Bir yaşam bir ölümü kaç dakikada doldurur
Birbirine ulaşmamak için yola çıkan
Biz iki farsız araba
Bu karanlıkta ne zaman ulaşarız birbirimize.
Alay edici bir söz  umursamaz bir bakış
Bir gururu kaç dakikada paramparça eder?

Toplanmamak üzere dagılan bir kalabalık
İki bileği birbirinden ayıran bir kelepçe
Islak bir kağıdı yırtarkenki sessizlik gibi
 
Yer ve yüzü bir aile olma telaşesindeki masa
Yan yana hatıra fotoğrafı çektiren sandalye ayakları
Sigara ve çakmak
Lamba ve ışık
Kapıyla buluşan tokmak
Terayağı ve sıcak ekmek
Güne erken başlayan pencere önü kedileri
Otobüs durakları
Sancıyan gönül ağrılarına merhem şiir
Herşey birleşik yazılıyorsa
Herşey yüzüme yalnızlığımı vurmak konusunda kararlı...

Bir acı bir aşkı
Bir yaşam bir ölümü
kaç saatte doldurur

Çürüyen umutlara morg tahsil etmeyen devlet
Çekirdeği doldurmayan incir
Okşanmazsa bir aşk çicegi incinir.
İncinir devletin  yapmakla övündüğü  yollardan,
O yolların, süresiz yolcuları yalnızlar

Arkanı süresiz acıları araştırma hastanesine dayayınca
Süresiz rapor alabiliyorsun
O raporla mutluluktan muaf tutulabiliyorsun
Mazeret sınavına girebiliyorsun acıların

Bir mikrop bir kanı kaç dakikada kirletir
Bir şehir kaç dakikada sonsuz bir cephaneyle teslim alınabilir
Bir kalp bir sözüne boyun eğer aşkın
Yürüdükçe altımda yollar aşınır


Yeniden toplanamayacağını bilerek dağılan gurur
Dağıtması gibi saçlarını baharın
3.ncü sınıf insanların üzerine zimmetli yalnızlıkları
Allah devletimizden razı olsun diyerek oturulan yalnızların banklarını
İsçisine kredi vermeyen bankaları
Yok sayılan halkları
Lehimize çevrilmeyen şartları,
Yüzümüze bakmayan kartları
Hiç gönderilmeyen karpostalları
İzmire yağmayan karları


Suçlayamacak kadar yorgunum...

Bir ölüm bir yaşamı kaç dakikada doldurur?