0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
952
Okunma

Dönüyor dünya ayaklarımın altında
Semazenler gibi...
Heyacanını yitirmiş
Akisleri sönmüş bir aşk gibi
Yarım bırakıldım
Uzanıyor yokluğun içime
Sıra dağlar gibi.
Gidiyorum uzun yol şöferleri gibi
Gittiğim yerlerin bir önemi kalmıyor
Sadece gidiyorum.
Kırkikindi yağmurları intihar ediyorlar
Kendini atmak suretiyle gökyüzünden
Yeryüzüne.
Dnasıyla oynanmış
Göğsüne motor takılmış
Bir güvercin gibi bütün uçma denemelerim
Başarısızlıkla sonuçlanıyor.
Anne sesi
İstemsiz bir baş dönmesiyle yere çakılan kirlangıçların kanatlarını tamir ediyor.
Bütün anlamlardan sıyırıp hayatı
Dinin ve insanların olmadığı bir yerde
Bir dağ basında ya da amazonlarda bir yerde
Yasaklı bir kitabı okurkenki heyacanla seni yaşamak istiyorum.
Yaşamak istiyorum bunca zülme günaha ve ayrılığa rağmen.
Bu kadar zulmün ortasında ölmek
Sahici bir ölüm müdür?
Saçlarınız sayın özlenen
Günaha hiç batmamış bir cocuk sesidir.
Nefesiniz otobüs camlarına buğu
Ve elleriniz o camlara yazılan şiir
Gözleriniz ölüme çıkan uçurum
Gözleriniz üzerime doğrultulmuş silah
Büyük bir tehdit gözleriniz
Gözleriniz en çok gözleriniz
Gözlerinizle göz göze gelmek
Sahici bir ölüm.
Hiç dokunmadan, konuşmadan, görüşmeden
Uzun yolculuklar ve uzaklar kadar
Korkutucu bir aşk bizimkisi.
Bilmeden yaşamak sesinin sesimi öperkenki heyacanını
Selamsız , yabancı dokunmadan geçmek ellerine
Şeytan kadar davetkar ellerine
Ve bilmeden yaşamak yüzünün coğrafyasını
Sahiden neresidir senin en uzun yeşil kalan yerlerin
Var mıdır bizin köyümüzün sularından
Eğilir öperler mi ceylanlar sularını kıyılarından
Bir ekmeği ucundan iştahsız koparır gibi kıyılarından
Dudaklarının kıyılarından.
Şehirler arası otobüs terminalleri
Kimsesizler, her koşulda devlete güvenenler
Liberaller, demokratlar, muhafazakalarlar
Boşlukta tutanamayan herşey
Bu yaz ölüyor biraz.