14
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
1360
Okunma

Gönül rütbesi sökük bir sancak
Ve hayli derbeder bir köle hele ki;
Yitip gidenlerin ardından nöbete durduğum her gece
İken kıblesi ömrün yine de en münafık serzeniş
Belli belirsiz bir gidişatın peşi sıra
Ve sığındığım iklimsiz yarınların mertebesinde
Kayıp bir dengime rast gelirim de,
Körelir şu hezeyan.
Yine de rücu ettiğim en kıdemli sancı,
Minvali ölümsüzlüğün ve sapır sapır dökülürken
En yaralı sağanak gün bitiminde.
Nasıl da bir tecelli şu isyanı yüreğin
Sandığımdan çok öte bir sihirde kaybolduğum,
Kıyamı hidayetin ve nazenin bir yoksunluk
En harcı âlem gölge peşimde sürüklediğim,
Yine de sür git bir asalet en yakışan gözyaşıma,
Göstermeden sağ sola, kaynarken içten içe.
Açık bir kapıdan içre, medet umduğum
Bir gök kubbe kucaklayan o düş bekçisi imgelemin
Tuzağında kıstırılmışlığım kadar ayan beyan.
Sakil bir nota yüreğin sesi,
Sefil bir yoksunluk altı üstü
Ve en kıdemli sancı ardından gidenlerin,
Dolmayan bir milat her nasılsa
Kayıp rotamın girizgâhında biriken o isyan.
Serkeş tınısı mı yoksa mağlup düşlerin
Ezelden beri kayıp bir istilada esir düşen
En bariz temettüsü iken
Mihrap bellediğim hidayette soluklandığım;
Anlık bir molada sükûtu hayale uğramak da olası,
Düşkün bir imgenin en müşkülpesent sarnıcı
İçinde devindiğim tümsekten çok yukarı
Bir var oluş.
Devinimi kayıp bir ömür kadar kıymete binen
Çoğunun nazarında ve seslenirken
Çok uzaklardan aşkın şarkısı,
Ahenginde kaybolduğum en kıdemli dostum,
Paylaştığım mizacı yürek yaşımın,
Belli belirsiz başımı yasladığım
Hele ki içimde biriken onca yas’ın nazarında
Gömüt bildiğim bir imgeden ibaret,
Yine de peyder pey tükettiğim ve tüketildiğim
Münafık bir aşkın perde arkası.
5.0
100% (28)