlar için Atatürk gibi bir lider bir kaç beden büyük gelir...

Güzel yazınız için teşekkürü borç bilirim. Tekrar geleceğim.

Saygılarla



© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL