- 734 Okunma
- 13 Yorum
- 3 Beğeni
Kusurlarımın Kusursuzluğu
Dünyanın en kusurlu yaratığı insana...
Uykusuz bir gecenin aydınlanması değildi bu belki de öyleydi ne fark eder...
Insan diyerek başladım ama asıl başlangıç takip ettiğim kalemlerden okuduğum hikayelerle ve yazılarla başladı. Içerisinde her şey vardı. Umut, hayal kırıklığı, intihar , uzaylılar, bulut çocuklar..
Sanırım yazıyı okurken belki çoğu kişi, "yine black işte her zaman ki gibi karamsar" diyecek belki ama bu karamsarlık değil.
Sadece bir adım daha geriye gidip daha açık bir görüş alanı sağlama ihtiyacı.
Insan denilen varlık-canlı için ( daha uygun bir tabir yaratık diyecektim ama anlam karmaşası olmasın diye kullanmadım) düşünme kapasitesi ve bununla yaptıklarıyla diğer birçok canlı türünden bir adım önde olduğu söylenebilir. Insanı insan yapan tüm özellikleri, geliştirdiği tüm yetenekleri kusursuz bir işleyiş içinde bulunduğu...biraz daha egomuzu şişirmek istesek yaratılan en eşsiz canlı türüyüz derdik belki. Belki diyenler vardır...hatta kesin vardır dünyanın bir yerlerinde.
Tamam kabul birçok başka canlı türleri de aynı kusursuz yaradılış özelliklerine sahip lakin bunları çözüp araştıracak beyin gücü sanırım bir tek insanda bulunuyor.
Bir de olayı tersine çevirsek. Aslında tüm bu kusursuz oluşum süreci tamamen yanlış anlaşılma. Evet kusursuz bir süreçle oluştuk ama bu süreci taşıyacak bir kusursuzlukta donatılmadık. Bu da aslında kusursuz olmadığınızın( yaradılışınızın) bir kanıtıydı. Çünkü etrafıma bakınca tek gördüğüm parça parça dağılan insanlar. Fiziksel ya da ruhsal olarak. Bir şekilde her bir insan ufak ufak ya da daha büyük ölçeklerde dağılıyor. Tamamen dengede kalabilmiş ve kendini güya kusursuz yaratılışına uygun hale getirmiş hiçbir insan görmedim ve görebileceğimi sanmıyorum.
Her şeye sahip olan birinin gizlediği çöküntüleri, yaşı kaç olursa olsun fiziksel ya da ruhsal olarak dağılan insanları, bir şekilde tatmin olamadığı için uyuşturucu, alkol, sex, kumar gibi bağımlılıklar içine düşenleri... Sadist eğilimler, şiddet, yalan, gibi kötü davranışlar olduğu kadar en özenilen aşk duygusu için ölenler ya da öldürenler...ne kadar bu aşk değil desek bile kişi bu duyguyla motive....ne denir kendine göre aşk işte. Yanı en güzel duygular bile elimizde saatli bir bomba..Daha örnekler o kadar çok ki...Bir çoğunu yazmaya gerek duymadım çünkü herkes birçok örnek daha verebilir.
Amacım nedir insanlığı yuhalamak değil tabii ki...baştan beri belki ters taraftan baktım diye düşündüm olaya. Kusursuzluk sandığın tüm o özellikler aslında kusurumun tam da kendisiydi. Asla taşıyamayacağım yükleri bana yükleyen asıl şeylerdi. Kendi yıkımım kendi kodumda yazılıydı. Dünyanın en görkemli yapısını bozuk temeller üzerine kurmuşlardı...basit bir tekmeyle yıkılmaya mahkum bir yapı. Sanki başarısız deneyler gibiydim...oyle hissettim. Sakladıkça daha çok büyüdü içimizdeki her şey.. Daha çok yıktı geçti bizi..en başından hiç saklamamak gerekirdi.
Dedim sonra asıl bizi biz yapan bütün hatalarımızdı..biz hatalardan ibaret canlılardık. Kusursuzluk değil asıl yaradılışımız kusurun bir örneğiydi.
Evet duyar gibiyim tabii ki kusurluyuz , tabii ki zaaflarımız var ama bu zaaflara düşmeyenler de var...Evet var iyiler var ama onlarında başka zaafları var, evet kötüler var ama onlarında başka zaafları var....hep bir şeyler var ve sonsuza kadar başka şeyler olacak. Birini toparlasak başka bir şey çıkacak. Kocaman bir orman yangınını elimizdeki kevgirle, dereden su taşıyarak söndürmeye çalışıp duracağız.
Evet sürekli taşıyacağız ve devam edeceğiz..Çünkü ilk ve en önemli nokta burada atıldı... sürekli devam etme isteği...yeniden ve yeniden denemek..bazen ders alarak bazen de hiç mi hiç ders almayarak..
Peki sonuç mu...kusurumuzu daha çok kucaklamak belki de...sanırım o kadar karamsar değilim ne dersiniz bu noktada.
Kendimizi tanımak için kusurlarımızı anlamak, başkalarının kusurlarını anlamak...affetmeyi, dinlemeyi, anlamayı öğrenmek..Dünyanın en kusurlu varlığı olduğumuzu kabul etmek. Kim bilir önce kendimizin ve sonra herkesin kusurlu olabilceğini kabul edersek daha kusurlu ama daha kalıcı ilişkiler kurarız. Belki ilk defa bizim dışımızdaki her canlıya daha çok saygı gösteririz. Ağacı, çimeni, bulutu, yağmuru bile anlarız..bir sure sonra yine unuturuz ama yine pişman olup yine hatırlarız... kusurlu ama daha mutlu bir hayat buluruz..tamam biliyorum aslında bilinmeyen bir şey söylemedim ama bildiğimizi düşündüğümüz şeyleri tekrar etmek belki bize neleri unuttuğumuzu hatırlatır...Kim bilir..
Aslında ben sadece göl kenarında oturup kendi halinde ötüşüp duran o çekirgeye bakarken, birden havalanan kuşların çocuksu neşesiyle olup olmayacak düşüncelere daldım işte...ne kadar kusurlu olduğumu düşündüm ve bir sonraki parçalanma vaktim gelmeden önce manzaranın tadını çıkarabileceğimi hatırladım...ve yine o an benden önce burada oturmuş bir hayalet gördüm o da kuş olup havalandı gitti...acaba dedim kusursuzluk hayalimi onu bitirdi...ya da tek kusurlu kişi olduğunu mu düşündü...belli kimse onu kusurlarıyla sevemedi...öyle düşündüm durdum...
Çekirge ise en sonunda zıpladı ve uzaklaştı...ve sustum ben de nihayet...manzarayı izledim...
( şiir olmasın istedim içinde)
YORUMLAR
Dünyanın en kusurlusu insan ne doğru tespit. Yer yüzündeki insan dışındaki her canlı görevini yapıyor. Belki öyle programlanmış, belki iç güdüleri görevlerini yapmaya yetiyor.
Ya insan? Bu konu üzerinde çok tartışılır. Ama kesin olan bir şey var ki yolunda gitmeyen çok şeyin olduğudur.
Her şey yolunda gitmiyor ki ruhumuzun kopan fırtınalar bizi bir o yana bir bu yana savuruyor. Fırtına sonrası hayal kırıklıklarımız bizi nerelere götürüyor o belirsizlik herkesi karanlık dünyaya savuruyor.
Akıl var . İdrak var. Ama yine de yolunda gitmeyen bir şeyler var. Yolunda gitmeyen şeyler var ki kusurlarımız gözler önüne olanca çıplaklığıyla seriliyor.
Kusursuzluk diye bir şey yoktur. Dev aynasından çıkıp olduğu gibi kabullenmek gerekiyor her şeyi. Elimizdekilerle yetinmeyi bilmek bize yol açacaktır diye düşünüyorum.
Bir de bizim dışımızda gelişen olgular var ki onun çaresi hiç yok.
Düşündüren bir yazıydı. Kutlarım değerli kalem.
Saygılarımla...
black_sky
Eksik olmayın değer kattınız yorumlarınızla
Saygılar ve selamlar olsun
Bir yerde bir yazıya cevaben yaklaşık olarak demiştim ki ;
Insanları sevmek için onlara uzaktan bakmak gerek. Tıpkı bir tabloyu seyretmek gibidir bu. O tabloyu mutlaka belli bir mesafeden gözlemlemek gerekir. Yoksa ne dediğini anlayamazsın. Bunun bir nedeni daha vardır. Tabloya yaklaştıkça hatalı fırça darbelerini ve yıpranmış olan kısımları görürsün. Bu bizim tablonun anlattığı kusursuz şeyin peşine düşmemize engel olur. Artık o muhteşemlik ağır ağır yerini daha sıradan bir şeye baktığımız hissi ile yer değiştirir. Yani insan hep kusursuz şeyin peşindedir.
Bu bir genelleme. Benim için hatalı fırça darbeleri tabloyu sevmeme engel değil. Belki de bu yüzden görmezden gelmiyorum.
Sevgilerimle
black_sky
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Umuyorum kendimiz dahil herkes için böyle bir bakış açısı yakalarız...aksi yalan bir dünyadan öteye gitmezdi çünkü.
Eslik olmayın dilerim.
Sevgiler benden.
black_sky
Yazın lütfen çok merak ettim..
Sevgilerimle
black_sky
Kusurların kusursuzluğu ile insan kusurluluğunu kabullenmesiyle bilgi ve kültür olarak teknoloji olarak daha da ileriye, engin denizlere yelken açıyor... Narsisizm ki aslında az miktarda her insanda bulunması gerekir ve anlam olarak ''Öz severlik'' diye geçer. Aşırıya kaçtığı zaman ise sonu felakettir... Adolf Hitler gibi Benito Mussolini gibi kaçıklar doğurur ortaya çıkartır ve bütün dünya da alt üst olur, insanlık elden çıkar da bir daha toparlamak yıllar yıllar alır... O zaman Yunus'un dediğine gelmek gerekir ''Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz.'' Unutmayalım ki toprak altında, yaşadıkları zamanda kendilerini vazgeçilmez zanneden ve dünyaya da kazık çakarız düşüncesinde olan nice insanlar yatıyor... Kutlarım güzel yazınızı... Bu gün okuduğum güzel yazılardandı...
black_sky
Değer kattınız yorumlarınızla
Saygılar ve selamlar olsun
İnsanoğlu; yaratan yüce mevla tarafından en kutlu varlık kabul edilmiştir. kutsal kitaplar böyle yazıyor
Çünkü insanoğlu tüm hayvan türü içinde akıl ile mükafatlandırılarak bu aklı kullan denmiştir
Aklını şeytana satmamak kaydını da düşerek
Gerisi biz insana kalmıştır
İyilerin çoğalması ümidiyle
Nice tebrikler
Saygılarımla
black_sky
Üyeler doğalsın dileğimiz lakin sanırım iyinin kıymeti bize gösteren o kötüler ne dersiniz...kötü olmasaydı iyi diye bir kavrama ihtiyaç olmayacaktı...kötüleri sevip bağrımıza basalım değil ama kötünün neden kötü olduğunu anlayıp onu kucaklamak gerekir belki...sonunda bazen o kötünün bize göre kötü olduğu gibi bir gerçekte çıkabilir ortaya...
Kime göre ve neye göre kısmı....kişi kendini ne kadar doğru analiz ederse karşı taraftaki kişi içinde aynı oranda başarılı olur sanırım.
Eksik olmayın değer kattınız yorumlarınızla
Saygılar ve selamlar olsun
Yazını açıp da ilk anda resmi gördüğümde burnumun direği sızladı. Dün tasvir ettiğim manzarayla bugün ve senin sayfanda karşılaşmak neler hissettirdi, tahmin edersin... Önce Dünyevi’nin kırık kanatlı ebabili, sonra senin “kusursuzluğun”... Güzelliklere bir kapı açmak, inanılmaz bir mutluluk!
Sonra kusurlarıma daldım tabi! Beni en çok eleştiren insanın, en yakın arkadaşım, onu en çok eleştirenin de ben olduğumu fark ettim. Birini, olduğu gibi sevip kabullenmenin bir sonucu olsa gerek bu. Ne ilginç ve mantıksızdır ki; yaşam tarzı, bakış açısı, somut, soyut her türlü özelliği bize uymayanı “kusurlu” buluyoruz. İnsanların fiziksel özelliklerine takılıp kalan basitlikte insanlara bile rastlamak mümkün. Bu konu çok uzun.. Önce kendine bakmaktan geçiyor bütün olay, birçok şeyde olduğu gibi...
Sen her ne kadar adının “black” kısmını kabullenip kullansan da, benim için “sky”sın:) ben biliyorum içindeki o iyimser ruhu...
Hep “iyi ki”lerimdensin inan! Ve yeniden yazdığını görmek çok iyi geldi.
Sevgilerimle çok...
black_sky
Kendimizi ve etrafimizdakilerini eleştirmekle o kadar çok vakit harcıyoruz ki dedim geriye kalan sayılı zamanda ne yapacaktım...oysaki yaşanacak ne kadar çok şey vardı...
Ikiyuzluluk olur mu bilemedim yazmaya ara verdim derken şiiri belirttim ama genel bir ifade kullanmışım...şiirle küsmüş olabilirim ama yazı yazmak küsmedi daha...bu yüzden elimdekilerle ilerliyorum...sizi okumak ve zihnimde biraktiklarinizla düşüncelere dalmak...bu konuda yanlış anlaşılma benim kurduğum yanlış cümleden oldu kusura bakma...şimdilik böyle devam küsmedikçe...
Bu arada telif hakkı dogar mi bilemedim;)) göl manzarasından, hayaletten, cekirgeden ve kuş çocuklardan...affola ama onlarsız olmadı bu yazı...
Seni tanımak su kusurlu benliğinin en kusursuz hisselerinden oldu...ne mutlu bana..
Sevgilerimle
Yinsani
Bir Eflatun Ölüm
Bu yazıya bayıldım ben özellikle. Bizi de içinde barındırdığından mıdır ne:)
Bu arada kuşu ne yaptın sen?
Yinsani
Bir Eflatun Ölüm
Çok özür ya sonradan hatırladım.
black_sky
Konu ''insan'' olunca merak ettim yaklaşım tarzınızı ve konu hakkında yazdıklarınızı.
Alexis Carrel'in ''İnsan Bu Meçhul'' kitabını okudunuz mu yoksa tavsiye ederim eminim seveceksiniz.( sosyal ve psikolojik bir varlık olan insanı, maddi ve manevi bütün yönleriyle açıklayan bi eser )
“Evren ile kıyaslandığında insan çok küçük bir varlıktır, 4 bin den fazla insan üst üste binerse ancak Everest’in yüksekliğine erişebilir. Ama insan beyni, aklı, düşünebilme kabiliyeti ve zekası sayesinde fizik dünyayı yönetiyor. Bütün çağlarda büyük filozofar bütün hayatlarını insanın bu esrarını çözmeye adadılar. Yeryüzündeki her bir insanın huyu ve karakteri, görünümü farklıdır.” diyor mesela
Nazarımda bir dâhi ve şairlere namzet bir isim ise diyor ki :
“Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen”
(Şeyh Galip)
“Ey insan evladı! Kendine saygıyla/hürmetle yaklaş; çünkü sen kâinatta yaratılmışların özü/göz bebeği olan insansın.”
Son alıntımı da Kuran- Kerim' in insana bakışıyla tamamlayıp bir nihayete varmak isterim
Der ki:
1- İnsan Çok Zâlim ve Câhildir
2- İnsan Acelecidir,şımarıktır
3- nsan Menfaatine Çok Düşkündür
4- İnsan Allâh’a Karşı Pek Nankördür
5- İnsan Harîs ve Cimridir
6- İnsan Kıskanç ve Hasetçidir
7- İnsan Zayıf Yaratılmıştır
Hem yeryüzünde Allahın muhatabı olacaksınız hem de bu kadar kusurlu !
Çelişik gibi görünüyor fakat bu konuda düşündüm,yaşadım tecrübe ettim.
Hem çok zalimiz hem çok merhametli.Yukarıda sayılan her vasfın tam zıddını gerçekleştiren bir insan ,yaşamak için değil kendini yapılandırmak için bu dünyaya geldiğini anlamadığı sürece durum vahim.
Sorgulamak çok iyidir bence, kusurumuzu görmek ile kusursuluğa ilk adım atılıyor.
Başlığınız çok yerinde .Kusuru kucaklamak demişsiniz evet insanın önce kendine merhamet etmesi gerek .
Sevgilerimle black :)
black_sky
Bazen hayatta kalmak için sürekli kaçan bir varlığız diye düşünürdüm ve kaçtığımız önce kendimiz ve bizi eleştirenler derdim. Ne kadar gerçek korkutucu gözükse bile meselenin en basit çözümü karşısına geçip gözlerinin içine bakmak aslında...bunu anlamak ise asıl mücadele..
Kendimizi kusurlarımızdan arındırmak ütopyası peşine düşmek yerine onları kabul etmek gerekir ki ancak o zaman bir bütün oluruz...dediginiz gibi çünkü içimizdeki her şey zittiyla var içimizde yine ve onları inkar etmek kendimizi inkar etmek oluyor bir noktada...
Yorumlariniz için çok teşekkürler...her yorumla kazanımlarım çok değerli...
Eksik olmayın dilerim.
Saygılar ve selamlar
nedenleri niçinleri birlikte okuduğum
insan hayatının ve bu hayat sürecinin
haritası çıkarılmış en güzel ayrıntılarıyla.
sanırım son nokta hiç bir şey olmadan önce
insan olabilmeyle bağlatılı...
güzel ve yerli yerinde bir yazıydı
saygıyla
black_sky
Eksik olmayın değer kattınız yorumlarınızla
Saygılar ve selamlar olsun
tanrıya ve meleklerine bir tövbe
ettirince kavuşuruz kusura
şeytan da aldatmış tanrıyı
gerisi dedikodusu Hızır'ın
tanrı pişman olsun insan mı yaratmış
akıl vermiş bir de fikri aratmış
kusurun suratı nice suratmış
huzur sağlık ve özgürlük dileğim..:)) uğraşamam şimdi kafiyeydi redifti kıta düzeniydi:)
ilgili belgeselin şeytan hakkındaki yazımsal versiyonuna başladım..
*
yazını gece mi okumuştum, er saatlerde mi ...ne yazdığından ziyade bende bıraktığı intiba şuydu:
büyük bir derya ancak boğmuyor, göklerle denizlerin birleştiği bir an düşledim..
toprak çıkıntılık yapmasaydı rüzgarın kanadına binecektim..
yazıya geçince şiir biraz arka planda kalıyor.. veya küsüyor artık kalem..
bugünlerin geleceği de belliydi zaten..damlarken bolca yazalım diyorduk, sonra kalbur elek yaparızdı yeniden.. yazı daha mı güzel nedir şiirden..bilemiyorum:)
kalemine sağlık nesildaşım..
sonra da tekrar okurum nasılsa..
saygı ve huzurla..
black_sky
Senin çekirge bana misafir oldu değişik bir formda...gerçek çekirge formunda;)))
Yanı sizi okumak bana çok iyi geliyor ki ben de yazmak isteği oluşuyor...
Bu ve başka bircok sebeple çok teşekkür ediyorum...
Hiç eksik olma dilerim...
Bu arada en merak edeceğim bölüm geliyor desene. Şeytan.;))) işte bu bolum için nasıl bekleyeceğim bilemedim...bir an önce okumak istedim..
Sağlıcakla kal dilerim nesildaşım
black_sky
Yinsani
Karamsarlık değil bence,
Kusursuz bir sorgulayış biçimi bu.
Okurken zihnimdeki gölge
Kendini sorguladı.
Yaşasın kusurlu olma hâli!
Kaleminize sağlık.
Sevgiyle.
black_sky
Ne mutlu bana bir şeyler katabildiysem daha ne isterdim bilemedim...kusursuz olmayı istemezdim sanırım;))
Eksik olmayın.
Saygılar ve selamlar olsun
kusursuz degiliz hiç birimiz
kusursuz olsaydık tövbe etmek diye bir eylem de olmazdı
hata yapmayan varlıklar olsaydık
özür dilemek nedir bilemezdik
ben kusursuzum!
diyen bir insanın en büyük kusuru kendini kusursuz sanmasıdır
kalkabilmek için düşmemiz gerekir
bunun gibi çoookk seyler var yazacak
kusursuz bir yazı olmuş!
demeyeceğimi siz de takdir edersiniz
(: ama iyiydi iyi....
black_sky
Kusurlarımızı inkar edenler dışında bir de kusurlarımızı saklamaya çalışanlar var ve en şanslı kesim sanırım bunları bilip yüzleşenler....en doğrusu kanımca bu olmalı...
Ve sondaki dokunuş çok iyiydi...olsun kusurlu bir yazı olsun daha içten ve insanca olurdu zaten;))
Eksik olmayın dilerim.
Saygılar ve selamlar
Kusur; en büyük kusursuzluktur. Yazının başlığı ne güzel açıklamış. Kötülük olmasaydı iyilik olmazdı. Tanrı şeytanı yarattıysa _ yaratırken muhakkak insanlara bakmıştır, vardır bildiği🤭
Karamsarlık olmasa, iyimserlik olmazdı. Dünya BİLE kusurlu, _tam yuvarlak değil, olduğuna göre... Aşkta BİLE sevilen kusursuz mu? Aksine, o kusurları bile kabulleniriz.
Not: Siz; yazarken, yazdığınız her neyse, dibine kadar düşlüyor/ yaşıyor ve bu duyguyu derin derin kanata akıta yazıya aktarıyorsunuz. Hem de özgürce. Ama, okur ne der; beni yine karamsar bulur mu _bu yazıda bu korkuyu yaşamış; finalde yine içinizdeki Özgür kalem ürkekçe de olsa kafasını çıkarmış_ dediğiniz an kaleminiz sihirli gücünü kaybeder. Merak ettiğim için yorumlardan sonra bir kaç şiirinizi okudum. Dedim, bu gereksiz bilinç altı göndermeleriyle_ okur ne der, beni karamsar mı bulur_ kendini harcamasa. Dememe kalmadı bu yazı. Yazar/şair okura göre kendine ayar vermez. Kalemin ne yazdığı önemlidir yazan İÇİN.
Saygılarımla şair
ersinbaşeğmez tarafından 5/30/2020 12:04:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
black_sky
Belki başka konularda ki o bile pek bir zor dediginiz durumu yaşarım ama yazma konusunda imkansız desem yeridir, istesem de yapamam çünkü ..yani birileri daha az endişe etsin ya da yanlış anlamasın diye törpülemem, neyse o...bu cümleyi kurmam da aynı sansürsüz düşüncenin ürünü olarak cıktı. Lâkin bir yenilgi değildi...bir düzeltmeydi.
Emin olun kıymet verdiğim yorumlariniz var ama emin olun kalem ne isterse ben onu yazdim yine öyle yapmaya devam edeceğim. Baktım olmuyor hiç yazmamayı tercih ederim bence böylesi daha doğru bir davranış olur.
Kusurlarımın kusursuz tarafları olabilir;))
Değer kattınız yorumlarınızla eksik olmayın dilerim...yorumlarından keyid aldığım kişilerdensiniz çünkü...ama işime geldiği için degil bana göre daha geniş acıyla yaklaştığınız için. O cümleyi yazarken bir yenilgi olarak gözükeceğini düşünmemiştim belki öyle olmuştur...olmuş olsun artık;)
Sağlıcakla kalın
ersinbaşeğmez
Ufak bir düzeltme. Ben final derken bu cümleyi _anlatımının finali_ kast etmiştim. Tabii, baştan söylemeyince doğal olarak siz de doğru olan finali gördüğünüz. Kusura bakmayın bu konuda.
Elbette şair kaleminin yönünü kıracağına alanı terk eder. Ama ruhun derinliklerinde olan savaşa/ soru işaretlerine de kimse ne engel olabilir ne de farkında. Kişiliğinizin ne kadar dik olduğu(olumlu olarak ifade ediyorum) zaten anlatım tarzınızdan belli.
Ne yazarsanız yazın içinizden geldiği gibi ve özgürce. Tekrar yazı ve şiirlerinize tebriklerimi bırakıyorum.
black_sky
Ben istesem bile güneşli , gülüşlü şeyler yazmak konusunda pek başarlı olmadım. Genel tarzım daha hırpani bir tarz oldu. Şikâyetçi değilim aslında eğer kusurum buysa;) Aslında bu anayım tarzından daha yaratıcı bir tarz oluşturmak isterim kendi çapımda...bakalım şiirler olan yolculuğum durakladı ama neyseki deneme tarzından yolculuk devam ediyor.
Inanın sayfaya düşen her yorum çok kıymetli olumlu ya da olumsuz...ben kendi kusurumu kabil ederek kendimi geliştirmeye calisacagim. Aslında haraket alanıma olan bir müdahale beni çok sinirlendirirdi ve yanlış anlaşılma özellikle kırar ve incitirdi. Düşününce bu yoruma sebep verem zaten benim tarzımdı. Kısacası neden böyle üzgünsünüz diyen yorumlar asla sıradan olmadı ve değerliydi. Böyle düşünmeye sebebiyet veren bendim o zaman açıklama yapmak en doğal sonuç olacaktı..olmalı hatta...Aslında burada tamamen kendimden bağımız bir durumu anlattım evet ama karamsar bir anlatım tarzı seçtim bu hoşuma gidiyor daha iyi anlattığına inanıyorum gibi...
Benim içinde bir yolculuk oldu sanırım...
Bu yüzden derim ya hep; eksik olmayın.. ve sizde dileri eksik olmayın...bana kattığınız her şey için. Yeni yeni bakış açıları için...
Kusurluyuz; ruhumuz aç, kendimizi, ne oldugumuzu, nereden geldiğimizi yani insan oldugumuzu unutuyoruz. Yaradılmışların en üstünü İnsan en kusursuzu değil..! Çabalamıyoruz, yorulmuyoruz, uğraşmıyoruz , kısaca kendimizi aslımıza uygun hale getirmek için kılımızı bile kımıldatmıyoruz. Sanıyoruz ki her şey bizim (ben) için var ve onu alıp hunharca tüketmeli, son damlasına kadar kullanmalı.. TÜKETİM delisiyiz. Tıp kı bir değirmen gibi, ağzıma ne düşse öğütüyoruz.
black_sky
Yorumlariniz için teşekkür ederim. Değer kattınız.
Saygılar ve selamlar