Ben aşağıdaki yazıyı 18 Eylül 2010 yazmıştım. Canımız ciğerimiz Tacettin Yıldırım rahmetlik oldu ya, iki gündür onu sevenler üzüntüde.
Az da olsa yüreklerimize su serpilsin istedim.

TACOM CİSMİN ÖLSE DE İSMİN BU SİTEDE HEP YAŞAYACAK. HUZUR İÇİNDE UYU SEN…


İki yiğit çıkmış meydane
İkisi de birbirinden Merdane
Alta düştüm diye erinme Taco’m
Üste çıktım diye sevinme Toynak
Taco alta düşersen apış
Toynak üste çıkarsan iyi yapış
Pehlivanlar... Pehlivanlar.
İşte site işte kalem.
Haydi, kapışın seyretsin cümle âlem
Biri Sivas’ın koç yiğidi
Diğeri Karadeniz’in merdi
Fırsatını bulursa Taco alır kündeyi
Toynak atarsa kılçığı göbeği görür güneşi
Taco güveniyor vücudunun iriliğine
Toynak güveniyor çekirge gibi sektiğine
Toynak tutar kasnaktan
Taco kapar paçadan
Allah… Allah… İllallah
Muhammedin Resullah
Bu iki yiğide yorumlarla diyelim MAŞALLAH
Haydi, Allah yüreğinize ilham
Kaleminize kuvvet versin


Ben bu cazgırlığı yaptım ya sevgili N.B.Ç. Yaptığı yorumda soruyor;
"Peki kazanan kim?"
Haklı...

Ben o deyişlerle sadece güreşi başlatmıştım. Ama şart oldu şimdi. Güreşi de anlatayım da dinleyin...

Taco pehlivan ile Toynak pehlivan çim alana çıktılar. Yağlı güreşin adetlerinden peşrev yapmaları gerek. Taco pehlivan bacağını kaldıramıyor ki, dizine vurabilsin.O üç adım dahi atamadan Toynak pehlivan çim alanı üç sefer dolandı. Allah için iyide peşrev atıyor. Alkışlar göğü tuttu. Taco hırstan mosmor...

El enselerle güreşin başlaması gerek. Ama Toynak yaklaşmıyor ki Taco’ya... Uzaktan olmadık hareketler yapıyor. Bir taraftan da bağırıyor:
"Tacooo... Ben Muhammed Ali’nin Karadeniz versiyonuyum. Kelebek gibi uçar, arı gibi sokarım."
"Hele gel yanıma yaklaş... Sana kelebeği de, arıyı da göstereyim..."
Toynak akıllı pehlivan. Yanına yaklaşsa, Taco onu bir yakalasa sıkıp suyunu çıkaracak.
Taco pehlivan o bünyesine rağmen çok koşturdu. Ama Toynağı tutamadı. Nefes nefese oturdu kaldı. Bir ara yakalayacak gibi oldu. Ama nafile... Toynak bacak arasından kaydı, kurtuldu. Bir kasnağı ele geçirseydi. Toynağın imanını gevretecekti. Ama Toynağı yakalamanın imkânı yok...
Ne paça kasnak, ne keçi dikmesi yaşanmadı bu güreşte...

Böyle... Böyle saatler geçti. Dile kolay 80.000 seyirci var. Kimi Taco’yu tutuyor, kimi Toynağı.
" Hadi Taco... Hadi Toynak..."
Sesler birbirine karışıyor.

Bu güreşte yenişme olamayacağı belliydi. Çaresiz güreş ağası ANSIZIN’ a koştum.
Ansızın:
" Ben elli yaşıma kadar güreştim. Kırk yıldır da hakemlik yapıyorum. Bu güreşte yeniş olmaz."
(Dediğine göre yaşının doksan olması gerekiyordu. Âmâ ancak 24-25 gösteriyordu.)
" Peki, ne yapacağız ağam?"
" Sen bana mikrofonu getir..."
Koşturdum mikrofonu, seslendi:
" Arkadaşlarrr..."
Önce kimse duymadı.
"Arkadaşlarrr... Beni dinleyin. Ağanız konuşuyor..."
Sesler kirp diye kesildi.
" Bu iki pehlivanda sitemizin iki aslanı... Saatlerdir güreşiyorlar. Karar veremedik. Kim galip, kim mağlup? Sonucu ben açıklıyorum..."

Alanın ortasına geldi. Nefes nefese oturup kalmış Taco pehlivanın kolunu kaldıracak. Toynak pehlivan bir sıçrayışta Taco’nun omuzuna kondu.
ANSIZIN yine de Taconun kolunu galip diye kaldırırken, Toynak Taconun omuzunda :
" Galip benim " diye bağırıyor, iki kolunu birden kaldırıyordu.

Bir alkış tufanı koptu. Ses göğe ağdı. Taa uzaklardaki bulutlara ulaştı.

Tam her şey tatlıya bağlandı, hayırlısı ile bu işi de hallettik diye dağılırken Toynak ayağımdan tutup beni yere düşürdü. Yorgunluğuna rağmen Tacoya can geldi. Üzerime çöktü. Gözlerime yuvaları dar geliyor, kaburgalarım çatırdıyordu. Çaresiz Toynağa baktım. O aldırış etmiyor ;
" Bana ne sen kendin kaşındın" diyor hınzır hınzır gülüyordu.
Taco fazla kıyamadı bana ne de olsa gardaştık. Üzerimden kalktı. Toynakla kol kola uzaklaştılar. Ben meydanın ortasında kala kaldım.
O an için :
" Bir daha ben bunlara karışmam" desem de karışmadan duramam.
Biz üç saç ayağıyız. Ne onlar bensiz olabilir, ne de ben onlarsız…