4
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
2095
Okunma

yüzüme dökülen
zamansız bir nehrin şırıltısı
bu şarkı…
sandal ağacının özündeki pırıltı
yaprakları kokusu aşkı ödüllendirir
tanrı’nın merhametine sığınan dağlar
ellerimi okşayan serçeler bilir
bana ait hiçbir şey yok
sende
bense şehrin bezgin gezgini
uykuya uyanan gözlerimin dilencisi
sokak sokak gölgeni aradığım ruhun amansız vaveylâsı
rüzgârın boynunu kırmış gökdelenler kadar yıkıcı kederler
yıldızlardan düşen ışık kelebekleri bilir
hasretin kırılgan melodisini…
bir yokluktan bir yokluğa koşan hüznün kamburu
acının haykırışlarını dizginleyen acı mavilik
tüm bulutlar ve gök kandilleri şahit
bitip tükenmeyen bir tutkunun yangını bu sözler
karanlık dehlizlere çağlayan
işaretlenmiş ağaçlar
kıyılmış odunlar gibi güneşten, topraktan uzak
senden uzak, ölüm kılıcı kadar şahmeran
tüm kuşları karanlık bir avluya gömmüş kader
kalbim-
orada aşk ölü-
mü?...
yosun tutmuş taş mezar sinem
sisler, küller arasında uyuyan karanfil
dilim sonsuzluğa ağıt tüttüren elem buğusu
begonviller ve sabahın ayazı şahit
gönlümü bilir acem bülbülleri
uyansın yansın nehirler
tüm sevenler bilir
aşk ölü taklidi yapsa da
- asla ölmez…
ayşe uçar
25-12-2015