Aksakal
18.10.2019 11:41:07Bugün meselelerimizin başı, can damarı tarımdır Halil Beyefendi.Bunu tam bir vukufla, dolup taşan bir çiftçi bilgi ve eğilimiyle güzel şiirinizde gerektiği gibi anlatmışsınız.Yıllardır önemli güncellerden uzaklaştırıldığımız, siyaset temasıyla oyalandığımız, battığımız siyaset çamurunun kuruyup vücudumuzu zırh gibi sardığı ve biz i kendine göre oynattığı günümüzde; insan oluşumuzu ve onun gerçek ihtiyaçlarının neler olduğu düşüncesinden ve bilincinden uzaklaştırılmış, yün yataklar varken hasır üstünde uyuşuk halde uyumanın tadına alıştırılmış nasipsizler olarak yaşatılıyoruz. Bunun adı bir lokma ekmek, bir hırka takdim sanatı ve buna vatandaşı alıştırma, razı etme ustalığıdır.Şu anda vatandaşın kaçı doğru dürüst ve "benim evim" diyebildiği bir evde oturuyor, kaç kişinin evine ihitiyacını karşılayabilecek miktarda et, sebze, meyve, giriyor, kaç aile reisi çocuğunu ferah ferah ve sıkıntısız okutabiliyor, her nasılsa yüksek okul ve fakülte mezunu olabilenlerin kaçta kaçı iş bulabiliyor ve branşında çalışabiliyor, işçi, memur, emekli neden Avrupalı standardında yaşama düzeyinin çok altında sürünüyor? Köylere dönüş başlasa da nafiledir Halil Bey, çünki benzin, mazot, gübre, tahıl, ham madde çok pahalıdır ve zaten borçlandırılmış köylünün, bunları istediği ölçüde alıp, mahsulü yıllık hale getirmesinin imkânı bulunmamaktadır.Bilirim; eski yıllarda Adana'nın bol topraklı pamuk tüccarları toplatıp sattıkları pamuğun aşırı gelirini harcamak için, Adana yetmez; İstanbul barlarında para yemeğe gelirlerdi. Gün gün hiçbirisi kalmadı, hele bugün neredeyse o koca tarlalarda pamuk eken dahi kalmadı.Yaşasın siyaset, yaşasın yönetenlerimiz.Saygı, selam ve muhabbetle, tebriklerimle...(Aksakal)