2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1004
Okunma
gövdem haber muhabiri.
birkaç yerde, izdiham.
devasa bir muallak,
gasp ediyor hücrelerimi.
itinalı oysa bir o kadar plansız
savrulmaların eleğinde,
kalakaldım.
ıslak ızgaralar ardında
mor pelerin.
göğünde uçurduğu
şapkasız zerdali başı
şimdi,
o her neyse
öyle olan.
meğer
güz yağmurları susamış
ocak ayı kaldırımlarıma.
emanetsiz bir kol gezmesini dolamış,
boynuma.
husumettendir
ey gönlüm
bırak şişenin sayacını.
top başı iğnelerin
patlak adımları
bu,
köşe beli
soğuk
tutunmaların.
peki
siz
dersiniz mi şimdi bana;
çekmeyim mi
dipsiz yastik
kılıflarından
unutulmuş doğal sayıları,
saklamayım mı
tarihin el yapımı mısır örgüsüne,
dokunaksız beşik gıcırtılarımı?
veyahut
iskemlesiz bir tozun
fikri uyutan müptelasını
gözlerime mi sürmeli rüzgarsız başıma inat?
demeyin öyle,
ruhlara abanık
sessiz harfler türetmeyin.
öyle demeyin.
toplayıp üçü beşi
bir sacayağına oturtalım,
bakalım.
göksüz bir bulutun da diyeceği vardir,
dinleyelim.
hem
eşsiz tasarımların
kırışıktır avuçları,
hadi
parlak kırmızı zaman alışları
tut,
tutalım,
anonsa..
öyleyse
yazıyorum
ilacımızı;
32 derecelik bir gölgede
tespih ortası düşünü,
do sesine yapıştıralım
ve
katran lilasına sarınalım.
5.0
100% (2)