ben korkak adımlar atarken
düşmekten korkan çocuğum
ne katil olabilirim ne de
zalim bir hükümdar
kötülüğü koynunda büyüten
hiç bir yetişkinle yarışamam

adımlarım gibi küçüktür ellerim
yetimin malına göz koyamam
ne hırsızım ne de eşkiya
hiç kimsenin malını çalamam

kötülüğe aklım sarmaz
mazlumun ahını alamam
minicik yüreğime ağır gelir
vicdanımın sesi uyutmaz beni
öyle mutlu mesut yaşayamam













Simsiyah kar yağarsa bir gün...



Her şeye rağmen yine de bembeyaz yağıyor ya kar...

Ey Yüceler Yücesi
Rahman ismine binlerce kez
Hamd olsun

Bebek kalbi kadar
Saf ve temiz kar
Hoş geldin

Seni sevmeye
Sana sevinmeye
Utanıyorum

Korkarım
Dillendirmeye ama

İnşallah bir gün üzerimize
Simsiyah yağmazsın



biraz zorla kendini hayal et
küçük bir kedi yavrusunu mesela

ayağının ucuyla itele tekmele
kuyruğuna teneke bağla
salıver sokaklara
faraza

ve dinle ruhunu
az bir dinle

şimdi yine hayal et

yumuşacık tüylerini okşa yavaş yavaş
ellerinin altında titresin
mutluluktan dört köşe
mırıl mrıl mırıldasın
kartopu gibi bembeyaz kedicik

kedi dilince
teşekkür etsin kendince
ve onun sevincini yüreğin
ta içinde hissetsin
bir de böyle dinle

kalbini az bir dinle

hangisi iyi geldi sana
iyilik mi galip geldi
yoksa kötülük mü
iyi geldi ruhuna

gökkuşağını izle yağmurdan sonra
bir gülü kokla mesela
gül yaprağının üzerinde şebnemleri hisset
tenine dokun bir bebeğin ve mutlu ol

mutlu olmak mı
insanın mayasına em
yoksa gam keder mi
bize iyi gelen

hadi söyle

ters arkadaş işte ters
inadı bırak kardeşim karıncadan bile al bir ders
bilmez mi ruhumuzun mimarı
cümle mahlukatın yaradanı
hangisi doğru hangisi eğri
hangisi düz hangisi ters

bırak benliği
kem sözü kibiri
yaradılışına hepsi zıt inan
gel dön kendine
yine sensin derman
yine kendi derdine

ey insan sen de dahil
tüm kainat
hem ruh hem de ten
mutlak bir gün ölecek
ve
bir bir hesap verecek

çok geç olmadan hadi gayret
durma kıyam et
önce küçük sonra büyük

mutlak kopacak
kıyamet