Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Bedri Tokul
Bedri Tokul
VİP ÜYE

DELİ ABBAS

Yorum

DELİ ABBAS

( 7 kişi )

11

Yorum

13

Beğeni

4,9

Puan

1007

Okunma

DELİ ABBAS

DELİ ABBAS

Doğması, büyümesi, delirmesi hep bu mahallede oldu Abbas’ın...
O mahalleliyi, mahalleli de onu çok iyi bilirdi. Yaz aylarının o kavurucu sıcaklarında bile palto giyer, üzerine de nereden bulmuşsa, bulmuş asker kemeri takardı.

Abbas hiç aç kalmazdı. Mahalleli onu bulur, buldurur kapılarının önünde karnını doyururlardı.
Onu kim seviyor, kim sevmiyor, kim kızdırıyor hepsini bilirdi Abbas. Sevdiklerinin yanına gider, konuşmaz, işaret ve orta parmağını birleştirerek, dudağına götürürdü.
Bu " Bir sigara ver " demekti. Verilen sigarayı da kendisi yakmazdı. O görevde sigara verene aitti.
Yakılan sigaranın dumanını dudaklarını uzata uzata içine çeker, başını kaldırıp havaya üflerdi.
Aslında sigara tiryakisi değildi Abbas. Arada bir sigara içmek onun özel zevkiydi.

Akşam çöküp, hava kararınca kaybolurdu. Kimse nereye gittiğini, nerede yattığını bilmezdi. Ama her sabah gün ışıyınca Ebru öğretmenin evininin karşı kaldırımına oturur, kollarını kenetler, boynunu büker beklerdi.
Ebru öğretmen, kendisi gibi öğretmen olan eşiyle arabalarına binip gidinceye kadarda arkalarından bakardı. Sonra günlük hayatına dönerdi. Bazen at gibi koşar, bazen bağıra bağıra ağlardı. Mahalleli alışmıştı yadırgamazlardı hareketlerini...

Abbas İlkokulu Ebru ile beraber okumuştu. Sonra okumamış, daha doğrusu okutulmamıştı. Yoksuldular. Babası çöplerden kâğıt, hurda toplar, kazancıyla ne alına bilirse onu alabilirdi ancak...

Hani denilir ya; “Ne iş olsa yaparım".
Abbas’ta ne iş olsa yapmıştı askere gidinceye kadar. Doğuda yaptı askerliğini. Terhisine bir ay kala babası öldü. Haber verilse miydi? Gerek görmedi mahalleli.
"Gelse ne yapacak ki " denildi.
Çok sürmedi annesi de öldü on beş gün arayla. Mahalleli yine gereksiz buldu haber verilmesini.

" Gelse ne yapacak ki?"

Abbas terhis olup gelince evi boş buldu. Baba da anne de göçüp gitmişti. Günlerce çıkmadı evden. Mahalleli yemek getirdi. Çoğunu yemedi.
Günler sonra çıktı dışarı. Ona işler verdiler. Abbas eski Abbas değildi artık. Çalışırken birden işi bırakıyor, koşuyor insanları kollarından, başından tutup yere yatırıyor;
" Yat, yat. Pusuya düştük. Mermi yağıyor" diye bağırıyordu. Sonraları işte te vermez oldular Abbas’a.

Ebru ilkokul, lise, üniversite derken öğretmen olmuştu. Araya hatırlı kişiler girmiş, ilkokulu okuduğu okula öğretmen olarak atanmıştı. Ama İlkokul arkadaşını Abbas’ı unutmamıştı. Sabah okula giderken ona gülümser el sallardı.
Bir gün Ebru öğretmen karşıda bekleyen Abbas’ın yanına gitti. Sevgiyle gözlerine baktı. Elini tuttu. Elindeki yarısı yenmiş bisküvi paketini ona verdi. Saçını okşamasına da ses çıkarmadı.

Ebru Üniversite de tanışmıştı eşiyle. Düğün günü gelmiş sokaklar insan ve araçlarla dolmuştu.
Birden göğü tutan duman mahalleliyi telaşlandırdı. Abbas’ın evi yanıyordu. İtfaiye konvoy için park etmiş araçlardan yanan eve ulaşamadı. Zaten derme çatma olan evde tamamen yandı.

Abbas’ı alıp götürdüler. Evi onun yaktığı belliydi. Akli dengesi yerinde olmadığından ceza vermediler. Hastaneye yatırıp birkaç gün sonra salıverdiler.
Abbas yine Ebru öğretmenin kapısını bekler oldu. Bir gün Ebru öğretmenle eşi araçlarına binmiş okula giderken Abbas kendini atıverdi araçlarının önüne. Yapılan firen Abbas’ın ezilmesini engelleyememişti.
Ölmüştü Abbas…

Üzerinden yarısı yenmiş bisküvi paketiyle, düğümlenmiş bir mendil çıktı. Çözülen mendilde sadece bir tek saç teli vardı.

Cenazesi kaldırılırken uzaklardan, taaa uzaklardan bir türkü sesi geliyordu.

SAÇLARINDAN BİR TEL ALDIM HABERİN VAR MI?
YAR YAR HABERİN VAR MI?
BEN GÖNLÜMÜ SANA VERDİM.
YAR YAR HABERİN VAR MI?
GÖZDEN UZAK, DİLDEN IRAK
BEN SENİ SEVMİŞİM EYVAHHH.
HABERİN VAR MI?

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (7)

5.0

86% (6)

4.0

14% (1)

Deli abbas Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Deli abbas yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DELİ ABBAS yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
hacengiz
hacengiz, @hacengiz
7.5.2025 12:08:01
4 puan verdi
Hüzünlü bir öykü. Düşündürücü. Emeklerinize sağlık. Saygı ve selâmlarımla...
Tüya
Tüya, @tuya
21.4.2025 23:14:39
Trajik bir yaşam, trajik bir son...

Belli ki, ağır bir travma geçirmiş Abbas. Fakat gerekli destek verilmemiş, tedavi edilmemiş. Ve üstelik "deli" muamelesi görmüş.
Ah, böyle ne çok kurban var toplumumuzda.
İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı oysa. Çok üzüldüm...

Sosyal içerikli hikayelerinzi ilgiyle okuyorum, sayın Tokul.

Teşekkür ederim emeğinize,

Çok saygımla.
Güney
Güney, @issiz-siir
21.4.2025 16:39:34
Çok güzeldi, üzen, hayıflandıran, düşündüren. Kaleminize sağlık.

İtten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...

Etkili Yorum
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
20.4.2025 04:42:51
Sahi Deli Abbas niye öldü ki?
Ölmeyip dağlara mı çıksaydı?
Olmaz mıydı?
O zaman olmazdı işte.
Seçenin, seçilenin, hakkın adaletin liyakatin
Öldüğü bir ortamda Abbas’ın yaşaması
Doğru olmazdı.

Dört yanım puşt zulası
Dost yüzlü
Dost gülücüklü
Sigaramdan yanar
Alnım öperler
Suskun, hayın çiyansı.
Ahmet Arif

Etkili Yorum
Rû //
Rû //, @r --
19.4.2025 18:28:34
merhaba abi.

yine güzel bir hikaye çıkmış kaleminizden. duygulu hüzünlü...
okurken beni birçok konuda düşündürdü.

bir insanı tanımak başka bir şey dedim, onu anlamak ise bambaşka...

gelse ne yapacak ki? tek cümleyle özetlenebilen duyarsızlık ifadesi.

vatan hizmetinde girdiği çarpışmaların travmatik izlerini taşıyan abbas geri döndüğünde sadece anne babasını değil onlarla vedalaşma hakkını da kaybediyor.
mahallelinin tutumu enteresan... fiziksel ihtiyaçlarını karşılıyor, karnını doyuruyor ancak anne ve babaya olan son görevini yapmasına, acısını yaşamasına, yasını tutmasına izin vermiyorlar. bir nevi ruhsal açlık çekmesine neden oluyorlar.

abbascık zaten gönülden yaralı... ebru öğretmenle arasına kurduğu tek taraflı duygusal bağ... çocukluktan tanışlar. belki eskiden beri seviyordu.
ben hep kendimce şunu düşünürüm. seven sevdiğine seni seviyorum diyecek... yani demeli... şartlar ne olursa olsun. sevilenin sevildiğini bilme hakkı da var. öykü içinde karakterin bunu bilmesi olayların akışını değiştirir miydi... bu kısım muamma...

sosyal hayatın farklılıkları, sınıflar, roller belli ki vaktiyle abbasın ebruya açılmasını engellemiş. yine de her şeye rağmen içinde büyüttüğü aşkla bir umut taşımış... ta ki ebru öğretmen evlenene kadar. o büyük yangın... susulan, söylenmeyen, bastırılan bütün duyguların tutuşarak dışa vurulmasından başka neydi ki... Ebru öğretmen abbas için yuvaydı, barınaktı, sevgiydi, umuttu, hayaldi, rüyaydı her şeydi...

anne yok, baba yok, ve artık ebru da yok...
o halde ev de olmasın mantığı...
( bu söylemim bir şiirimi hatırlattı bana...'' ne işe yarardı yol, yolcusu olmayınca'' demiştim. ama yolu yıkmadım tabi yolcu yok diye:))

ne acıdır sevdiğin kadını başka bir erkeğin yanında her gün görmek... onun adı da aslında her gün görmek değil her gün ölmek...

yani köz olmuş yürekle nereye kadar dayanabilirdi... her gün ölmektense bir kere ölmeyi seçti. düşünüyorum da şimdi bu abbas gerçekten deli
miydi...

abicim kalemine sağlık

tebrik ediyorum


saygı selamlarımla

Ümmühan Yıldız
Ümmühan Yıldız, @ummuhanyildiz
19.4.2025 08:44:51
5 puan verdi

Deli olan Abbas değii olan biziz aslında…
Sadece fazla sevmiş, sadık kalmış kalbinde şimdiki şıp sevenlere inat...

Yarısı yenmiş bir bisküvi paketi, mendile sarılı bir saç teli…
Bazen insan en büyük sevgisini en sessiz yerine saklar ya, işte öyle saklamış...

Okurken içime çöken sessizlikte Abbas’ın adımlarını kırılgan duydum.

Yüreğinize sağlık Bedri Bey…
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
19.4.2025 06:46:59
5 puan verdi
"Gelse ne yapacak ki?"

Tesadüf eseri bugün seyrettiğim bir belgeselde de vardı benzer bir düşünce. Ailesi Zeki Alasya'nın hızlı gelişen bir kanser kurbanı olduğunu ve bir aylık ömrü kaldığını öğrenince bunu kendisine söylemezler. 'Zaten bir aylık süresi var; onu da endişe duymadan yaşasın. Bilse ne değişecek?'

Bu öyküde de benzer bir sahneye denk geldim. Böyle anlarda başkaları adına kararları kolay alıyoruz gibi.

Okurken 'Ebru'ya aşık olmak kolay' diye düşündüm, 'Peki ya Abbas'a?' Belki de böyle bir öykü denenmeli, öyküdeki üçüncü kişilere 'Ne buldu da Abbas'ta ona olan aşkından bu kız aklını sıyırdı?' dedirten.

Yine kuvvetli bir yaşanmışlık hissi taşıyan bir anlatı. Çok güzeldi. Saygılarımla.
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
19.4.2025 02:14:31
Bu yazı, hayatın keskin geçişleri, insan ruhunun kırılganlığı ve unutuşun acı gerçeği üzerine dokunaklı bir anlatı sunuyor. Abbas’ın hikayesi, hem toplumsal hem de bireysel olarak, sevgi ve ilgiye duyulan ihtiyaçla şekillenen bir yaşamı simgeliyor. Herkesin kendi içinde yaşadığı çalkantılar, toplumdan dışlanmışlık, en yakınlarından bile ilgi görmeme gibi temalar, insanın yalnızlıkla savaşının ne kadar zor olduğunu gözler önüne seriyor. Ebru öğretmenin Abbas’a olan sevgi dolu yaklaşımı, küçük bir iyilik ve değer verme hareketinin bile bir hayatı ne kadar etkileyebileceğini gösteriyor.

Abbas'ın sonu, bazen hayatın içinde kalınan dar sokakların çıkmazlarını ve insanın, ruhsal dengesizliklerle baş etmeye çalışırken düşebileceği trajik noktalara vurgu yapıyor. Bununla birlikte, yazının sonunda gelen türkü sesi, kalbin derinliklerinden gelen bir nostalji ve kayıptan sonra bile bir şeylerin hala var olduğunu hatırlatıyor. Bu, tüm dramalara rağmen, insan ruhunun umudu arayışını, kaybolan sevdanın yankılarını temsil ediyor.

Delibal
Suat Zobu
Suat Zobu, @suat-zobu
19.4.2025 00:37:04
5 puan verdi
Vay be!
Ne acıklı bir şey.
Mutlaka bir yaşanmışlığı vardır.
Allah kimsenin başına vermesin.
Tüm acılar üstüste gelmiş.
Bir de Ebru öğretmenin aynı mahallede öğretmen olması ve evlenmesi!!!
Vay be.
Aldın götürdüüünnn.
Yaşattın resmen.
Çok duygulandım abi. Var ol, hep ol.
Adam yazdı mı yazıyor arkadaş.

Selam ve saygılar.
Kel'den öptüm.
neneh.
neneh., @neneh-
19.4.2025 00:28:35
5 puan verdi
İbretle okudum muhteşem yazınızı.Deli deyip geçiyor kimileri ama ben deli gözüyle bakmam delilere.Sığdıramadıkları bir zekaya sahipler aslında.Baskılıyorlar zekâlarını.Türkünün hikâyesi midir bilinmez ama, çok hikayeler,anılar ve fıkralar söylenir öteden beri.Biri için deli denince durur düşünürüm uzun uzun.Vardır bir nedeni aklının uçup gitmesinin.Anadan doğma değil çoğu, sonradan olma.O yüzden normal insana nasıl davranıyorsam onlara da aynı davranırım.Şimdiye kadar çok anılarım olmuştur bu özel insanlarla.Hiç kötülüklerini de görmedim.Rab'im aklıyla kimseyi sınamasın.Üstada saygıyla .
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL