11
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1149
Okunma

Laik hukukun, medeni yaşamın, eşit hukuk düzeninin simgesi devrim yasamız Medeni Kanun 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Medeni Kanun, yurttaşların doğumundan başlayarak ölümünden sonrasına kadar özel yaşam ilişkilerini düzenleyen temel yasadır. Bu yasaya sahip çıkmaya, bu yasayı korumaya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak hepimiz mecburuz. Yasana sahip çık!
Bir kadın olarak Çağdaş, medeni bir ülkeye her sabah gözlerimi açabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Ülkemizde yaşanan bazı gelişmeler biz kadınların geleceğe bakışı açısından endişe verici. Sahip olduğumuz hakların bizler için önemini, verilen hakların yaşam şeklimizin medeni bir çerçevede, insanca yaşayabilmemiz için ne kadar önemli olduğunun her doğan kız çocuğunun farkında olunarak büyütülmesi gerekmektedir. Bu kanunların, eşitlik içinde insanca yaşamanın kadınlar kadar erkeklerin de medeni bir ülkede hayatlarını sürdürebilmeleri için gerekli olduğunu bilmeleri, anlamaları şarttır. Her erkek bir anneden doğar, her erkek bir kız çocuk babası olmaya adaydır. Bunun bilincinde olunması eşitliğin herkes için değerli olduğunun anlaşılmasına fayda sağlayacaktır.
Türk Medeni Kanunu göre:
"Ailede kadın-erkek eşitliği sağlandı.
Evlilikte resmi nikah zorunluluğu getirildi.
Erkekler için tek eşle evlilik esası getirildi.
Kadınlara, istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanındı.
Mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek eşit hale getirildi.
Patrikhane’nin din işleri dışındaki yetkileri kaldırıldı.
Ve Türk Medeni Kanunu’nun doğal sonucu olarak, kadınlara siyasal alanda haklar tanındı:
1930’da belediye seçimlerine katılma hakkı.
1933’te muhtarlık seçimlerine katılma hakkı.
1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmiştir."
Eğer Medeni Kanun kabul edilmemiş olsa idi. Bizler şeriatla yönetilen bir ülkede yaşıyor olsa idik kanunlara göre kadınların hakları şöyle olacaktı:
1. Kocanızın sizden önce veya sonra ikinci, üçüncü, dördüncü eş ile evlenmesine ses çıkaramazdınız.
2. Eşiniz sizden bir nedenle ayrılmak istemedikçe hiç bir sebeple ondan boşanamazdınız
3. Kocanızdan şiddet görseydiniz ondan şikayetçi olma hakkınız, dava açma hakkınız, ondan boşanma hakkınız olmayacaktı
4. Kocanız sizi istemediği için ya da onun vicdanı ve keyfi izin verdiği için ondan boşansanız bile çocuklarınızı görme, velayetini alma, çocuklarınız üzerinde yasal hak talep etme hakkınız olmayacaktı.
5. Kanunlara göre :
- Kendi başınıza motorlu taşıt kullanmanız
- Bisiklete binmeniz
- Su sporları ile uğraşmanız, yelkenli, yat, gemi vs kullanmanız
- Erkeklerin elini sıkmanız
- Topluluk önünde, topluluk içinde konuşmanız
- Oy kullanmanız
- Muhtarlık, belediye, Milletvekili vs vs seçilme hakkınız
- Siyasete herhangi bir şekil ile girmeniz
- Derneklere üye olmanız
- Çocuk istememeniz, istediğiniz kadar çocuk doğurmanız, kürtaj yaptırmanız
YASAK!
Kocanız veya bir aile büyüğünüzün izni olmadan
- Çocuğunuza isim vermeniz
- Seyahat etmeniz
- Kiralık bir evde veya bir otelde tek başınıza kalmanız
- Bir işte çalışmanız
- Çarşafınızın rengini değiştirmeniz
- Bir işte çalışmanız, para kazanmanız
- Yüzünüzü göstermeniz
- Sevdiğiniz veya sizin tercih ettiğiniz kişi ile evlenmeniz
YASAK!
Medeni Kanun eğer kabul edilmese idi, ATATÜRK biz kadınlara insanca yaşamamız için gereken hakları vermemiş olsa idi yasalar çerçevesinde yaşamak zorunda olduğumuz hayatı lütfen hayal ediniz.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve şükranla anıyorum.
Deniz...