Ben kanatlı inektim, afilliydim şekildim,
Cinsimi hakir görüp kaf dağına çekildim.
Ayrık otu severim, küspeye de katlandım,
Ayıptır söylemesi, havyardan çok otlandım.

Dedim sallabaşımı batıya bir salayım,
Garp'a doğru yol alıp biraz hava alayım.
Yükseldim bomboşluğa oldum kukumav kuşu,
Dişlerken dimağımı küffarın azı dişi.

Öyle dikti ki burnum Paris'e tez alıştı,
Eyfel'in etrafında aylak aylak dolaştı.
Gurbetçi bir ses duydum: Aklı evvel sağırsın,
Mondafon'a öykünme yerli kara sığırsın.

Kanat çırpıp Berlin'e, noel çamına kondum,
Aldandım endamına ,meyvesi vardır sandım.
Haç boğumlu bir akrep vahtiz meyi zerk etti,
Bedenimdeki kanım damarımı terketti.

Üç günlük yonca için haçlıya selam durdum,
Saçaklı kuyruğumu kıvır kıvır kıvırdım.
Issız, paslı sinemde, yoktu mâna zerresi,
Aynaya bir baktım ki, başım kibir kulesi.

Baba Hindi halime aptal aptal bakındı
Anne Tavuk görünce, civcivleri sakındı.
Çilli Horoza sordu: uçan inek mi olur
Horoz: Leyleğe danış o gezgindir o bilir.

Anne Tavuk kümeste merakından çatladı
Hacı Leylek durur mu? hemen lafa atladı.
Bir inek uçtum derse fikir firar nafile,
Laklakaya ne hacet sormalı bir akile.

Akil baykuş söz aldı: gece niye görmedim,
Kuş beyinliyim fakat hiç kiraya vermedim.
Belli fazla sivrilmiş ecnebide yaşarken
Ya da bir haller olmuş el tezeği deşerken.

Yavuz Bozkurt hilâlin hüzmesinde yatarken,
İt-kopuğa doğrulup sille şamar atarken.
Dedi: ey! Sefil ahmak kime neyi yutturdun ,
Avrupayı görünce fikrine mum tutturdun.

Söylemeyi unuttum! Size Koyun saydırdım,
Ne rüya ne de hülya işkembeden uydurdum.
Burnumdan kıl aldırmam , Avrupa uşağıyım,
Aslen inek te deģil, kervancı Eşeğiyim.