kalbim sana mülteci

ağrılı bakışlarımda can veren akşam
dilini şahadete çevirmiş bak
şahadet ederimki aşk kalbe çakılan
Ulubatlı sancağı kadar asil ve yaralı
kanım aktığında
iki lokma diziliyor boğazıma yutamıyorum
aşk orucuna niyet etmişim gibi
elbet ılık bir rüzgar eser de
Kudüs gözlerinde kıyam durur sevdiğim
ve bir akşam ezanı doğar ölüm
öldürmeden yaşamak için..
cesetler vurur kıyılara
c/esetler yaşarken ölüm mayalar
sütü bozuk soysuzların çanaklarına

seveyim mi yinede seni ?

sevelim mi bu göğü kazık yapılan dağları
dengesini yitirip karda kışta kutuba göç eden aykırı kuşları
sen sığınmacı yüreğinle soğuk bebek ellerini ısıtabilir misin?
ıslatabilirmisin gözlerinle kuru katı katıksız somun ekmeğimi

ben dualar ediyorum sevgili
yeşerecek ümidiyle bitmiş insanlık bahçelerine
bir çift göz almadan gelme yanıma
ferini geri verelim salalım denizlere
üç beş odun getir ateş yakalım
su ateşi öptüğünde göğe bakalım
uyur uyanırız taze bir dünyaya kimbilir?