2
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1382
Okunma
/yaşadığımız şu dünyada ya hiç ayna yoktu
ya da o aynalara bakacak yüzümüz/
biz., kapanmış mağazaların indirilmiş vitrin kepenkleri önünde,
yakamızı düzeltip., dağınık saçlarımızda gezdirirken ellerimizi..,
hemen arkamızdan bir kırlangıç sürüsü uçar gider
bir daha asla dinlenemeyecek türküler gibi...
,
/içimizde kimse duymaz oyuncakların çığlığını
kesilirken., gölgesinde oynandıkları ağaç/
temel taşlarına inmeye başlayınca beynimizin kara balyozları,
bütün binalarımız yıkılır., hoyratça yürüdüğümüz bu caddede,
rengi atar damarımızdaki kanın, farkında olmayız
son kelebek kaçar yüreğimizden, kanatları toz içinde…
,
/sintinesi günah yüklü gemilerimiz beklerdi limanda
yüklerini taşıyamaz olup, batmadan önce/
zaten biliyorduk ki bütün çıkış yollarımız tükenmişti burada
denize inen her sokağı, kendi barikatlarımızla kapatmıştık
yani biz., son kahramanlarıydık kötü rüyaların
bir günlük ömrü bile insan gibi yaşayamamıştık..
…….
/yok edicilerin korkusunu bir asma yaprağı kırbaçlar
siz nasıl duyacaksınız çatlayan kabuk sesini/
yarınlar anlatıyor da inanamıyorum.,
sözde bir tırtıl.., duvarlarını aceleyle tekmeliyormuş kozasının
bir an önce kelebek olmak ve konmak için bir çocuk yüreğine
o çocuk., öyle çocukmuş ki, balıkçının tuttuğu balıkları
tezgaha düşmeden önce, canlı-canlı atıyormuş denize…
/güzel rüyaların iyi kahramanları da böyle gelecek
yüreğine kelebek konmuş bir çocuk kimliğiyle/
Cevat Çeştepe
5.0
100% (7)