Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
Rû //
Rû //

Ruhun Bütün Baykuşları / İnceleme

Yorum

Ruhun Bütün Baykuşları / İnceleme

18

Yorum

44

Beğeni

0,0

Puan

1006

Okunma

Okuduğunuz yazı 7.8.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Ruhun Bütün Baykuşları / İnceleme

Ruhun Bütün Baykuşları / İnceleme

Ruhun Bütün Baykuşları / Adem TOK



Ruhun Bütün Baykuşları, Şair Adem Tok’un yazmış olduğu siyasi ağırlıklı bir şiir kitabıdır. Haziran 2025’te Bila Yayıncılık etiketiyle okurla buluşmuştur. Kapak görseli ve kitabın tasarımı, içerdiği şiirlerin imgesel ve metaforik derinliğiyle uyumlu biçimde, dikkat çekici bir estetik anlayışı yansıtır.


Yüz on iki sayfadan oluşan eserde toplam seksen iki şiir yer almakta, şairin kısa bir biyografisine de eserin başında yer verilmektedir. Kitabın içindekiler bölümü alışılmışın dışında olarak son sayfalarda konumlandırılmıştır. Bu tercih, okurun herhangi bir yönlendirme ya da başlık listesiyle karşılaşmadan şiirlerle doğrudan sezgisel bir bağ kurmasını sağlar. Şiir başlıklarında kullanılan isimlerin, şairin arka kapakta da belirttiği üzere; insanlar, çiçekler ve kutsal metinlerle olan anlam ilişkisi gözetilerek seçildiği görülmektedir.


Kitap; genel yapısı itibarıyla şiirleri, belirli kategoriler altında toplamadan, tematik başlıklarla ayrıştırmaksızın bir bütünlük içinde okura sunar. Sayfa düzeni sade; tipografisi ise okunabilirliğin rahatlığını önceleyen, yer yer italik vurgularla anlam derinliğini artıran bir yapıda ilerler. Adem Tok şiirlerinde duygular serbest bir akışla dile gelir, ölçü yoktur, uyak bulunmaz. Mısralarda birebir aktarımdan çok çağrışım yapan imgeler sezilir. Geleneksel anlatım teknikleriyle, modern şiir diline ait izlekler anlam dünyasını zenginleştirir. Seslerin ritmi aliterasyonlarla kurulurken, tezatlar içsel gerilimi besler. Telmihler geçmişe kültürel göndermeler yaparken, istifham sistemin çarpıklığını sorup sorgular. Teşbih ve istiareler sanatsal imgeleri derinleştirirken, ironi ve hicivler kutsal değerlerin yozlaşmış ellerde nasıl bir riyakarlık aracına dönüştüğünü düşündürür. Kimi dizelerde mistik öğeler öne çıkarken, zihinsel dönüşüm ve değişimi imleyen metaforlar, şiirleri toplumsal olduğu kadar evrensel kılar. Bazı şiirlerde noktalama işaretlerinin az ya da hiç kullanılmamış olması ise anlamın tek bir yoruma sabitlenmemesine, okurun kendi yorumunu yapmasına olanak tanır.


Adem Tok şiirlerinin en belirgin özelliklerinden biri, duygusal derinliği bireysel bir anlatımla sunarken “biz” üzerinden konuşarak hem içe hem de dışa dönük seslenmeleri içermesi ve aynı zamanda toplumsal, tarihsel, politik ve felsefî temaları da ön plana çıkararak sorgulayabilmesidir. O, bir şairin omzuna düşen yükün farkındalığıyla konuşturur kalemini. Şiirlerinde yalın fakat yoğun bir anlatımı tercih eder. Siyasi ve sosyal meseleler ajitasyon aracı olarak kullanılmaz, şiirin asli malzemesi olarak işlenir, politik duyarlılık sloganlaştırılmadan estetik bir duruşla harmanlanır. Bir yandan süslemelere kaçmadan kelimelerin edebi dizilimi sağlanırken bir yandan da tarihin, insanlığın, kardeşliğin, barışın, emeğin, özgürlüğün, direnişin, toplumsal belleğin ve bastırılmış adalet arzusunun gür çıkan sesi duyulur.


Onun şiirlerinde geçen yer ve isimler; farklı coğrafyalardaki olayları ve kişileri hak mücadelesi gibi ortak paydada anarken aynı zamanda zulme karşı direnci, umudu, vicdanı ve hafızayı da simgeleyerek belgesele yakın bir tanıklık içerir.


Kalem; işçilerden değirmenin çarkına, zenginlikten seksen yedi model mavi kaplumbağaya, gülüşü Elvan küçük adamlardan fenere ışık katacak Korkmazlara, hapishane parmaklıklarından Denizin merhabasına, Montgomery otobüsünden siyahi bir gül Rosa’ya, Taksim meydanından Sekoyaya, Filistin’den Kolombiya’ya, bölüşülmeyen ekmekten Ayçe’nin bakışlarına, cumartesi annelerinden eriyen karlara, mankurt bırakılan vatandan kardeşliğin halayına, New York metrosundan Anka diye bir ateş ırmağına, Eşref Paşa 517. sokaktan Cennetini arayan semaha, kuru otlardan frezyalara, zeytin ağaçlarından kelebek ve baykuşlara, Madımak yangınından ölü madencinin avcundaki nota, komşunun külünden Compenyero’ya, davadan kavgaya, savaştan barışa, sessiz bir bekleyişten çıkıp devrimci bir çağrının kararlılığıyla sayfalara uzanırken, şair kelimelerini dizelere özenle yerleştirir ve okuru doğrudan bir yüzleşmeye davet eder.


Üç mısrayla koskoca bir hayatı özetleyebilecek beceriye sahiptir şairin kalemi. Zaman zaman lirik bir dil kullanır, bireyin yalnızlığı ve içe kapanışı soyut bir dile dönüşse de son derece gerçekçi bir hissiyatla temellendirilir. İçsel monologlarında insana dair mücadelesi umutla birlikte gelir ve çoğu zaman yeniden bir doğuşa varır. “Gün gözlerinde doğup ayak altlarında batıyor anne” dizesi bu yeniden doğuşun en çarpıcı imgelerinden biridir. Şiirde anne, aşk ve vefayla hem zamanın hem de hayatın döngüsünü üzerinde taşıyan bir figür olarak karşımıza çıkar. Toprak, bahar, nergis, yıldız gibi doğa öğeleri annenin varlığıyla anlam kazanan çağrışımlar haline gelir. “Solan, elinde yeşeriyor” ifadesiyle annenin otacı gücü vurgulanırken doğayla özdeşleştirilen bu unsurlar şiirin iç dünyasına açılan geçitleri de pekiştirir.


Adem Tok, insanın en saf hâli olarak gördüğü çocukları şiirlerinde biyolojik bir cinsiyeti işaret etmekten ziyade evrensel anlamda gelişimi, öğrenmeyi ve büyümeyi temsil eden var oluşsal bir kimlik olarak tanımlar. “Oğula Çığır” başlıklı şiirinde “çocuk” temasıyla uyumlu olarak, tüm genç kuşaklara yönelen kapsayıcı ve metaforik bir hitap biçimi ortaya çıkar. Çocukları nostaljik bir özlemle anmak ya da pedagojik bir bakışla sınırlamak yerine, özgürlüklerini destekleyen ve içten bir çağrıyla yüreklendiren tutum sergiler. Güneş toplayan, bulut taşıyan, yağmur dağıtan çocuklar; doğanın pasif öğeleri değil, anlam kuran ve etkin varlıkları olarak betimlenir. Bir peteğin yasasını, bir karıncanın iradesini kavrayarak öğrenmesi beklenen çocuk; “büyü”, “sev”, “gör”, “dokun”, “konuş” gibi doğrudan eylemlerle yaşamı keşfetmeye yönlendirilir. Şair; çocuğun hayatı ve kendini, kendi diliyle tanımasını onu bir bütün içinde var eden güçlerle bağ kurmasını amaçlar.


Sevgiliye seslendiği şiirlerinde çok derin bir iç içelik, ruhsal bütünlük görülür. İnsanın, insanı sevmesini bir inanç gibi kutsar. Bu sevgiyi iki birey arasında bırakmaz; doğayla, toprakla, emekle, dava ve güven ile birleştirir. Sevgiliye duyulan sadakatle, dünyadaki adaletsizliğe karşı hissedilen sorumluluk eş zamanlı işler. El ele tutuşmanın yalnız bir dokunuştan ibaret olmadığından bahsettiği mısraların devamında “hep belaya sürükledi içimde pankart açan adalet duygusu beni, sevgilim” olduğu gibi görsel imgeler duyguları somutlaştırır, şiiri salt bireysel aşk şiiri olmaktan çıkarır ve toplumsal bir farkındalığın diline dönüştürür.


Kitaba adını veren “Ruhun bütün baykuşları” adlı şiir; doğayla, toplumla ve insanın kendi vicdanıyla kurduğu ilişkinin eleştirisini yapan felsefi bir içeriğe sahiptir. Kalem; ekolojik duyarlılığı etik bilinçle birleştirerek doğa ile insan arasındaki çatışma, bilgelik ile kör itaat, doğum ve ölümün iç içeliği gibi temalardan beslenir. Bir yandan orman yangınları ve betonlaşma gibi somut tahribatlara göndermeler yaparken diğer yandan bu felaketleri doğuran zihinsel ve yönetsel kopuşlara işaret eder. Modern yaşamın yarattığı yabancılaşma, toplumsal ilişkilerdeki güven kaybı üzerinden sorgulanırken toprağın kutsallığı, dayanışmanın sıcaklığı ve bölüşmenin değeri vurgulanır.



Şiirin sembolik örgüsü, metafor zenginliği ve ritmik kırılmalarıyla dikkat çeker. Baykuş simgesi Hegel’in “Miverna’nın baykuşu ancak gün batarken uçar” sözüyle örtüşecek biçimde bilgeliğin ancak felaket sonrası devreye girdiği zamanlama eleştirisini de içinde taşır.


Kitabın arka kapak yazısında şair, her iyiliğin hayata yeni bir halka eklediğini, her kötülüğün ise biraz daha insanı eksilttiğini söyler. Ona göre, dokunduğumuz her insanla bir gönül şarkısına ortak oluruz; bu yüzden temas, sorumluluk ister. Sabır ise, yıllanmış bir şarabın inceliğiyle emek gerektirir. Ne var ki insanlar çoğu zaman sormadan, sorgulamadan ve sabretmeden hüküm verir.


Eser; işte tam da burada, okuru durmaya ve düşünmeye çağırır. Bir ayna olarak kitap, insanın insanla, insanın doğayla, insanın toplumla, insanın evrensel değerlerle ve en önemlisi de insanın kendisiyle yüzleşmesini sağlar.



EbRuAsya//

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ruhun bütün baykuşları / inceleme Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ruhun bütün baykuşları / inceleme yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ruhun Bütün Baykuşları / İnceleme yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Dilek pınarı
Dilek pınarı , @dilekpinari
7.9.2025 08:46:04
Hayran kaldım sana Rû
Bu nasıl bir yetenek yazar mı doğdun sen
Emeğine yüreğine sağlık.
mstfztrk
mstfztrk, @mstfztrk
9.8.2025 11:23:38
yazınız okurken keyif verdi, gayet başarılı bir çalışma olmuş. emeğiniz daim olsun. selam ve saygılarımla...
Arife Özden
Arife Özden, @arifec-zden
8.8.2025 22:44:17
canım arkadaşım günün yazısında seni görmek ne güzel, her yönden hakedilmiş bir başarı. tebrik ediyorum 😘😘
Mahvash
Mahvash, @mahvash
8.8.2025 22:03:56
ebru hanım emeğinize yüreğinize sağlık çok güzel bir inceleme olmuş. detaylı açıklamalar var ama ben okurken hiç mi hiç sıkılmadım. kelime seçimleriniz… vurgulamak istediğiniz şeyleri tam manasıyla yansıtarak okuyucuya adeta bir ziyafet çektiriyor.

sevgilerimle
ademtok
ademtok, @ademtok
8.8.2025 18:59:58
sevgili ebru ; o derece hassas bir empatiyle ruhunuzdaki baykuşları konuşturdunuz ki acaba dedim ben miydim bu incelemeye konu olan yazar !
İmzalı kitabınızda da belirtiğim gibi ; bu yapıt aslında sizin dayanışma ve emeğinizin karşılığıdır diye. siz üstadların eleştiri ve incelemeleri fikirlerimizin ışığını daha da büyütür ve umut olur. bizler ömür denen yaşam akademisinin sürekli öğrencileriyiz.
onur duydum. İyi ki varsınız. nehirleriniz daim olsun...
Müjgan Akyüz
Müjgan Akyüz, @mujganakyuz
8.8.2025 17:38:10
çok faydalandım, emeklerinize sağlık, başarılarınızın devamını dilerim.
sevgilerle
çiftçi
çiftçi, @ciftci1
8.8.2025 15:15:50
ebru hanım, çok muhteşem bir tanıtım yapmışlar.
adeta "ruhun bütün baykuşları / adem tok" eserinin her bir kelimesinde nefeslenmiş, her bir cümlesinde veya dizesinde mana pınarının kaynağından kana kana içmiş gibi derinliğine inmiş.
mükemmel bir tahlil ve analiz ile esere öylesine bir ayna tutmuşlar ki, eseri okumayan bile kendini o eserin içinde bulur.
ebru hanımın tanıtım yazısında bir tek cümle hatası, bir tek imla ve noktalama hatası dahi yok. çok müstesna bir üslup ve yazım gücü, iradesi var.
"kalem; ..." diye başlayan o upuzun cümlede hata var mı diye özellikle bakındım, bulamayınca "helal olsun" dedim kendi kendime.
türkçemizi bu kadar mükemmel kullanabilen ve yazabilen birinin varlığıyla gurur duydum.
eseri okumadım, ancak anlatılanlar üzerinden adem tok beyi ve özellikle incelemeyi yapan ebru asya hanımı bütün içtenliğimle tebrik ediyorum.
saygı ve selamlarımla.
...
not: yorum kısmına yazınca maalesef cümle düzenine uygunluk olmuyor. cümlenin ve özel isimlerin ilk harflerini büyük yazmama rağmen, site kodlamaları yüzünden olsa gerek, küçük harfe dönüştürüyor. bu da türkçe cümle kurallarına uygun olmuyor.
umarım yetkililer de durumun farkındadırlar ve gerekli düzenlemeyi yaparlar.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
8.8.2025 10:08:43
başına bir olay gelen adam gibi adamlar yani insan acaba ben nerede hata yaptım diye öz eleştiri yapar aksi halde yoz yobaz ve cahilin başına bir şey gelirse ben tuzağa düştüm diyerek hep başkalarını eleştirir ve kendine hiç pay ayırmaz bu çok doğrudur mesele insan olabilme meselesidir
alihaydarkoyun
alihaydarkoyun, @alihaydarkoyun
8.8.2025 08:50:52
sevgili kalemdaşım ebru, kaleminin güzelliği sayesinde yine bir eseri okumuş kadar olduk. adem beyi eserinden dolayı kutluyorum. ve özellikle de bu güzel inceleme yazısından dolayı seni yürekten kutluyorum. sevgiyle ve dostça selamlıyorum
Süphan
Süphan , @suphan
8.8.2025 07:22:20
hem şiirde, hem yazıda ince eleyip sık dokuyan, en ince detayına kadar dikkatlice yazan usta bir kalemsin. öykü ve şiirlerinde gösterdiğin detaylı düşüncelerini kitap incelemesinde daha da zirveye taşıyorsun. kitabı okumayan okuyucunun gözünde incelemesini yazdığın kitabı adeta okuma isteğini artırıyorsun. bu her kalemin harcı değil. çok çok başarılısın.
tebrik ve sevgimle

Süphan tarafından 8.8.2025 07:32:00 zamanında düzenlenmiştir.
Larmina.
Larmina., @larmina-
8.8.2025 06:21:45


bilinçli kaleme alınan içeriğiyle kendini sorguluyor okuyan
kendi açısindan düşündürüyor sevgili ebru
taktir ve tebriklerimi iletirim

sevgiyle

ŞuLeCannn
ŞuLeCannn, @sulecannn
8.8.2025 01:40:04
merhaba sevgili ebru.

yine okurken kendimi bulduğum, derinlikli ve bazı paragraflarını özellikle beğendiğim bir kitap yazısıyla gelmişsin. yaptığın şey emek işi, ince, titiz bir iş. ve bu tarz, kalemine çok yakışıyor. İlgiyle okudum.

seksen iki şiirde sanki devri âlem yaptıran şairimizi de tebrik ediyorum.

güne düşen yazını ve seni de ayrıca tebrik ediyorum. selamlar, sevgiler.🌺🌾
C.Mıhcı
C.Mıhcı, @c-mihci
8.8.2025 00:27:35
çok kıymetli emek veriyorsunuz,hele konu kitap olunca akan sular durur.
anlatıda konu olan yazar ve sizin kaleminize saygıyla

kutlarım


sevgiyle kalın.
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
7.8.2025 23:33:20
has bacım çok şey yazdım.
göndereyim derken silindi.
sen ve senin gibiler olduğu sürece bu türk edebiyatı köprüye gelir ama tuş olmaz
selam veâ sevgiyle...
M.Y.
M.Y., @m-y
7.8.2025 23:27:35
özür dileyerek: aşağıda giriş bölümü yazacağıma önsöz yazmışım. düzeltmek istedim ama sistem hatası verdi. bu ikinci yorumumu mazur görün.
M.Y.
M.Y., @m-y
7.8.2025 23:09:15
akademik bir tez'in önsözü gibi. ciddi, dikkatli, çok yönlü bir inceleme. adem tok bey yorumunuzu okursa beğeninin ötesinde takdirini belirtir.
bir iki şiirinin ontolojik incelemesiyle birlikte gönderilmesi onun için çok değerli ödül olur.
eğer kitabın önsözünü siz yazdıysanız zaten müteşekkir kalmıştır.
kaleminize sağlık ebru hanım.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL