gidiyorum...
gidiyorum bu şehirden
heybem de birikmiş hasretler
gittikçe ağırlaşan hayal kırıklıklarım
söylenmemiş türkülerim
ve okunmamış yarım yamalak
şiirlerimle
gidiyorum sevdam
hoşça kal gidiyorum

bana da göründü ayrılığın uzun yolları
bir hazana
yenik düştü baharım
yaprak döktü umudumun bütün dalları
gidiyorum
sende kalsın ömrümün en güzel yılları
sana bırakarak
dudaklarımda aminlerle vurup
öldürdüğüm duaları
unutup...
yüzünü güldürdüğüm o en tatlı anları
en kavi yerinden keserek umutları
içim de yakarak tüm sevdaları
hoşça kal hüzün gözlüm gidiyorum.
hoşça kal

gidiyorum bağrım da
bu sevdanın buruk acısı
içim de yıllardır dinmeyen sızın
sen gittin gideli gülmedi bir an
yüzüne talihi şu bahtsızın
sensiz bu şehir cehennem
bu şehir bana dar
aldım yüreğimi ve gidiyorum
kim bilir belki de sonsuza kadar

ey benim içim de en tenha’sızım
sol yanım da uyuyan yaralı peri kızım
sen yoksun senden umut yok
bir zamanlar beraber yürüdüğümüz bu
yollar da
şimdi yalnızım.
Gidiyorum yanım da eski üç beş hatıra
gidiyorum elimi yarama bastıra
bastıra
içim de ki bu aşkı sustura
sustura
gidiyorum
sevdam hoşça kal gidiyorum

Gidiyorum
Yoldaşım bir kaç damla göz yaşı
Ve bir avuç sensiz’ilik.
yüreğimde eşsiz garip bir hüzün
gözlerimin içine doluyor yüzün
içimde bir yangın üşüyorum üstelik

aklımda kahve rengi gözlerin
ve dağınık saçlarının karası
kuruyup kapanmak nedir bilmeyen
gönlümde hicranın derin yarası
al yanı başımdan sen de kalsın bu sevda
öldürse de beni her hatırası
şimdi ayrılığın vedanın vakti
şimdi çekip gitmenin bende sırası

gidiyorum gecenin en tenhasında
kaldırımlar söylüyor hüzünlü şarkımızı
duydun mu ? ey sevgili yıktılar yaktılar aşkımızı.